Üniversiteye ilk geldiğim sene, derslerim çok kötü idi. Avarelik çağımdı.
Nereden buldum bilmiyorum, Ege Üniversitesi Hastanesindeki lösemili çocuklar için yardım kampanyasına dahil oldum. Bir zaman sonra o çocukların "trombosit" denen bir maddeye ihtiyaçları olduğunu ve bunun kandan sağlandığını öğrendim. Ben de bağış için gittim.
Bugün evlenmenin maliyeti, en ponçik yerden baksan bile 250 bin lira.
Hiç lafı uzatmayacağım, süslü cümleleri de bu defa kurmayacağım.
Bu maliyetin artmasının bir çok sebebi olabilir ama ben bu konuda en çok sorumluluğun kız ve erkek annelerinde olduğunu düşünüyorum.
Hiç mi acımıyorsunuz bu çocuklara hanımlar?
"Zina arttı, ahlaksızlık
Anne ve babalarımız biz daha doğmadan önce tanışan bir çocukluk arkadaşım var,doğmadan önce tanıştığımız için embriyo arkadaşım demek daha doğru olacak,adı Ozan. Aileden toprak zengini anne baba çiftçi,İlber hocanın bu kitabını al Ozan'ın anne babasına okut derler ki "amaaan bunlar hep masraf be evladım" yemeyi değil kazanmasını bilen
Evleneceğim hanımefendi...
“Kütüphanemiz için alışveriş yapmaya devam ediyorum. Sen şimdilik bu kitaplardan alma olur mu daha çok kitap aldım. Bunlar sadece görünen kısmı. Sen masraf etme bunlara..."
You 'Tüp' lü kanalıma hoş geldiniz!
Çocuklara örnek olmak için yanlarında kitap okurum sürekli.. Ne biliyim ilk defa belki de.. Bu kadar canla odaklandılar, elimdeki kitaba. Öğretmenim ne okuyorsunuz?
Aslında onların celp eden kitabın içeriğinden ziyade; başlığıydı. Dijital kuşak tabi, onlara da hak veriyorum. Bir nevi hayatlarında eğriyi
Hiç aranızda böbrek taşı düşürmüş olan var mı?
Acısını çeken bilir derler ya! Sabahın beşi miydi neydi, belimin sol alt yanında korkunç bir ağrıyla uyandım ama öyle böyle değil kendimi yataktan zor attım, yerimde duramıyorum. "Ah anne! vah anne!" diye inlerken annem yanımda bitti bile...Korkusundan eli ayağına dolandı, babam da arkasında.
-Bey, götür şu kızı bir acile de iğne yapsınlar, rahatlar belki. Babam ordan:
- Birazdan geçer ya! Hem şimdi bir sürü masraf olur, biliyosun son günlerde bel fıtığından çalışamadım nerden bulucağım parayı.
Annem:
-Görmüyormusun kız nasıl acı çekiyor dediyse de babam pek oralı olmamıştı. Sevmezdi babam doktorları, kendisi de doktora gitmezdi ki suçlayamıyorum. Annem son çare soluğu komşuda aldı. Beni alel acele Acil'e götürdüler, iğneyi vurulduktan 10 dk. sonra kendimi yeniden dünyaya gelmiş gibi hissettim. Doktor böbreklerimde taş olduğunu ve tedavi edilmem gerektiğini söyledi...İğneler, antibiotikler vs. Annem hastaneden çıkar çıkmaz direk kuyumcuya yüzüğünü satmaya gitti. Yüreğime oturdu, çok zoruma gitti ama hiçbir şey söyleyemedim. Ant içtim ne olursa olsun o yüzüğün daha iyisini ona alıcam diye ve aldım da...Ah annecim, senin hakkın nasıl ödenir? Şimdi ben anne oldum ve seni daha iyi anlıyorum. İnsan nelerini feda etmez ki evladı için ya da nelere katlanmaz ki!
Harika bir kitap okudum. Neden harika? Çünkü masallara bakış açımı değiştirdi, geliştirdi. Diğer bir deyişle, ufkumu açtı. Kitapta masallarla ilgili pekçok detay mevcut. Ama ben hepsinden değil sadece kitapta masallarla ilgili en çok bahsedilenlerden ve benim de en çok ilgimi çeken 4 kısımdan bahsedeceğim.
Beni en çok şaşırtan ilk konu
"Yılda ne kadar harcıyorsunuz kitaba?"
"Kitaplar çok pahalı değil mi, el yakıyor."
"En iyisi kütüphaneler..."
"Ben PDF okuyorum."
"Sahaflar candır."
Son zamanlarda birçok defa şahit olduğumuz cümleler. Biri veya birkaçına mutlaka kulak misafirliği yapmış ya da doğrudan yaşamışsınızdır.
Kendi kitabına inceleme yazmak çok garip bir duyguymuş. :) Baştan söyleyeyim kitabın olay örgüsü, işleyişi gibi konular hakkında bilgi almak isteyenler okumayı burada bırakabilir. Çünkü kendi yazdığım bir kitap üzerinde tespitler yapmak ne derece doğru ve etik bilmiyorum. Öz eleştiri hakkımı da kendime saklamak bunları okuyacak olan insanlardan
Bir abi oğlunu evlendiriyor, 1 milyon TL masraf çıkmış. Adam tarlasını sattı, oğlunu evlendirdi. Benim babamın tarlası da yok, biz nasıl evleneceğiz shshshs