Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Prof. Ö. L. Barkan’ın yaptığı bir araştırmada gösterdiği gibi, vakıflara hasredilen gelir kaynakları bazen sadece faizle işletilen paralardı. Yalnız Bursa’aa, âmme vakıfları idaresinde, gayri menkullerden başka faizle işletilmek üzere 3,5 milyon akçeye yakın vakfedilmiş para vardı. 1580’de, yani para devriminin başladığı dönemde, böyle vakıfların sayısı 14,5 defa artmış. Barkan, vakıf olarak tamamiyle faizle işletilen paraları yatıranların çoğunun kadı, müderris, seyyid ve askeri sınıf mensupları olduğunu bildiriyor. Bütün bunlar bize gösteriyor ki, devlet tabakasında toplum sınıflarına kıyasla çok dar bir grubun elinde büyük ölçüde bir servet birikimi ve yoğunlaşması vardı.
Sayfa 308Kitabı okudu
Dünün Fethullahçılarının da şimdi Menzil’in içinde yer almaya başladığı konuşuluyor. Özel idarenin yatırımlarının önemli bir bölümü Menzil’e yapılıyor. Artık, Menzil’e o kadar gelen-giden oluyor ki, devlet olanaklarıyla büyük bir terminal yapıldı. Cumayı cumartesine bağlayan geceden başlamak üzere Menzil’e hafta sonu gelenlerin sayısı hiçbir
Sayfa 253 - Doğan Kitap, 7.Baskı. 1 Nisan 2018 Saygı Öztürk'ün gazete yazısı
Reklam
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
Menzil Bir Tarikatin İki Yüzü
Menzil
Menzil
Yazılarını sözcü gazetesinden uzun yıllar takip ettiğim duruşu ve beyefendi kişiliği ve basın camiasında farklı bir yeri olan Ismi gibi saygın Sn.
Saygı Öztürk
Saygı Öztürk
'ün bu kitabı Ülkemizde ki, tarikat ve cemaatlerin Başta Eğitim, Sağlık, Güvenlik vb bir çok alanda nasıl holdingleştiklerini ve Ülkenin siyasetini dizayn etmedeki etkinliğini
Menzil
MenzilSaygı Öztürk · Doğan Kitap Yayınları · 2019431 okunma
Hristiyanlıkta kilisenin yapmış olduğu sosyal hizmetler İslâm kültüründe vakıflar kanalıyla yürütülmüştür. Modern ulus devletin henüz ortaya çıkmadığı çağlarda hastaneler, okullar ve camilerde yürütülen hizmetler, aynca yol bakımı, su isâlesi gibi alt yapı çalışmaları da vakıf gelirleri aracılığıyla karşılanmaktaydı. Toplumdaki kredi ihtiyacına yönelik nakit para vakıfları vardı. Vakıflar özellikle yoksulları, borçluları, yolda kalmışları ayni ve nakdi ola- rak desteklemekteydi. Bu tür genel vakıfların dışında çok özel ihtiyaçlanı karşılamak amacıyla kurulan vakıflara da rastlamaktayız. Hastalara ilaç temin etmek ve evde bakım hizmeti sağlamak, kızlara çeyiz sağlamak, çiftçilere tarım aleti temin etmek, deniz kazazedelerine yardım etmek, çocukları sünnet ettirmek, cenazeleri kaldırmak, öksüz ve yetimleri himaye etmek, engellileri desteklemek, köleleri evlendirmek, esirleri kurtarmak, yoksul mahkumları desteklemek gibi çok özel vakıflar kayıtlarda yer alır. Günümüzde ulus devletin hayatın hemen bütün alanları üzerindeki kontrolü vakıfların bu işlevlerinin önemli ölçüde kaybolmasına neden oldu... Dinî gruplar bu tür faaliyetlere devam etseler de artık Osmanlı Devleti'ndeki yaygın etkiden bahsetmek mümkün değildir.
Guer, "Türk şefkati hayvanlara bile şamildir." dedikten sonra, şu örneği zikrediyor: "Hayvanları beslemek için vakıfları ve ücretli adamları vardır. Bu adamlar sokak başlarında sahipsiz köpeklere ve kedilere et dağıtırlar... Sokaktaki ağaçların kuraklıktan kurumasını önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar kaçık Müslümanlara bile rastlamak mümkündür..."
Bir yanda,suudi sermayesi "birader vakıfları" aracılığıyla Türkiye'de dinsel eğitime para yatırıyor; öte yandan da mollalar yönetimindeki İranlı iş adamları aracılığıyla aynı alana destek sağlanmaya çalışıyor. ... Müslü manın,yoksulu,arkasızı,güçsüzü, tek sözcük ile " garibanına" karşı "Atatürkçülük" taslayan çevreler;din sömürüsünün bu gül suyu ile yıkanmış çok uluslu ve güçlü ticari ve siyasal ilişkileri karşısında niçin hemencecik sus pus oluyorlar?
