Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ben
Hayır, serinkanlı olmadığım gibi, daima sebatkâr duruşumu koruyor da değilim. Bu yalnızca bir denge sorunu, o kadar. Yüklendiğim ağırlığı taşıma odağının sağına ve soluna, alışkanlıkla ustaca dağıtıyorum sadece. Başkalarının gözüne serinkanlılık olarak yansıyor olabilir. Fakat bu asla kolay bir iş değil. Göründüğünden daha zahmetli. Üstelik denge düzgün bir şekilde sağlansa bile, taşınma odağına yüklenen toplam ağırlık, zerre kadar azalmıyor.
Sayfa 313
Keza kurbanın bu kadar yaygın olmasının sebebi nedir, hiç düşündünüz mü? Çünkü kurban antik Avrasya dinlerinin en temel ritüeliydi. Bir kurban ayininde Şaman ve Brahman en az dört saat ayin yaptırırdı. Dinin birinci şartıydı kurban... Yeni dinde ise (İslam) farz bile yapılmadı. Peygamberimiz iki defa kurban kesmişti, o da hacca gidemediği için! İyiden iyiye azaltılarak hac ile sınırlı hale getirilmesine rağmen kurbanın "neden bu kadar yaygınlaştığı" üzerinde düşünün biraz... Bunun da ele aldığımız konuyla (atalar dini) alakalı olduğunu görürseniz hiç şaşmayın... Keza kandil gecelerinin bu kadar yaygın olmasının sebebi nedir, hiç düşündünüz mü? Şeyhlerin, pirlerin, dedelerin, seyyitlerin, medyumların, cinci hocaların, okunmuş ayetlerin, türbelerin, yatırların, mezarların bu kadar revaç bulmasının nedeni nedir, hiç düşündünüz mü? Çünkü antik Avrasya dinleri ölmedi, yaşıyor. Ciddi bir karşılaştırma yaparsanız apaçık göreceksiniz. Bu ülkenin halkını da devletini de dindarını da laikini de diriler değil; ölüler yönetiyor. Yaşayan akıl ve vicdan değil; veli, şeyh, baba, dede ve ata ruhları yönetiyor.
Reklam
360 syf.
·
Puan vermedi
Az
Az
Yeni biriyle tanıştım .Aslında hep tanıdığım ama okumaya bi türlü cesaret edemedigim yazar birde yasıyor hala bizimle aynı dünya da onunla tanışma fırsatımız olabilir yanı mezarı basına gitmeyeciz . - O çok farklı diyer yazarlardan edebiyatın içinden değil dışından. hayatın karanlık kirli yüzünden hiç dokunulmamış gizli sakli yerinden geliyor kalemi Beynimi uyusturan,kalbimi parcalayan, midemi bulandıran bi yazar kendiside dayanamıyor yazdıklarına ama yazıyor kusa kusa Okumaya devam edecegim . O bitti diyene kadar onunlayım.
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,2bin okunma
Biz vidaya "nesnel" olarak bakımıştık. Geleneksel bilimsel yöntemle bütünleşmiş olan "nesnellik" doktrinine göre, bu vidadan hoşlanmamızın ya da hoşlanmamamızın doğru düşünmemizle bir ilgisi yoktur. Gördüğümüz şeyi yorumlamamamız gerekir. Aklımızı, doğanın bizim için dolduracağı boş bir levha haline getirmeliyiz ve sonra, gözlediğimiz gerçekler hakkında tarafsız bir şekilde akıl yürütmeliyiz. Ama durup da, bu sıkışmış vidaya dayanarak bunun hakkında tarafsız düşünürsek tüm bu tarafsız gözlem düşüncesinin ne kadar aptalca olduğunu görmeye başlarız. Nerdedir o olgular? Biz neyi tarafsızca gözleyeceğiz? Yarığı bozulmuş vidayı mı? Yerinden çıkmayan yan ka- pağı mı? Boyasının rengini mi? Hız göstergesini mi? Poincarè'nin diyeceği gibi, motosiklette sonsuz sayıda olgu vardır ve gözlenmesi gerekenler dans edip kendilerini takdim etmezler. Gözlenmesi gereken, yani gereksinim duyduğumuz olgular yalnızca pasif değil, lanet olası bir şekilde gizlidirler de ve yalnızca oturup bakmakla onların gözlem ini yapamayız. Ya işin içine girip onları ararız ya da uzun süre burada otururuz. Sonsuza dek. Poincare'nin belirttiği gibi, hangi olguları gözleyeceğimiz konusunda bilinçaltı bir seçim yapılması gereklidir.
