Anarşizm, ülkemizde de sıklıkla yapıldığı gibi, kaosla veya terörizmle eş tutulmaktadır. Oysaki anarşizm, demokrasi ve cumhuriyet gibi tam bir yönetim biçimi olmasa da bir toplumsal örgütlenme biçimidir. Yani dünyayı kaosa sürüklemek veya etrafta bombalar patlatmak gibi bir amacı yoktur.
Peki anarşizm nedir? Anarşizm, hiçbir yöneticinin olmadığı,
''Kişinin içinde yaşadığı topluma karşı duyduğu hoşnutsuzluğun neden olduğu daha iyi yaşam arzusudur ütopya.''*
Utopia, Thomas More'un kendi ''ideal devlet''ini oluşturduğu, içinde birçok tartışmalı konu barındıran, yeni bir türe ismini veren, önemli bir kitaptır. Utopia'da More, hem kendi
Karl Marx’ın Londra’da sürgün yıllarında yazmaya başladığı Fransız Üçlemesi, “Fransa’da Sınıf Mücadeleleri 1848-1850”, “Louis Bonaparte’ın 18 Brumaire’i” ve “Fransa’da İç Savaş” olmak üzere üç kitaptan oluşuyor. İncelemem bu üç kitabı kapsıyor ve her birinde önemli gördüğüm noktalara değinmeden geçemedim, dolayısıyla uzun bir inceleme
Yazarımız Alison Stone, Lancaster Üniversitesi Felsefe Bölümünde profesördür ve uzmanlık alanı da feminist felsefe üzerinedir. Eserin ilk giriş kısmında kitabın kullanımı için kısa bir rehber ile karşılaşıyoruz. Kitapta bulunan teknik terimlerin açıklaması verildiği gibi, her bölümün sonunda da bizi konuyla alakalı ek okuma önerileri
İncelememe José Saramago’nun Körlük adlı kitabından kısaca bahsederek başlamak istiyorum. Körlük adı bilinmeyen bir ülkede bulaşıcı bir beyaz körlük salgınıyla başlar. Ve herkesin beyaz kör olduğu bir yerde yaşam nasıldır, Herkesin çıplak olduğu bir resimde utanma var mıdır, Herkesin beyaz kör olduğu karantinalarda ahlaksız körler nasıl
Şuan bu sitede Dursun Akçam'ın okunma sayısı "44" Söz eyleme nasıl dökülür? Şair Ergin Günçe'nin bir cümlesi var: "Bildiri olup dağılmalı insan büyüyünce" evet dağıldık ama bildiri olarak değil değerlerden, mücadeleden, okuma eyleminden, gerçek yazarlardan uzaklara doğru dağıldık. Merkezde kalan bir avuç insanı da Dursun Akçam
(...) Bugün sizlere arkasındaki hikayenin son derece güçlü olduğu, bir erkek tarafından tasarlanmış olsa da, Amerikalı kadınların oy hakkı hareketinin zamanından bir poster sunmak istiyoruz. Kadınların oy hakkı için verilen savaş, Amerikan tarihindeki en uzun reform hareketlerinden biridir. 1832 ile 1920 yılları arasında kadın vatandaşlar, önce eyaletlerinde veya bölgelerinde örgütlenirlerken aynı zamanda federal bir değişiklik için hazırladıkları dilekçeyle, oy kullanma hakkı için mücadele verdiler.
Antik Yunan ve Roma'dan alınan sembollerin kullanımı muhafazakar değerlere hitap etti ve oy kullanma hakkını savunan bir hareketin saygınlığını ortaya koydu. Profilden bir kadın, ilahi bir eşitlik habercisi rolünü göstermek için kanatlı bir miğfer takarken, bir baltanın etrafındaki çubuk demeti, birlik yoluyla gücü sembolize ediyor. Bir grafik tasarımcı, renk teorisi ve tipografide (Harf ve yazınsal-görsel iletişime ilişkin diğer elemanların hem görsel, fonksiyonel ve sanatsal düzenlemesi hem de bu elemanlarla oluşturulan bir tasarım dili ve anlayışı) bir lider olan Egbert Jacobson, önde gelen bir oy hakkı savunucusu olan Franc Delzell Jacobsen ile evliydi ve birçok erkek gibi, eşinin davasını desteklemişti.
Bugün hala korumamız gereken haklar için savaşan kadın nesillerini unutmayın. Ve hikayeleri ortaya çıkarılmayı ve anlatılmayı bekleyen kadın sanatçıların nesillerini de unutmayın!
getdailyart.com/23660/egbert-ja...
Öncelikle herkese merhabalar:)
Yeni bitirdiğim “GÖRMEK” kitabının, Jose Saramago’nun okuduğum ikinci kitabını kendimce anlatmaya çalışacağım. Buna da geçmeden önce yazarın dilinden, anlatımından, karakterleri, mekan ve zamanı nasıl kullanıyor söyleyeyim.
Yazar dilini, kelimelerini süsler, uzatır, dolandırır yani kelimelerle oynamayı seviyor
Körler ülkesinde tek gözlüler kral olur, derler. Beyaz körlük zamanından kalma izlerin hala devam ettiği ve seçim zamanı yaşanılan boş oy skandalıyla sarsılan hükümet ile karşı karşıya gelen örgütlenmemiş bir örgüt. Bizi korkutan şey dayanışma ile gelen birlik mi olmalı yoksa orantısız güç kullanımı ile hakların ihlal edilmesi mi? Direniş karşısında hiçbir gücün varlığını devam ettiremediği mi mesela? Neden hala birlik değiliz, neden hala devam ediyor bu iktidarsız güç?
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202217,8bin okunma
İlk üç bölümü "eee, başka, neden böyle bir yerden başladı ki" diyerek okudum sonra bölümler yavaş yavaş açılmaya başladı. Konu, Körlük kitabındaki kahramanlar ve bakanlar arasında gelişmeye başladı. Sonunu hiç böyle beklemiyordum. Aklımın ucundan bile geçmezdi.
Başkentte yapılan seçimlerde %80 gibi bir boş oy kullanımı olunca seçşm tekrarlandı ve sonuç yine aynıydı. Boş oylardan dolayı seçim geçersiz kaldı. Bunun üzerine devlet erkanı başkenti bırakıp gittiler ve başkenti kolluk kuvvetleriyle çevrelediler. Başkent sınırlarını askerler beklerken, başkentte ne bir polis ne bir asker yoktu. Sivil halkı cezalandırmaya çalışan başbakan, cumhurbaşkanı ve bakanlar neler yaptı? Görmek kitabında bunları okudum.
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202217,8bin okunma
Siyasi ideolojiler ile ilgili çok güzel bir yazı...
Herkes teknik direktör, herkes politikacıdır güzel ülkemde. Memleketin her köşesinde geçmişten günümüze siyaset konuşulur. Ama bir de kavram karmaşası var ki akıllara zarar. 3-5 ideolojik kelam sözlere zenginlik katar ama kullanımı yerinde midir, tartışılır. Nitekim geçenlerde yapılan bir