"Sokakları çamur ve kan kokan Ümraniye... Her sabah yeniden başlayan açlığa karşı verilen savaşın kokusu, ucuza satılan emeğin, patlak lağım borularının, yoksulluğun kokusu... Pazardan dönen yıpranmış ev kadınlarının, babalarından yedikleri dayaklarla gözleri morarmış genç kızların ucuz parfüm kokusu... Minibüs egzozu, yanık lastik, soğan, tamirhane, simit, gülsuyu, çürük meyve, çöplük, alet edevat, kaporta, yağ kokusu... Havasız kapıcı dairelerinin ve gazyağı sobalı atölyelerin, küfür, aşağılanma ve koşuşturma dolu bir yaşamın kokusu..."