316 syf.
·
Puan vermedi
·
17 saatte okudu
Sadece bir roman değil anlayana binlerce ders çıkarabileceği bir başyapıt. Güzelliğin ruhun önüne geçtiği, insanların dış görünüşe ne kadar önem verdiğini gördüğümüz bu yapıtta RUH yine kendini yormadan her şeyi zamana bırakarak kazanıyor. Dorian gibi mütevazi utangaç bir adam güzelliğin zehriyle nasılda kaybediyor kendini , ahlakını ve dürüstlüğünü. Her şey tabloyu gördüğünde kabul olan bir duasıyla başlıyor. Başta güzelliğini kaybetmeyeceği için sevinen tablo üzerindeki değişimleri izlemekten zevk alan yakışıklı prensimiz nasıl da sonrasında kendini kaybediyor görüyoruz. Güzelliğinden övünürken artık adını dahi duymak istemeyen biri haline geliyor. Diyeceğim o dur ki her yaşın her yaşanmışlığın yüzümüzdeki her bir kırışıklığın bir anlamı bir yaşanmışlığı var. Kıymet bilmemizin, ruhumuzu temiz tutmamızın ne denli önemli olduğunu çarpıcı bir biçimde gözler önüne serdi yazarımız. İnsana bir şeyler katan katarken bu dünyadan alıp götüren Dorian ile bağ kurduran aynı zamanda onu üzülmemize sebep olan bir kitap. Şiddetle tavsiye ediyorum.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Everest Yayınları · 202072,7bin okunma
112 syf.
4/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Herkese merhaba. İlk defa Gürcü edebiyatına ait bir kitap okudum. Gürcü fablları içeren Vano ile Niko çocuk kitabı gibi gözükse de aslında o kadar basit değil. Paradoksal diyebileceğim bir rüya evreninde birbirinden bazen zıt bazen aynı kararlar alan iki kişinin çeşitli olaylarda ve rüyalarda ana karakter olduğunu görmekteyiz. İnsan ilişkileri , duyguları , bolca bencilliklerini okuyacağımız bu kitap okurken düşündürüyor. Çoğu bölüm 2 yapraktan oluşuyor. Aslında ara ara okunabilecek bir kitap. İstediğiniz zaman bırakıp devam edebileceğiniz türden. Niko’nun bencilliği , hoşgörüsüzlüğü okurken beni çok yordu. Vano’ya ne yazık ki üzüldüm. Bu kadar da şanssız ve iyimser olması kaderi miydi ? Yer yer çizimler ile zenginleştirilen bu kitap , fabllara ayrı bir derinlik katmış gibiydi. İnsan ilişkilerine dair çok daha başarılı kitaplar okumuştum. Bu kitap ne yazık ki çok da beğendiğim ve okumayı sevdiğim bir kitap olmadı. Okumanızı tavsiye edemem ancak Gürcü edebiyatına ait fablların insan ilişkilerine değindiği bir felsefik kitap okumak isterseniz şans verebilirsiniz. Kitaplarla kalmanız dileğiyle.