Sayfa 155 - Tekin YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Defterde Derviş Bey'in faizle işletmek üzere 24 bin akça para vakıf yaptığını görüyoruz. Para vakıfları, 16. yüzyılda Birgivi Mehmed tarafından Şeriata aykırı sayılmış, memlekette büyük kargaşaya yol açmıştır..
Sayfa 76 - Kronik KitapKitabı okudu
Üstad'la Erbakan Hoca arasında bir dönem zahir olan küçük çaplı ihtilafın arkasında da esasında idealite-pratize farklılığı vardı. Hâdise Ebûssuud'la İmam Birgivi'nin para vakıfları meselesindeki ihtilafına benzemekteydi. Her ikisi de haklıydı, ihtilaf ise hâdiselere farklı açılardan bakmalarından kaynaklanmaktaydı. İmam Birgivi, sivil bir alim olduğundan fıkıhta ideal olana meyletti. Ebûssuud ise ahkam-ı fıkhiyyenin icrasından mesul olduğundan uygulanabilirliği önceledi.
Sayfa 126 - Hüküm KitapKitabı okudu
1990 dan itibaren altın karşıtı eylemleri organize etmek üzere, Bergama ve havrana yüzlerce alman görevlinin “turist“ olarak geldikleri, ama arada hobi(!)olarak da çevrecilerle görüşmeler yaptıkları, altınsız bir çevre uğruna karşılıksız(!) para yardımı yaptıkları bilinmektedir.
NED, ABD kongresi denetiminde oluşturulmuş resmi bir para fonu olduğundan, harcamalarının gizliliği bulunmuyor. Dolayısıyla, Türkiye dahil hangi üçüncü dünya ülkesinin hangi işbirlikçi NGO’su bu merkezlerden hangi miktarda nakit yardım almış, internette yüklenmiş resmi kaynaklardan kolaylıkla öğreniliyor.
Reklam
Din+Para
Zenginlerin vakıfları var, nezri ziyafeti var, zekatı, fitresi var, köle azad etmesi, haccı, kurbanı var. Nasıl erişirsin sen onların devletine? İki rekat namaz kılarsın yüz perişanlık içinde. Şeyh Sadi ŞİRAZİ
Soygun mekanizmasını anlamak için Vakıf'a vakıf olmak
Vakıf yoluyla vurgun, yalnızca günümüzün bir hastalığı değildir. Denilebilir ki, Osmanlı’yı batıran sebeplerin en önde gelenlerinden biri de bu vakıf vurgunculuğudur. Osmanlı’da başlangıçta (Dirlik Düzeninde), Toprak Mirî Mal’dır, Beytülmâl-i Müslümîndir. Yani tüm Müslümanların ortak mülküdür. Bu mülkü, Allah (Kamu) adına yönetmek de Padişah’ın
Evladiye vakıflarının yüksek kiralarından mağdur olan esnafın kiralarını aşağıya çekmek için Haremeyn vakıfları, dükkân kiralarında indirim yaparak yüksek kira ödediği için mağdur olan esnafı ekonomik olarak rahatlatmıştır. Yine Osmanlı özelinde kurulan "para vakıfları" piyasadaki nakit para ihtiyacını gidermiş, ucuz krediler sağlamıştır.
Sayfa 29 - Mehmet Kurtoğlu
A. ÖCALAN'IN VE PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN YENİDEN OYUNUN İÇİNDE OLMASI İÇİN ÜRETİLEN DÜZMECE DAVALAR Hatalar, vurdumduymazlıklar ve ihanetler sonucunda kendisine güveni gelen Apo 01 Haziran 2004 tarihinden itibaren silahlı terör eylemlerini yeniden başlattı. Sorgu ve sonrasındaki Apo'nun üniter Türk devletinden. M. Kemal ATATÜRK çizgisinden
Sayfa 122Kitabı okudu
440 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bu Dinciler O Müslümanlara Benzemiyor
Kitabın girişindeki yazı ile başlayalım incelemeye... "Artık zalimlerin gittiği camiye gitmem bir daha.." Babam bu sözü üç yıl önce söyledi ve o günden sonra bir daha hiç camiye gitmedi. Babamı tanıyanlar bilir; bu, onun için hiç de kolay alınacak bir karar değildi. Babam seksen üç yaşında. Beş
Bu Dinciler O Müslümanlara Benzemiyor
Bu Dinciler O Müslümanlara BenzemiyorSoner Yalçın · Doğan Kitap · 20151,172 okunma
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.