Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Suzan'ı tanımamış olsaydım, Cihan'a duyduğum şeyin aşk olduğuna inanabilirdim. Oysa aşkı andıran bir heyecandan ibaretmiş. Böyle duygular var, insan yanılıp aşk sanıyor.
“Oysa benim yapacak tek işim var,” diye mırıldandı Cornelis. “Evet,” diye yanıtladı Rosa, “Lalenizi sevmek.“ “Sizi sevmek Rosa.”
Sayfa 140 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir şiir yazıldığında, bir aşk doğduğunda yer yerinden oynamaz oysa. Şairin kalbi şaire, âşıkın kalbi âşıka çünkü. Ama bir çocuk öldüğünde. Ne diye kıyamet kopmaz ki?
Sayfa 120
Çünkü insan mutlaka hüsrana komşudur . Çünkü nefis mutlaka kötülüğü emredicidir . Oysa aşk gelmelidir ve cümle eksik bitmelidir . Aşktır her şeyi tamam eden . Yunus’ umuzun buyurduğu gibi : “İşitin ey yârenler aşk bir güneşe benzer / Aşkı olmayan gönül misal-i taşa benzer .”
Oysa ben aşkın ortaklaşa bir zevk olduğuna, neredeyse herkes için yaşama yoğunluk ve anlam kazandıran bir şey olduğuna inanıyorum, bence aşk bütünüyle risksiz bir düzende yaşamın zenginliği olmaktan çıkar.
Kendin'den ettin
Dayanacak gücüm kalmadı oysa Beni kendimden ettin Benden ettin, hülasa
Reklam
Aşk, bir suç karşısında geri adım attıkça, bize sınırları varmış gibi görünür, oysa aşk sınırsız olmalıdır.
Sayfa 86 - İş Bankası YayınlarıKitabı okuyor
Oysa aşk, aklın ötesinde, üstündeydi. (...) Akıl vadisinin ötesindeki dağların zirveleriydi aşkın memleketi. Varoluşun yüce bir hâli, yaşamın zirvesiydi ve çok ender bulunurdu.
Sayfa 222
Kitap okumayanların içinde kitap okuyan birisi olarak kitap okuduğu için kendisini salak hissetmek herkesin harcı olmasa gerek. Oysa bilinir ki kitap okumak iyi ve değerli bir şeydir.
Sayfa 39 - Dedalus Yayınları
Buradaki geçici bulunuşunun, hayatında pek küçük bir yeri olacağını sanmıştı. Çarçabuk gelip geçecek, erkenden unutulacak bir bölümü olacaktı bu hayatının. Oysa burada, bu donuk, heyecansız mandırada, yenilik [aşk] bir yanardağ gibi dikilivermişti karşısına.
Sayfa 199 - Amaç Temel Yayınları, 1987. Çeviri:Suna Güler
Reklam
Sevdiğimi görmüşüm rüyamda. Başımda oturmuş saçlarımı okşuyor elleriyle. Saçlarımsa olmuş bir sarhoş. Geçip kendinden, kucağında dalgalanmak istiyor köklerini saran aşk sarhoşluğunun yakıcı esintisiyle. Oysa ben!.. Ben ki geçmişim kendimden yüreğimi saran aşk sarhoşluğunun yakıcı esintisiyle. Ve de yitirmişim bu yakıcı esintinin büyüleyen
Sayfa 106 - Kırmızı Yayınları - 2. Baskı (2011)
Kimi zaman, uzak bir yeri özlediğimizi sanırız, oysa aslında yalnızca o sırada daha genç ve daha taze olduğumuz için, orada geçirdiğimiz zamanı özlemekteyizdir. Böylece zaman bizi mekan maskesi altında yanıltır. Oraya yolculuk ettiğimizde, yanılsamanın farkına varırız.
Şövalye az gitmiş uz gitmiş sonunda köyüne dönmüş. Her sabah uyanır, atlarım temizler, gökyüzündeki en güzel yıldız olan güneşine selam verir, bahçesinde meyvelerini yermiş. Akşam oldu mu bir hüzün sararmış artık şövalyeyi. Erkenden uyur, güneşin doğuşuna gözlerini açarmış. O an anlamış şövalye, yıldızı güneş olmadan önce günün en sevdiği vakti geceymiş yıldızı gökte diye. Oysa yıldızı güneşe dönüşmüş, şimdi gündüzü severmiş şövalye. Aşk buymuş işte, sevdiğin neredeyse orası sana dünyanın en güzel yeri olurmuş.
Orada Olmak....
Siz benden bile şanslısınız Güzel çamlar. Siz seyrederken Boğaziçi'ni Gömülmekte kozalaklarınız
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.