Vano İle Niko
Vano İle Niko
Erlom Ahvlediani
Erlom Ahvlediani
Vano İle Niko
Vano İle NikoErlom Ahvlediani · Dedalus Yayınları · 201757 okunma
Reklam
Bediüzzaman said Nursi mektubat kitabında hilâfet hakkında:
"İslâm'da net bir yönetim biçimi yotur. İslâm'ın üç ana delili ve üç ana kaynağı olan Kur'an, Sünnet ve icma açısından bakıldığında, yönetim şekli hakkında sadece bazı esaslar tavsiye edilmiştir. Bu esaslar ise şûra, meşveret, hesap verebilirlik gibi değerlerdir. Bunun dışında 'yönetim şu şekilde olsun' diye net bir
Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
192 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İsmine ve yorumlara bakarak aldığım bu kitap okurken birçok İslâm'i bilgiyi içerisinde barındıran bir roman edasıyla kaleme alınmış. Normalde dinî bilgilerin olduğu kitapları daha dikkatli okur ve içerisindeki bilgilendirmeleri çözümlemeye çalışırım. Ama bu kitapta o bilgilendirme kısmına odaklanamadım. Bunun sebebi de galiba Hira karakterini samimi bulmamam oldu. Dinini yaşamaya çalışan, mütevazı bir kız olmaya çalışsa da bence kitapta itici bir karakter olmuş. Her şeyi dine uygun yapması güzel ama bu kadar güzel iken neden bir açıklama bile yapmadan ya da açıklamayı geçtim olayın gerçeğini öğrenmeden insan sevdiğine haber vermeden Almanya'ya gider ki!!! Olayın gerçeğini öğrendi geldi, olaylar farklı gelişti ve bu defa da sevdiği adam ona karşı güven duygusunun yerinde olmadığını ifade etti. Onu da kabullenecek öyleyse. Yok öyle "Ben yaptım ama hata idi. Karşımdaki yapamaz, beni tanımıyor mu? Ben boş insan değilim." diye düşünmek. Karşımda çok bilmiş bir kızın anlatıldığı bir roman olarak kaldı bu eser. Ayrıca kitabın sonu da belli değil. Ne oldu ne bitti hiç anlaşılmıyor. Şiirlerle süsleme yapılması kitabı malesef güzelleştirmemiş. Tek artısı dini bilgiler kısmına yer vermiş olması ama inanın o da okurken karakterin etkisinde ben gibi kalırsanız doğru olana bile temkinli yaklaşıp uzak durabilirsiniz. Daha güzel kaynaklardan daha samimi bir üslupla dinimizin bilgilerini öğrenebilirsiniz. Belki ben kitabı anlamadım bilemem. O nedenle karar mercii her defasında kitabı okuyan başka bir kişi olacaktır. Nihayetinde her okur kendi çerçevesinden bakar esere. Benim çerçevemden malesef olumlu bir etki bırakamadı bu eser.
Nasip Der Susarsın
Nasip Der SusarsınNurhayat Şuara Şenbalkan · Az Kitap · 202052 okunma
İlahi adalet der susarım...
Bir konuya açıklık getirmek istiyorum; iyi insanların kolay kandırılmalarının sebebi saf olmaları değil, "Ya doğru söylüyorsa" seçeneğinin vicdanlarına uyguladığı baskılardır. Sizin aptal yerine koymaya çalıştığınız o insanlar, muhtaç olma ihtimalinizi es geçmeyecek kadar merhametli insanlar oldukları için ne kaybedeceklerini düşünmeden sizi o durumdan kurtarmaya çalışıyorlardır. Zaten siz bunu anlayabilseniz iyiliğin ne kadar güzel bir şey olduğunu da anlamış olurdunuz. Ama bir gün düştüğünüzde, etrafınızda biriktirdiğiniz kötü insanlar size sırtını döndüğünde, sizi kurtaracak kişinin bir zamanlar aptal yerine koyduğunuz insanlar olduğunu göreceksiniz.
Reklam
Onu tanıdığına emindi.Bu sıcacık gülümseme, keyifli ve uzadıkça uzayan sohbet kendine olan güvenini tekrar getirdi. Birkaç haftada onun hakkında kendisinden ve araştırmaları sonucu çevresinden birçok bilgiye sahip olmuştu. Örneğin o söylememiş olsa bile geceleri karanlıktan korkuttuğunu, narin bir bedene sahip olduğu için sürekli hastalandığını, küçük maceralardan ve oyunlardan zevk aldığını,rüzgarlı havaları hiç sevemediğini, gerçekçi hikayelerden hoşlandığını, ağladığında gözlerinin daha da belirginleştiğini biliyordu. Ama bir insanı ne kadar tanımaya çalışırsak çalışalım her insanın sadece kendisinin bildiği gizli yanları ve sırları vardı.Başına gelmiş en büyük felaketlerden birisi de bu yüzden gerçekleşmiş olacaktı. Kendisiyle yeniden tanışacaktı.Bu yüzden en büyük savaşını onunla değil kendisiyle verecekti.
