Kendileriyle Savaşanlar: Stefan Zweig, Hölderlin, Kleist, Nietzsche, ben, sen ve niceleri.
Hani bazen dersin ya, bu sefer tamam oldu bu iş, artık mutluyum sonunda dünya benim de etrafımda dönüyor. Hani bilirsin eskiden yanlışlıkla bile mutlu olamazken şimdi mutsuzluk mu o da neymiş dersin. Hatta o kadar alışırsın ki mutluluğa etrafında mutsuz
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
KAPLUMBAĞALAR -Kitap Yorumum
" Köylü milletin efendisidir"
Mustafa Kemal Atatürk
Bu yıl okuduğum kitaplar arasında en ama en çok sevdiğim kitap "Kaplumbağalar" oldu .
Nasıl öyle olmasındı ?
Kendi güzel , anlatımı güzel , dolu dolu içten bir eser ortaya çıkarmış Fakir Baykurt.
Kuş uçmaz kervan geçmez bir köy var dağların ,
"Cemile”, Cengiz Aytmatov’un tanınmasını sağlayan eseri olarak biliniyor. Hikâye, savaş yıllarında Kırgız bozkırlarındaki bir köyde, köyün delikanlılarının cepheye çağrılmasıyla köyde kalan kadınların ve yaşı küçük gençlerin savaşan askerlere gönderilecek ekmek için çuvallarla buğday taşıma işini gerçekleştirdikleri bir dönemde geçen garip bir aşk hikâyesini anlatıyor.
Kitapta köyün ve tabiatın doğal güzelliği, köyün gençleri askere gittikten sonra geride kalanların durumu, toplumdaki ilişkiler ve toplumsal kurallar çok güzel resmedilmiş. Oldukça sade, akıcı, canlı ve büyüleyici bir anlatımı var. Hikâye insanı hemen kendine çekiyor, köy, bozkır, karakterler sanki yaşıyor ve hepsi insanın gözünde canlanıyor.
Kitap zaten kısa, daha fazla ipucu vermek istemiyorum. Ben çok sevdim. Merak edenlere okumalarını tavsiye ediyorum.
“Cemile’m, engin bozkırda geriye bakmadan gittin. Belki de yoruldun, belki de kendine güvenini yitirdin. Yorulunca yaslanıver Danyar’a. Sana aşkını, toprağın, yaşamın türküsünü söylesin. Bozkır kımıldanmaya, bütün renkleriyle oynamaya başlasın. O ağustos gecesi gelsin hatırına. Yürü, Cemile, pişmanlık duyma, mutluluğun en zorunu bulduğun için sevin!”
CemileCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 201832,2bin okunma
Çocuk sevgisinin diğer tüm sevgilerden üstün, daha anlamlı, önemli ve büyük olduğunu hissedenlerden olmadım hiç ama benzersiz bir sevgi olduğunda kabul etmek lazım çünkü temelinde fiziksel çekim, zevk, mantık yok, korku var. İnsan çocuğu olmadan korku nedir bilmezmiş ve belki bu korku nedeniyle daha muhteşem bir şey sanıyoruz çocuk sevgisini, çünkü korkunun kendisi de muhteşem. Her gün ilk aklına gelen “onu seviyorum” değil “acaba nasıl?” oluyor. Dünya bir gecede korku tüneli halini alıyor. Çocuğun yaşı, nasıl ve ne zaman senin olduğu önemli değildir. Bir kişiyi çocuğun olarak görmeye başladığında bir şeyler değişiyor ve daha önce ondan aldığım bütün mutluluğun, ona karşı bütün hislerin önüne korku geçiyor. Biyolojik değil, biyoloji ötesi bir korku; kişinin genetik kodlarını sürdürme konusunda kararlılığından çok, evrenin tuzaklarına ve imtihanlarına meydan okuma, sana ait olanı yok etmek isteyen kuvvetlere karşı savaşma duygusu. 
''İnsan zihni için, üst üste yaşanan olayların duyguları ayağa kaldırmasının ardından gelerek, ruhu hem ümitten, hem de korkudan azade kılan eylemsizlik ve kesinliğin mutlak sükûnetinden daha acı verici şey yoktur.''*
William Godwin ve Mary Wollstonecraft'ın kızı ‘’Mary Wollstonecraft Godwin’’, 30 Ağustos 1792’de
Kurutuyorum
bir göz yaşı mendiliyle
kardeşlerimin çığlığını.
Dikiyorum
en seçkinlerini bitkilerin
kızgın kumların ortasında.
dikiyorum
berduşlar için,
evsiz barksızlar için.
yurtsuzlar için,
mutluluğun, özgürlüğün ağacını.
"Sevinç üstüne sevinç kazanç üstüne kazanç
Doğuştan hakkım benim.
Ve sonsuz günlerimin övgüsünü,
Seslenirim dünyanın kıyısından.
Duyarım yankısını sesimin.
Ölümlerin çeşidini tadarım evet!
Zamanların ötesine gider gider gelirim evet!
Mutluluk kasemi son damlasına kadar süzerim evet!
Her çağda ve her iklimde;
Onurun köpüğünü
Gücün