Kitabın son sayfasından birkaç satırı aktarmak istiyorum sizlere:
"Çünkü öyle bir anın büyüsünü tatmamış olan biri, tek bir gece içinde yaşanan ve görünürde birbirleriyle hiçbir ilgisi olmayan böylesine tesadüfi olayların neredeyse sönmüş bir hayatı bir büyü gibi yeniden ateşleyebileceğini altı ay önce ben ne kadar anlayacak olsaydım ancak o kadar anlayabilir zaten."
Ben bu cümlelerde karakteri anladım; karakterin geçmişini, hissettiklerini, yaralarını ve kendisine söylecek olsalar inanmayacağı türden nasıl değiştiğini...
Zweig'ın okunmaya değmez olabilecek hiçbir kitabı yok asla. Hatta bana kalırsa her kitabı ayrı bir dikkatle, hissede hissede okumak yakışık alır. Öyle ki, kaleminden her okuduğumda bir Zweig kitabı daha azaldı elimde, diye hayıflanıyorum.
Karakter; yaşamını, kişiliğini, hislerini ve hazlarını değiştiren olağanüstü bir gece yaşamış. Ben de bu gecede yaşadıklarını okurken onunla birlikte yaşadım, hissettim. Alın okuyun, okutun kardeşlerim. Kitaplarla kalın^^