1944 yılından beri o kadar çok yayınevi, o kadar çok basmış ki bu eseri, eğer yanılmıyorsam Türkiye'de baskı şampiyondur. Sitemizde de çok okunmuş, çok güzel yorumlar yapmış bu kıymetli okurlar. Ben bu kitap üstünden daha çok yazarını ele almak istedim.
Stefan Zweig edebiyatta Pasifizmi temsil eder ve hatta denilebilir ki, o muazzam edebi
SOSYALİZM : İki ineğiniz varsa, birini komşuya verirsiniz.
KOMUNİZM : İki ineğiniz varsa, devlet ikisinide alır, size süt verir.
FAŞİZM : İki ineğiniz varsa, devlet ikisinide alır, size süt satar.
NAZİZİM : İki ineğiniz varsa, devlet ikisinide alır,sizi kurşuna dizer.
TEOKRASİ : İki ineğiniz varsa, devlet ikisinide alır, siz süt duasına çıkarsınız.
BÜROKRASİ : İki ineğiniz varsa, devlet ikisinide alır ,birini öldürür, sütü sağar ,kovayı da devirir.
DEMOKRASİ : İki ineğiniz varsa, ikiside greve gider.
İneğiniz Yoksa Şanslısınız! :)
Hıristiyanlık ve Nazizim gibi dinler, milyonlarca insanı sadece nefret yüzünden öldürdüler, kapitalizmse milyonlarca insanı açgözlülükle karışık umarsızlıkla öldürdü.
"Hristiyanlık ve Nazizim gibi bazı dinler, milyonlarca insanı sadece nefret yüzünden öldürdüler, kapitalizmse milyonlarca insanı açgözlülükle karışık umarsızlıkla öldürdü."
Nazizim ile ilgili bir çok film ve kitapla karşılaşmışsınızdır. Oysa o dönem II. Dünya Savaşı’na girmediği gerekçesiyle ülkemizde hiçbir şey olmadığını düşünüyoruz. Fakat siyasetin oyunlarının sadece silahlarla oynanmadığı da bir gerçek. Struma isimli gemi de buna iyi bir örnek. Ülkeler kendi çıkarlarını güderken aşklar, ayrılıklar, şiirler,
Gelgelelim, en korkunç hoşgörüsüzlük, farklılığın ilk kurbanı olan yoksullarınkidir. Zenginler arasında ırkçılık yoktur. Zenginler olsa olsa ırkçılık öğretilerini üretmişlerdir; oysa yoksullar ırkçılığın çok daha tehlikeli olan uygulamasını üretirler.
Hristiyanlık ve Nazizim gibi bazı dinler, milyonlarca insanı sadece nefret yüzünden öldürdüler, kapitalizmse milyonlarca insanı açgözlülükle karışık umarsızlıkla öldürdü.
Okuduğum eser Doç. Dr. Şirin TEKELİ’ nin ve Doç. Dr. Meryem KORAY’ ın 1991 yılında, TÜSES’ in de katkılarıyla, yazmış olduğu Araştırma-İnceleme türündeki “ Devlet- Kadın- Siyaset ” adlı eseridir. Araştırmanın konusu, Avrupa Konseyi ülkelerindeki, (aynı zamanda araştırma evrenini yansıtır) kadın-erkek eşitlik kurumlarının örgütlenme şekilleri ve bu
“Evet, Nazizim bu topraklardan çıktı, ama dünyanın en büyük soykırım anıtlarından biri de burada yer alıyor. Her şeye rağmen yapılan kötülükle yüzleşiyorlar. Aynı şeyi ülkemiz için söylemeyi çok isterdim.”
Türkçülük Ülküsü'nün ardında Nazizim aramaya kalkmak, dünyadaki fikir hareketleri hakkında hiçbir şey bilmemek ve dolayısıyla fikirsiz olmak demektir. Alman milliyetçiliği olan Nazizim ile Türk milliyetçiliği olan Türkçülük nasıl aynı şey olabilirler? Aksine, bütün milliyetçiliklerin birbirlerine karşı oluşu gibi Türkçülük ile Nazizim de, iki ayrı milletin millî menfaatlerini ön plâna alan fikir sistemleri olmak dolayısıyla, birbirlerine karşıdırlar.
Veya 19. Yüzyıl Avrupası diyeyim, zira iki büyük dünya savaşı ve Nazizim, komünizm gibi insanı mahveden korkunç rejimler ilerlemeye ve bilime olan inancı sarstılar. Oysa 19. Yüzyıl' da, en basit halk tabakasının içinde dahi ilerlemeye ve bilime bir inanç, bilen adama, bilime, eğitime, üniversitelere, bilimsel cemiyetlere saygı vardı, merak vardı. Bu kişilerin öğrettiklerini öğrenme açlığı vardı. Hep söylüyorum ya, Darwin'in meşhur kitabı popüler bir kitaptır. Çay saatinde hanımlar tarafından okunuyordu ve hanımlar bunu tartışıyorlardı. Bizim yaratmak istediğimiz toplum bu olmalı.
BU KİTAP BİR HARİKAAAA
Bu kitap iki cümleyle anlatılacak olsaydı bu muhakkak "SAFKAN ve ÇIKAR " olurdu. Tüm insanlık aynı etten kemikten müteşekkilken söz gelimi neden farklı ırklar diye bir ayrıma gidip bazı ırklar kendilerini diğer ırklardan üstün görür? Buna akıl sır erdiremediğim gibi gündelik hayattaki zalimlikleri görüp buna
Karınca da olsa düşünce bir gün bir yolunu bulur...
Bir filin ağırlığı kaç tondur, ömrü ne kadardır, ne yer ne içer de bu cüsseyi besler? Peki bir karınca onun ağırlığı kaç mg'dır,ortalama ömrü nedir? Karıncalar mı daha ağırdır, filler mi? Oldukça ironik bir karşılaştırma değil mi:)
"Çalışkan bir karınca çalışkanlığıyla bir fil gücündedir.