400 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı, beğeneceğimi umuyordum ama bu kadarını beklemiyordum. İnanılmaz bir kalemi var, bu kadar iyi yazabilen birini nasıl yeni duymuşum inanamadım. Yazarın ismi olmasa eskilerden yabancı bir yazarın kitabı dilimize çevrilmiş derdim. Konusu ise Jo çiftlikte ailesiyle yaşayan bir kızdır. Bir gün Sergio adında İtalyan bir adam küçük kasabalarına gelir adama aşık olur. Birlikte vakit geçirdikten sonra bir sabah Sergio’nun onu bırakıp gittiğini öğrenir ve ailesinin de öğrenmesiyle kasabada hiç sevmediği biriyle evlendirilmeye zorlanır. Düğün gecesinden bir gün önce de tüm ailesini bırakıp Sergio’nun peşinden yola çıkar ve Giovanni Cardinale ile tanışır. İlk öncelikle kitabın iyi olması kesinlikle hikaye gidişatının kalitesiyle alakalı. Smut sahneler var ama abartı bir şekilde değil asla. Yaş farkı var ama eski zamanda geçmesi ve Jo’nun yaşına göre olgun olması bunu hissettirmiyor. Bu kitap çıkalı çok olmuş ama keşke artık yirmilere dayanan yaş farkını normalleştirmesek hele ki kadın 25’i geçmediyse, normal değil asla da olmayacak. Kitaba dönersek dark romance türünde de değil beklentilerinizi ona göre tutun. Ben gerçekten çok beğendim punto çok küçüktü o yüzden kitap nasıl bitecek nasıl okuyacağım hepsini diye düşündüm ama başından itibaren su gibi akıp gitti. Kaliteli bir kitap olmuş kesinlikle tavsiye ederim, tek sıkıntı kitapta bazı yerlerde mektuplar geçiyor ve yazı stili farklı bu da okuması zor hale getirmiş keşke yayınevi dikkat etseymiş.
Kont
KontAşkın Nur Karataş · Lapis Yayıncılık · 2022213 okunma
329 syf.
8/10 puan verdi
Doğanın bencil diktatörleri
Biyolojinin en ilgi çekici alanlarından biri olan evrim, maalesef ülkemizde hak ettiği değeri göremiyor. Bir taraf evrime sırf dindeki bazı geleneksel yorumlara uymadığı için karşı çıkarken öteki taraf da normalde umrunda olmayacak evrimi, sırf entelektüel hissetmek için destekliyor. Sonuç olarak herkes evrim hakkında konuşuyor ama çok az kişi
Gen Bencildir
Gen BencildirRichard Dawkins · Tübitak Yayınları · 01,730 okunma
Toplum. Bu kavramı az da olsa kavrayabilmeye başladığımı hissediyorum. Bu, bir bireyle diğeri arasında, spesifik bir anda gerçekleşen bir mücadeleydi ve tek yapman gereken o anda kazanmaktı. Hiç kimse bir başkasını tamamen fethedemez ve bir köle bile bir kölenin hakir karşılık verişinin altıdan kalkar, bu yüzden yapabileceğimiz tek şey, o anda ve orada, tek bir zar atışıyla her şey üstüne bahse girmek; ya hep ya hiç bahsi. Hayatı sürdürebilmek için başka bir yol yok. İnsanlar onur ve sadakate övgüler yağdırır ancak insan çabasının yegâne odak noktası bireydir. Bireyin ötesinde de bir başka birey vardır. Toplumun esrarengizliği; okyanus olan toplum değil, bireydir. Bir şekilde o seraptan, dünyanın o uçsuz bucaksız okyanusundan duyduğum korkudan bir nebze kurtulmuştum. Artık tüm meselelere karşı aynı daimi yargıyı sergilemeye kendimi mecbur hissetmiyordum, bunun yerine duruma göre ve ânın gerektirdiği şekilde başkalarına bir dereceye kadar umursamazca davranıyordum.
Sayfa 81 - ithaki
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.