1972 yılında Pittsburgh Üniversitesinde yapılan bir araştırma, boyları 1,87-1,92 arasında olan mezunların hiçbir neden olmadan diğer mezunlara göre %12 fazla maaş aldıklarını gösteriyor.
Sayfa 131 - Elma Yayınevi, 152. basımKitabı okudu
Genç, yeni mezun, “tecrübesiz” olmak da, görüşmelerde ifade edildiği haliyle “CV boş” (Arzu), düşük ücretli, geçici ve güvencesiz, her işe koşturularak çalışmak anlamına geliyor. Diğer yandan görüşmelerimizin çoğunda da dile getirildiği gibi yeni ya da birkaç yıllık mezunların işe alımlarda “en az 5 yıl iş tecrübesi” şartı, çalışma yaşamından dışlanma nedeni.
ANYA ( Yorumlarınızı bekliyorum :)
( İkisi de aynı an da içeriye girer. Oldukça sinirli bir şekilde aynı anda hareket edip, aynı anda konuşur… )
Kair / Riak – Kahretsin!
Kair / Riak – Hep senin yüzünden!
Kair / Riak – Beni tekrar etmeyi bırak!
Kair / Riak – Lütfen…
( Biri konuşur diğeri sadece ağzını oynatır diğeri konuştuğunda… )
Kair – Tamam.
Riak – Bence
İyi bir eğitim almış münevverler, dinin bizatihi kendisini değil, bazı din anlayış ve yorumlarını tenkit ederler.Keşke böyle bir tenkit gücüne sahip mezunların sayısı çok daha fazla olsaydı..
Sayfa 34Kitabı okuyor
Ah Che üzümlü kekim
Çürüğe ayrılmış gençlik yıllarında bir hayat tomografisi çektirmek için yan yana gelen sosyal bilgiler öğrencisi çocuklar hatırlıyorum. Sudan çıkmış, ciğeri, ayakları, dili bulmuşlar ve hepimizin güzelliği için ilerlemeye başlamışlardı ki bile bile girdikleri dersin sonucunda hepsi sınıfını geçmek ne kelime, yeryüzünden mezun oldular. Mezunların en önünde duranlardan biri de Che Guevera. Bir gezegen paylaşmış olmanın gururuyla anıyorum.
Demokrat Parti iktidara gelince, 3+4, yedi yıl süreli İmam Hatip Okullarını açtı. İlk olarak yedi ilde açıldı. Daha sonra 1971 de sayı 72 oldu. 1974'de Erbakan Hoca döneminde bu sayı 230 oldu. 1980 Darbesinden sonra İHL'ler beş yıl süreyle hiç açılmadı. 28 Şubat sürecinde ciddi bir şekilde darbe aldı. Çünkü mezunların üniversitelere girmesine engeller çıkarıldı. 1 Aralık 2011'de yapılan bir düzenleme ile bu okulların önündeki engeller ortadan kaldırıldı.
Sayfa 63 - Umut Kervanı VakfıKitabı okudu
Her dem yeşil, Fihrist yayınevinden ve Kore edebiyatından okuduğum ilk eser oldu ve benim kore edebiyatına, tarihine karşı ilgi duymamı sağladı.
Her şeyden önce Güney Kore ve Türkiye: Mesafenin uzak ama dostluğun yakın olduğu iki ülkedir. Bu iki ülkenin geçmişte tarihlerinde yaşadıkları acılar, edebiyatlarına da yansımış ve bugünlere kadar gelmiştir. Bundan dolayıdır ki okuduğum kitapta bizden çok fazla şey gördüm. Özellikle bizim ülkemizde zamanında yapılan en iyi projelerden biri olan Köy Enstitüleri projesinin amacı: Mezunların aynı anda hem okul öğretmenleri hem de toplumun eğitmeni olması bekleniyordu. Öğrenciler aslında kendi okullarını, evlerini, kışlalarını, iş yerlerini vb. inşa ettiler ve birlikte yaparak ve yaşayarak üretim ile eğitimi kaynaştırdılar. Kitapta da aynı mantıkla Kore’de bin bir türlü zorlukla birkaç aydın insanın, ülkenin en ücra köşelerine gidip toplumu aydınlatmak ve eğitim vermek için kısıtlı imkanlarla yaptıkları Köy Enstitüleri ve Kırsal Eğitim Seferberliğini okuyoruz.
