Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Türkiye, biat kültürüne dayalı bu sistem çerçevesinde refah artışı yaşar gibi olduğu bütün dönemlerde yeni bir buluş yaparak ya da teknolojiyi geliştirerek değil, önceki dönemin birikimini ya da geleceğin gelirini harcayarak refah artışı sağlamıştır. Bunun ilk örneği Menderes dönemidir. Menderes, II. Dünya savaşın'da yemeyip, içmeyip biriktiren toplumun birikimini harcayarak tarımda büyük atılım yapılmasının ve ekonominin büyümesinin önünü açmıştır. Mevcut birikimin harcanması bitince gelisme de durmuştur. Ikinci örnek Özal dönemidir.
Sayfa 193 - Türkiye'deki Değişimin Sosyo-Ekonomik AnaliziKitabı okuyor
Yasaklı bir şarkının hazin hikayesi...
Bu imtidâd-ı cevre-ki bahtın şitâbı var. Mihnet-medâr olan feleğe intisâbı var. Eyler nesîm-i subhu bize gird-bâd-ı gam. Bu rûzgâr-ı bî mededin inkılâbı var. İstiklal Mahkemelerinin asıp kestiği bir dönemde bir idam mahkumuna son arzusu sorulunca "Bu rûzgâr-ı bî mededin inkılâbı var." demiştir. Herhangi bir amaca matuf olmaksızın Nedim'in kaleme aldığı, Lemi Atlı'nın bestelediği bu eserin, bir idam mahkumunun darağacındaki son sözleri olacağını kimse bilemezdi. Hikayesi Atatürk'ten Adnan Menderes'e kadar uzanan yasaklı bir şarkının, ünlü bestekar Alaeddin Yavaşça tarafından bizzat dönemin Başbakanı Adnan Menderes'in isteği ile tekrar gün yüzüne çıkışı... Hikayenin detayını Beşir Ayvazoğlu'nun Altı Çizili Satırlar isimli kitabından veya küçük bir internet araması ile açık kaynaklardan bulabilirsiniz. İyi okumalar.
Reklam
Adnan Menderesin Fener Patriği Athenagorasın Ayağına Kadar Gitmesi
Papa Eftim'in oğlu ve Türk Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Turgut Erenerol, Demokrat Parti ve Menderes Hükümeti dönemine ilişkin görüşlerini şöyle dile getirmektedir: "Demokrat Parti dönemi bizim açımızdan en berbat dönemlerden biri oldu. Adnan Menderes o dönemde Athenagoras'ın ayağına kadar gidip elini öptü. Athenagoras'ın kılıcının her iki tarafı kesiyordu. O zamanlar Menderes, Athenagoras'ın elini öperek Amerika'dan hep dolarları alacağını zannetti. O dönemde bütün olup bitenler, idaredekilerin yanlarına bile yaklaşılmazdı."
İslâmî hareketin Türkiye'de öncüleri
Fakat çok daha ciddi olan, İslâmî politik grup ve partilerin canlılığıydı. Bu grupların en önemlilerinden birisi, Said Nursînin (1874-1960) konuşmalarını ve yazılarını yayınlıyan Nurculardı. Said Nursî, Menderes rejimi sırasında Risale-i Nur 'un okullarda ders olarak okutulmasını talep etmişti. Nurcular Kemalizmin ve laikliğin İslâmiyetle uzlaşamayacağını ve Kemal'in yönetiminin "dinsizlik dönemi" olduğunu kabul ediyordu.1960'lardaki politik aktifliğe sahip diğer gruplar Cevat Rıfat Atilhan tarafından başlatıldı: Süleyman Seyfullah'ın (1863-1946) başlattığı Süleymancılar; Ahmed Salih Ali'nin başlattığı İslâmî Hizbü't-Tahrir. Bir mühendis olan Necmeddin Erbakan'ın kurduğu Milli Nizam Partisinin (MNP) dışında, bu partilerin pek azı güçlü bir politik örgütlenmeye sahipti. MNP ise oldukça farklıydı. İslâmiyetin giderek artan etkisinin sonucunda, 20 Mayıs 1971'de askeri bir darbe yapıldı ve bu parti kapatıldı. Bir yıl sonra, 11 Ekim 1972'de MNP'nin eski üyeleri Milli Selamet Partisini kurdu. Partinin İslâmî görünümü düşük tutuldu ve MNP'nin başkanlığını yapmış olan Necmeddin Erbakan 16 Mayıs 1973'e kadar yeni partiye katılmadı. Onun liderliğinde, MSP, ülkedeki destek tabanını inşa etmeye başladı. 1973 Mayıs'ına gelindiğinde Türkiye'nin otuzaltı ilinin 400 ilçesinde teşkilata sahip olduğunu açıkladı. Parti üyeliği onun ideolojisine inanan, iyi bir ahlaki yapıya sahip olan ve daha önce cezaî hüküm giymemiş bütün Türk vatandaşlarına açıktı.
