Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Afrodizyak etkili parfüm sıkmış olabilirler :)
" Ben avlu kapısında nöbet bekliyordum . Ortalıkta çıt bile yoktu Bir ara dalmışım, bir kadının sesiyle ayıktım.Sana yemek getirdim , dedi kadın. Tepeden tırnağa ak libaslar içindeydi.Şu yukarı kayalıklardan ,şu aşağıdaki alandan yandan yönden hiç ses çıkarmadan ak libaslar giyinmiş kadınlar geliyorlardı.Sonra ne olduğunu anlayamadım.Gözümü açtığımda kollarımın , ağzımın bağlı olduğunu anladım. Öteki nöbetçiler de yanımda yatıyorlardı, avlunun ortasında, taşların üstünde. Ayağa kalktım , odaya koştum , İnce Memed yoktu .Dağa yukarı baktım, binlerce ak libaslı kadın doruğa yukarı ağır ağır çekilip gidiyorlardı . Arkalarından koştum , bir kaç el de ateş ettim , bir baktım ortada kimsecikler yok .Cin miydi, peri miydi, insan mıydı bu kadınlar,artık onun orasını ben bilemem , Allah bilir . " " Çiçeklideresinin canavar kadınlarıydı .Hani o İnce Memede ağıt yakan kadınlar.Onlar ne cin, ne peri , ne feriştahtı , düpedüz insandı. " Öteki nöbetçiler de aşağı yukarı buna benzer şeyler söylediler.Yalnız , onlara göre kadınlar çırılçıplaktılar, hepsinin de memeleri dimdik, sert ve sivriydi.Bunlar da onları yakalamak için arkalarından koşmuşlar, yetişmişler , kadınlardan tuhaf , bayıltıcı bir koku esince kendilerinden geçmişlerdi .
Sayfa 597 - YKYKitabı okudu
Ne demektir ‘Köylü bizim efendimiz?’ Köylü kim, bir koca Gazi Paşa kim? Laf gelimi bir laftır bu... ‘Vatan millet yoluna zorlatmaktayım,’ anlamınadır. ‘Köylü takımına efendi dedikse, gerisini anlamalı,’ demektir. Bunca padişah gelip geçmiştir. Osmanoğullarından... Bunca tarih kitapları yazılmıştır ki, eşşek yüküyle yazılmıştır. Bak bakalım birinde
Dadal efendiKitabı okudu
Reklam
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler
Joseph K. Sıradan bir yaşamı olan bir bankada çalışarak yaşamını kazanan çevresi tarafından sevilip saygı duyulan bir adam olarak tasvir edilmiştir. Yani memur tiplemesine uyan bir karakter olarak düşünebiliriz. Kitabın bu bölümlerinde Joseph K. Dönüşüm’deki gibi böceğe mi dönüşecek acaba demeden edemiyor insan. Öykü karakterin böceğe dönüşeceği
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,3bin okunma
İmam Gazali'yi biliyor musunuz?""Elbette!" "Gazali Bağdat'taki eğitimini tamamladıktan sonra bir kervanla Tus şehrine dönüyor. Ama yolda kervanı haramiler soyuyor ve herkesin altınını, gümüşünü alıyorlar. Gazali 'nin de bir tek torbası var. Torba da gidiyor. Herkes kaderine raz ı olmuşken Gazali haramileri aramaya başlıyor. Aylarca aradıktan sonra haramilerin saklandığı mağarayı buluyor ve torbasını geri istiyor. Nöbetçiler bu deli çocuğu öldürmeye hazırlanırken Haramibaşı gürültüleri duyuyor ve neler olduğunu soruyor. Bir deli o ğlanın geldiğini ve torbam da torbam diye tutturduğunu söylüyorlar. Haramibaşı 'Gönderin şu çocuğu bana' diyor. Sonra ona 'Evladım, herkesin servetini aldık, ses çıkaran olmadı. Senin torbanda bunlardan daha kıymetli ne olabilir ki canını tehlikeye atıp buralara geldin?' diye soruyor. Gazali 'Benim yüküm onlardan daha değerli' diyor. 'Çünkü içinde Bağdat'taki hocamın ders notları vardı.' Haramibaşı adamlarına 'Verin şu çocuğun torbasını' diye emrediyor. 'Karnını doyurup yola çıkarın.' Sonra da Gazali'ye dönüyor. 'Ders notlarını iade ediyorum delikanlı,' diyor, 'ama âlim olmak istiyorsan bir şeyi hiç unutma.' Gazali 'Nedir o?' diye soruyor. Haramibaşı diyor ki: 'Senden çalınabilen bilgi, senin bilgin değildir.'
Biri hasta olduğu zaman çadırına yatar ve yurduna içeride hasta bulunduğunu belirten bir işaret takarak, içeri kimsenin girmemesi konusunda uyarmış olur. Bu yüzden bir hasta, kendi hizmetçisinden başka hiç kimse tarafından ziyaret edilmez. Saraydan biri hasta olduğunda, çevresine genişçe nöbetçiler yerleştirirler ve bunlar bölgeye kimseyi yaklaştırmazlar. Herhangi bir ziyaretçiyle birlikte, kötü bir ruh veya yelin gelmesinden çok korkarlar. Böyle durumlarda kâhin, yani din adamlarını çağırırlar..