Romanın kaleme alındığı 1930’lu yıllar Japon sömürgesinin tüm ezici etkilerinin görüldüğü zamanlardır. Korece yasaklanmış, Korelilerin isimleri Japon isimlerle değiştirilmiş. Yazarın kendisi de o yıllarda aktif olarak bu zulme karşı çıkıp direnen, emekçilerin sorununu anlatarak emekçi sınıfının kurtuluşunu sağlamayı amaçlamıştır. Benim beklentimi fazlasıyla karşılayan bir eser oldu ve kore edebiyatına ilginiz varsa kaçırmamanız gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Bunun yanı sıra ilk defa bir kitabını okuduğum 
Fihrist Kitap artık daha fazla kitap alacağım ve kapak tasarımları üzerine çok başarılılar.
MEZUNLARIN YAPTIĞI BAZI HATALAR
1-Kişisel hataları göz ardı etmek.
Öncelikle mezunların yaptığı en büyük hatalardan bir tanesi kişisel hataları tespit etmemektir. Eğer mezuna kalmayı göze aldıysan geçen yıl yaptığın ve yanlış ya da sana verimli gelmeyen bazı durumlar/çalışma stilleri vardır. Yaptığımız yanlış davranış ve tutumları daha doğru ve
Harvard Üniversitesi Amerika'daki en parlak ve çözümleme gücü en yüksek zekâları cezbediyor, Üniversite, akademik bağları nasıl değerlendirdiğinize bağlı olarak değişir ama 46 ila 107 arasında Nobel ödüllü akademisyen yetiştirdi; bunlardan 16'sı iktisat alanında. Hatta son ABD başkanı da Harvard'dan çıktı. Harvard'a giren birçok öğrenci geleceklerinde bir Wall Street kariyeri hayal etmiyor. Ancak Harvard kültürüne yoğun bir biçimde maruz kaldıktan sonra, mezunların neredeyse yarısı dünyayı değiştirmeye dair gençlik düşlerinin peşini kovalamayıp eğitim aldıkları alanın uzağında, Goldman Sachs, JP Morgan ve Bank of America gibi şirketler için çalışırken buluyor kendilerini. NPR'ın yayımladığı bir raporda Harvard'ın 2010 yılı mezunlarının yüzde 49'unun mezuniyet sonrasında danışmanlık ve finans sektörlerinde çalışmaya başladığı belirtiliyor. Bunun sebebi ne?
Yönlendirme, Harvard'daki en popüler disiplinlerden birinin en popüler dersi olan ve iktisat dışında birçok alanda da zorunlu ders sayılan Gregory Mankiw'in bir sene süren Ec.10 dersinde başlıyor. Bu dersi alan mezunların çoğu IMF, Dünya Bankası, Beyaz Saray ve Wall Street'in koridorlarını arşınlıyor, hatta Larry Summers gibi bazılarının yolu bu dört mecranın üçünden birden geçebiliyor.
Tanzimat’la birlikte kadının bir meslek sahibi olmasına yönelik olarak öncelikle kız çocukları için yeni eğitim kurumları açılmıştır. 1842’de ebe yetiştirmek üzere birkaç genç kızın tıp okulunda dersleri
izlemesine izin verildi. Okul 1845’te ilk mezunlarını verdi ve bunlar padişah huzurunda diplomalarını aldılar. İlk mezunların 10’u Müslüman, 26’sı Hristiyan’dı.20 1858 Kız Rüştiyeleri (Ortaokul), 1869 Kız Sanayi Mektebi (Kız Sanat Okulu), 1870 Dar-ül Muallimat (Kız Öğretmen Okulu) okulları bu dönemde açıldı.21 Tanzimat’a kadar belirli bir mesleği olmayan, çamaşırcılık ve bohçacılık gibi işler yapan kadına çalışma hakkı tanındı. Bu dönemde Türk kadınının eğitim sonucu sahip olduğu ilk resmî meslek, öğretmenlik oldu.
Her coğrafyanın problemi..
KATAR EMÎRİ ;
"Arap ülkelerinde 'Arap Baharı' na yol açan yoksulluk, işsizlik ve mezunların işsiz kalması gibi derin sorunlar hala varlığını sürdürüyor. Halklarımıza sadece kelimelerle değil gerçek ümitler vermemiz gerekiyor."
Davranış bilimi öğretmeni eğitimi projesi. Tüm mezunların öğretmen-terapist olarak hazırlanmalarını istiyordu
