NOT: lütfen kopyalamayınız telif hakkı içerir!
Size yıllar önce tanıdığım ama hikâyesini henüz yeni öğrendiğim bir kadından bahsedeceğim. Bu kadınla bir mezarlıkta tanışmıştım. Ağlıyordu. Bir yakınını kaybetmişti sanırım. Yanına gittim ve baş sağlığı diledim. Yüzüme baktı, gülümsedi. Çok ama çok güzel gözleri vardı. İnsan gözlerine bakınca
MART AYI HİKAYE ETKİNLİĞİ
ANKARA NUMUNE HASTANESİ 2008
‘’Allah belanı versinnnn Hamdiii’’
‘’ Kesin çıkarın şunu içimden diyorum size....’’
‘’Nerde bu herif?? Çocuğunun da …senin de Hamdiiiii…sülalenin de… topunuzun…’’
İnsülin tedavi planı için çağırıldığı doğumhanenin koridorları tiz çığlıklarla yankılanıyordu. Diyabetik gebenin şeker
Öncelikle herkese merhaba;
Bu benzersiz eserin üstümde bıraktığı tesiri kelimelere dökebilirsem eğer bitirir bitirmez inceleme yazmak istedim.
Eser o kadar çok sorgulatıyor ki insanı, bölüm bölüm yerlerde okumayi bırakıyorsunuz ve düşünüyorsunuz; nasil bu kadar kör olabiliyoruz, bu kadar acımasız, bu kadar düşüncesiz olabiliyoruz diye...
Kitabın
(Alıntıdır)
Hz Musa hangi millete gönderilmişti ?
israiloğullarına değil mi?
Peki ya Hz. İsa ?
o da israiloğullarına değil mi ?
Bu iki peygamber de aynı kavime gönderilmiştir.
Kuran'da Hz. Musa kavmine şu şekilde hitap ediyor:
''Ey kavmim''
Hz. İsa ise kavmine şu şekilde hitap ediyor:
''Ey İsrailoğulları''
Yani aynı kavime gönderilmiş olmalarına rağmen farklı hitap ediyorlar.
Eskiden Arap geleneğinde bir kişinin kimliğini belirleyen kişi babaydı. Yani hangi millete göre sınıflandırıldığın babaya bağlıydı. Zaten bu yüzden Kuran'da insanoğlu ''Ademoğlu'' diye geçiyor.
Hatta bugün bile birçok millette bir cocuğa babanın soy ismi verilir.
şimdi belli bir milletten olmak için baban o milletten olması gerekir değil mi ?
Şimdi Hz. Musa ''Ey kavmim'' dediğinde noluyor ?
Hz musanı onlardan biri olduğu anlaşılıyor değil mi?
Şimdi Kurana baktığımızda Hz. İsa hiçbir zaman ''ey kavmim'' demiyor !
''ey kavmim'' yerine ''ey israiloğulları'' diyor
Neden israiloğulları diyor biliyor musunuz?
Çünkü Hz. İsanın bir babası yoktu. o mucizevi şekilde doğmuştu. !!
Bu muhteşem bir inceliktir...
Bir seminer sayesinde tanıdığım ve akabinde sıkı takipçisi olduğum Orhan Toker’in kitabının çıktığını görünce çok sevindim. Çünkü belli ki “Okuyayım da genel kültürümü artırayım” ya da “Keyifli vakit geçireyim” gibi bir deneyim olmayacaktı bu. Pek çok instagram fenomeninden farklı olarak, takipçilerinin duymak istediklerini değil, duymaları
Yine de çoğu kişi neden sebat ediyorsa o da aynı nedenle sebat etti. Çünkü o bir babaydı: Woody İlkokulu anasınıfına giden altı yaşındaki kızı, hayatının ışığı Amanda'nın tek velisiydi. O çocuk için her şeyi yapardı. Her gün patronundan zorbalık görmek de dahil. Patron son olarak öğleden sonra kuşağındaki şu boşluk
konusunda bir şeyler yapmazsa yakında işsiz kalacağını söyleyerek tehdit etmişti onu.
"Babanız bir doğa manzarası olsaydı nasıl bir manzara olurdu?"
"Anlamadım. Ne manzarası?"
"Düşünsenize Necip Bey. Biraz hayal gücünüzü çalıştırın. Böyle bir oyun. Çağrışım. Örneğin annem bir lamba olsaydı nasıl olurdu ben hayal edebiliyorum."
"Özür dilerim, ben yine de anlamadım. Yani ne diyeceğimi bilemedim."
"Babanızı düşünün... Onun özelliklerini... Sizde uyandırdığı duyguları... Sonra bir doğa manzarasına benzetin bu duyguları...
"Babam... bir deniz manzarası olurdu. Yüksek bir tepeden bakıldığında göz alabildiğine uzanan bir deniz manzarası... Böyle... şeye benzetebilirim aslında... Ayvalık'ı bilir misiniz?
"Hayır hiç gitmedim."
"Orada Cunda Adası'nı Ayvalık'a bağlayan bir uzantı vardır. Bir yol gider adaya. İşte babamı düşününce aklıma gelen manzara bu oldu. Çünkü bu yolun her iki yanında da deniz vardır ve bir tarafında su durgundur, süt liman, öte yanı dalgalı, öfkeli... İşte öyle bir deniz manzarası..."
"İlginç. Merak ettim babanızı. Nasıl biriydi?"
"Aslında iyi biriydi... Babaydı işte. Eski zaman adamlarından. Kaşları çatık, düşünceli, ciddi... O zamanlar insanlar daha başkaydı galiba...
Evlatsız Yaşanır Ama Vatansız Asla ; yaşanmış ve gerçek olaylardan esinlenerek kurgulanmış bir roman.
Yusuf' un yedi çocuğundan biri Samet. Köylerini basan eli kanlı teröristler, kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden kıydıklarında köy halkına, Samet gördükleri karşında bir söz vermiş kendine, asker olacak ve bu yapılanın intikamını
SPOİLER İÇERİR!!!
Çalıkuşu Feride; başucu kitabım olmaya, beni olmaz hikayelere sürüklemeye, çocukluğun o eşsiz dünyasında ağaçtan ağaca konmaya, salıncakta beraber sallanmaya, Anadolu'yu baştan uca beraber dolaşmaya sen ikna ettin ve sen bana hediye ettin. Tabii sana minnettarım.
Şu an Çalıkuşu tam karşımdasın ve seni masadan
Ne de olsa hükümdar babaydı, onca değişik halk ise evlattı. İyi bir baba nasıl evlatları arasında denge ve adaleti sağlarsa,o da Müslümanlarla Ortadoksları, Yahudilerle Katolikleri otuz üç yıl dengede yaşatmıştı.