Sayfa 58 - Kronik KitapKitabı okudu
Karıncalar birbirlerine bilgi aktarır ve aynı işi yapmak veya avlanmak için çok sayıda karınca bir araya gelir. Aylarca ayrı kaldıktan sonra bile soydaş-karıncaları tanır ve birbirleriyle duygudaşlık kurarlar Gösterişli yapılar inşa eder, onları temiz tutar, akşam olunca bu yapıların kapılarını kapatır ve başına nöbetçiler dikerler. Nehirlerin altına yollar ve tüneller yapar, birbirlerine tutunarak nehirlerin üstüne geçici köprüler kurarlar Topluluk için yiyecek toplar, yuvaya kapıdan sığmayacak kadar büyük bir nesne getirilmişse kapıyı önce genişletir, sonra tekrar eski haline getirirler. Tohumları çimlenmelerine fırsat vermeden biriktirir ve içlerinden nemli olanları kurutmak üzere yüzeye çıkarırlar. Yaprak bitlerini ve başka böcekleri süt-ineği olarak beslerler. Düzenli takımlar halinde savaşa gider ve kamu yararı için gönüllü olarak canlarını verirler. Önceden kararlaştırılmış bir plana göre göç ederler Kendilerine köleler edinirler. Besledikleri yaprak-bitlerinin yumurtalarını tıpkı kendi yumurtaları ve kozaları gibi, daha çabuk çatlaması için yuvanın ılık köşelerine taşırlar. Bunlara ilave edilebilecek başka pek çok örnek vardır.
Sayfa 201 - Bugüne kadar karıncaların alışkanlıkları konusunda yayımlanmış en ilginç çalışmalardan bazıları Bay Belt tarafından derlenmiştir. Naturalist in Nicaragua [Nikaragua'da Bir Doğa Bilgini), 1874. Ayrı- ca bkz. Bay Moggridge'in hayranlık uyandıran ç
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Kitap bir sabah ansızın gelen nöbetçiler tarafından Josef K.nın tutuklanması ile başlar.Ancak her ne kadar tutukluluk kararı olsa da Josef K. hayatına normal günlerdeki gibi devam edebilecektir.Öyleyse bu tutukluluğun hükmü nedir?Josef K. tutuklanma sebebini ve neden dava açıldığını öğrenmeye çalışır ancak sonuç alamaz.Josef K. araştırmaları sonucunda adaletin sadece içi boş bir kelime olduğunu,yüksek mahkeme ve yüksek yargıçlar dışında hiç kimsenin anlayamadığı,bilemediği bir hukuk dünyasına ulaşır.Cezalar ve suçlar ancak yüksek yargıçlar tarafından bilinir. Eser herkes tarafından farklı bir şekilde yorumlanır:Kimilerine göre totoliter rejimlerin oluşturduğu dünya,kimilerine göre ise dinsel rejimlerin insanlara dayattığı kurallardır. Ancak şu bir gerçektir ki adalet ve hukuk,yönetenlerin meşruluğunu sağlamak için adaletsiz ve hukuktan uzak bir yolla kullanılmaktadır.
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,3bin okunma
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Fiziksel varlığımızın ötesinde hayatımızı doğrudan etkileyen bir zihinsel ve duygusal varlığımız vardır. Hayatta dikkatimizden kaçan noktalar genelde “Bu olay neden oldu ki?” diye sorduğumuz soruların cevabını barındırıyor olabilir. Dikkatsiz bir şekilde zihnimize aldığımız fikirlere, duygularımızı alaşağı eden dış formlara karşı dikkat göstermediğimizde baş başa kalınan durumun en önemli sorumlularından biri belki de aslında yine kendimizizdir. Eski bir Stoacı filozof olan Epiktetos der ki: “Nöbetçiler yanlarına sokulanlara parolayı sorar. Sen de öyle yap, hayaline (aklına) gelen her şeye parolayı sor. Hiç baskına uğramazsın.”
Günlük hayatın rutin koşturmasını bir kenara, dikkat ve uyanıklık kavramları, onlara çok ihtiyaç olunan tehlikeli ve acil durumlar ile de birlikte anılır. Acil bir durum olduğunda; yangın, sel, deprem, kaza gibi anlarda bir anlık gösterilen dikkat ve uyanıklık bir kişiyi ya da bir topluluğun kaderinin rotasını değiştirebilir. Savaş ve barış dönemlerinde askerler devamlı olarak gece gündüz gelebilecek olası tehlikelere karşı tetikte kalmak için nöbet tutarlar. Nöbetçiler soğukta ve sıcakta, gecede ve gündüzde bulundukları bölgeyi hiç boş bırakmayacak şekilde devamlı organize olurlar. Böylece ordu ya da topluluk hiçbir zaman bir baskına uğramaz, her zaman uyanık birileri vardır. Fiziksel varlığın idamesi bu şekilde korunmuş olur.
Reklam
Mankurtlaşmak 3
Issız ve insanlardan, yerleşim yerlerinden uzakta olan esirlerin yardım çığlıklarını kimse duyamazmış. Esir/esirlerin yakın çevresi ya da akrabaları gelip kaçırmasın diye de başlarında nöbetçiler olurmuş. Geçen sürenin ardından kontrele gelirler ve yaşayan varsa içlerinde en dayanıklı olanı...
Korkunun yuvarlandığı, anılarımdaki saraylar Kapındaki bu nöbetçiler ve bu çiçekler Kargılar ve süngerler: ey Tanrım, ben buradayım Yorgun gözlerinize adadığım şarkıyı sunuyorum
Küfrün nerede doğduğunu, bunun hangi su yollarından geçtiğini, nereye girmek istediğini, ne yaptığını bilecek mü'min... Tâ ki hisarlar içinde olsun ve surlara nöbetçiler diksin...
Sayfa 112 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
1.058 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.