Sayfa 250 - İzKitabı okudu
Millileştirmelerden arzu edilen sonucun elde edilebilmesi yani kalkınmamızda kullanılabilmeleri için; özel mülkiyetin devamı, ancak milli müteşebbislerce veya yerli-yabancı ortaklıklarla bu şirketlerin devir alınması ve milli sermaye stoğumuz olarak muhafazası şeklinde; iktisadi örgütlenmemizin, gümrükler ile korunan bir piyasa ekonomisi olarak
Sayfa 117 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Yalnız Türkiye'de millileştirmeler, sermaye karşıtı sol-ideolojik bir muhtevadan yani sınıf çelişkisinden ziyade; iktisadi milliyetçilikten kaynaklanmıştır. Kaldı ki, bir kısmı Lozan Antlaşması'ndan kaynaklanan dolayısıyla bir zaruret olan millileştirmeleri de doğru bulmayanlar ve yabancı sermaye yatırımlarını savunanlar da o tarihte de
Sayfa 110 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Reklam
İnönü'nün hatıralarına göre Atatürk ve çevresi (C.Bayar+İş Bankacılar); İnönü hükümetlerinin maliye ve ekonomi politikalarını onaylamamaktadır: İnönü ve İktisat Vekili M.Şeref Özkan (+Sanayi Gn. Md. A. Şerif Önay+Kadrocular) Devletçilik ile kalkınmayı, C.Bayar ve İş Bankacılar ise özel teşebbüsün esas alınmasını tezlerini savundular. Her ne
Sayfa 97 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Burada hemen belirtmek gerekiyor ki, 60 ihtilali çok ama çok büyük bir hata yaptı, geride kalan dönemin olumsuzlukların hesabını Menderes, Zorlu ve Polatkan‘ı idam ederek sordu.
Celal Bayar-Adnan Menderes dönemi;
Osmanlı padişahları yalnız ül­kesine toprak kazandırmak peşinde savaş yapmış. Asıl kendi halkı­nın yaşadığı Anadolu ile hiç ilgilenmemiş. Onları uyandırmak iste­memiş. Annem, "Bu kafa hala sürüyor. Yeni hükümet, Atatürk'ün is­teğinin aksine, halk uyanmasın diye, köy enstitülerini, halkevlerini kapattı" diyor.
Ancak maalesef bu idealizm Adnan Menderes dönemi sonrası yavaş yavaş kayboldu. Yine de ne kadar güçlü bir temel varmış ki, devleti tamamen aşağı çekemediler.
Reklam
Shakespeare...
Shakespeare yaşadığı dönemin insanını olduğu gibi, günahıyla sevabıyla yansıttığı için sevilir. Haksızlık etmemeli, Shakespeare’in bir üstünlüğü de tarihin nahoş olaylarını sahnelemekten çekinmemiş olmasıdır. Örneğin, VIII. Henryde kendisine erkek evlat vermediği için yargıladığı (ve hapse mahkûm ettiği) eşi Aragon’lu Catherine’in duruşmasını sergiler; III. Richard’da, tahtı ele geçirmek için kardeşi Clarence Dükü George’u öldürtmesini anlatır. Ve bunları ‘‘Güller Savaşı” gibi felaketler fonunda anlatır. Adnan Menderes mahkemesinin tiyatro oyununa dönüştürülüp sahnelendiğini düşünebiliyor musunuz, veya Ergenekon’un veya Balyoz’un.
Baltalimanı ant.- 1838
Otuz yıl içinde bu antlaşmanın neler ettiğini anlamak isterseniz Namık Kemal’in yazdıklarını okuyun. Dünyanın hiç bir yerinde görülmedik bir liberalizm rejimi başlayınca Avrupa ekonomisi bir çığ gibi geldi. Menderes modeli bir «görülmedik refah» dönemi başladı. Gene aynı dönemde bizim gibi Batı sorunuyle uğraşan Japonlar, tersine kapıları, pencereleri sımsıkı kapatarak, kemerleri sıktılar, sert bir devletçilik politikası tutturdular; o tarihten sonra yollarımız ayrıldı; aynı yüzyılın sonlarına doğru Japonya, Avrupa ayarında bir endüstri ülkesi haline geldi.
'Soğuk Savaş dönemi boyunca, emperyalist sistemin ve bu sistemin başı Amerika'nın, Türkiye'yi Ortadoğu'da nasıl kullanmış olduğuna işaret ettik. Bayar/Menderes ikilisi ..' "Mustafa Kemal Paşa'nın 'Özgür ve bağımsız Türkiyesi, emperyalist yabancı sermayenin kucağına düşmüştür." s.261/262] Atilla İlhan, Hangi Atatürk
Sayfa 262 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
60 ihtilali çok ama çok büyük bir hata yaptı, geride kalan dönemin olumsuzluklarının hesabını Menderes, Zorlu be Polatkan’ı idam ederek sordu
218 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.