Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Peki, sen sınıfta mıydın , Coşkun? _Elbette sınıftayım, öğretmenim. Nerede olacaktım ya? _Buyur o zaman, bir de seni görelim. Problemi çözeblecek misin bakalım ? _Ben hiç kalkmayayım öğretmenim. Ben problemi kafadan çözdüm zaten. Tebeşiri boşuna israf etmeyeyim.
Sen! Uzun saçlı kız! Neydi ismin?” dedi. “Çiçekli bir şeydi.” Bütün öğrenciler gülerek bağırdı: “Saksıda Sardunya hocam!” “Tamam, tamam sululuk yok,” diye herkesi azarladı Sinan bey. “Cevapla bakalım çiçek kız.” Sakız Sardunya telaşla etrafa bakındı. Ne sorulduğunu bile bilmiyordu ki. “Affedersiniz, bir an dalmışım. Soruyu tekrar sorabilir
Reklam
Ben daha çok, hüzün, keder, ıstırap tarzı şeyleri çekerim üstüme. Belki de üstünüzde iyi durduğu içindir. Efendim? Ah hah ha, bu kez de ben şaka yaptım! Neyse canım bırakalım şimdi bunları; şu formu beraber doldur­mamız gerekiyor. Yukardan da onaylanınca aşk hesabınız cari olacak; istediğiniz her an hesabınızdan aşk çekebileceksiniz. Yaşınız? Otuz. Hımm. Sevgilinizin yaşı? On se­kiz. Medeni haliniz Evliydim boşandım. Hımm, laf ara­mızda, aslında bir erkekte en iyisi budur. Toy bir erkek hiç çekilmez, öyle değil mi? Bilmem, öyle mi? Neyse, mesle­ğiniz? Öğretmenim. Şeyy... aslında yazarım. Ooo! O zaman sevgilinize bir tutam da ilham tozu serpmemizi ister mi­siniz? Evet lütfen. Peki. O da tamam: bu sayede gerekti­ğinde ilham periniz olarak da görev yapabilecektir.
“Peki dayıcığım, peki öğretmenim, peki komutanım. Susarım ben de. Kitaplarımı okur, oyuncaklarımla oynar, olup biten her şeye içimden şaşırır ve dışımdan da derim ki: Bana ne ulan! Ne bok yiyorsa yesin herkes!”
Nerde bir hırsız kelimesi görsem aklıma babacım gelir
Demek, ben hırsızım ha? Peki, hırsızlığımı kim görmüş beni yakalayan var mı? Yok! Öyleyse durup dururken insanın yüzüne kara çalma! Bir işe yaramayacak olduktan sonra, istersen yüz kere, "Hırsızsın!" de! Ben kanıt isterim, kanıt!
Sayfa 241 - Toprak AnaKitabı okudu
"Yolda, bir vitrinin önünden geçerken gözüm camdaki görüntüme takıldı, öğretmenim: Gömleğimin arkası, pantalonumun üstünden sarkıyordu, pantalonum da boru gibi olmuştu. Ayaklarıma baktım: Bütün gün tozlu yollarda dolaştığımı anladım, ayakkabımın, ayağımı acıttığını anladım. Bir kadın geçti vitrinden, bana bakmadan geçti. Yahu, ben ne kadar
Sayfa 115 - İletişim Yayınları, 13.baskı - 2002Kitabı okudu
Reklam
Peki :D
"Tamam!" dedi. "Ders bitti. Herkes bahçeye!" "Üşürüz öğretmenim bahçede," dediler hep birden. "Türk çocukları üşümez!"
Yeteri kadar prova yapmamış mıydı acaba? Evlilik bir oyun değil miydi öğretmenim? (Değildi. Peki neden S. bunu H.'ye söylememişti?)
Sayfa 119
En sevdiğim kısımlardan biri
Abim pek tutumlu değildi, ama ben çok tutumluydum. Kalemim minicik kalıncaya dek kullanırdım. Kalem ufalınca onu bir kargının ucuna geçirir uzatırdım. Eh öyle de on, on beş gün idare ederdik yeni kalem almadan. Bir gün nasıl oldu bilinmez, sınıfta Aysel'in değerli cicili bicili kalemi yitmişti. Olur a kimbilir nerede düşürmüştür hoplarken
"Ölmeyi öğren, nasıl yaşayacağını öğrenirsin "
"Bir çoğumuz adeta uyurgezer gibi dolaşıyoruz etrafta. Yaşamı tam anlamıyla tanımıyoruz, çünkü hayatı uyur uyanık yapmamız gerektiğini düşündüğümüz şeyleri otomatik olarak yaparak yaşıyoruz" Peki ölümle yüzleşmek bunu değiştiriyor mu? "Evet. Tüm bu şeylerden uzaklaşıp esas üzerinde yoğunlaşıyorsun. Öleceğinin bilincine vardığında, her şeyi çok farklı bir gözle görüyorsun." Mori iç çekti. "Ölmeyi öğren, nasıl yaşayacağını öğrenirsin."
Reklam
Yaşlanma Korkusu Üzerine Konuşuyoruz
Peki eğer yaşlılık bu kadar değerliyse niçin herkes, "Keşke yeniden gençlik yıllarıma dönebilseydim" diyor? Hiç kimse, "Keske altmış beş yaşımda olsaydım" diye söze başlamıyor. Gülümsedi. "Bu söz neyi yansıtıyor dersin? Tatmin olmamış kişiler. Layıkıyla yasanmamış hayatlar. Anlamı bulunamamış yaşamlar. Eğer hayatın anlamını bulduysan geriye gitmek istemezsin. İleriye gitmek istersin. Daha da yapmak, daha da görmek istersin. Altmış beş yaşına dek bekleyemezsin. "Dinle beni. Bir şeyi bilmelisin. Tüm genç insanlar tek bir şeyi bilmeli. Eğer sürekli yaşlanmaya karşı savaşırsan mutsuz olursun, çünkü nasılsa yaşlanmaktan kaçış yok.
Biraz tebessüm
:) İnsan görmediği ve sesini duymadığı bir şeye inanabilir mi? Görünmeyen ve duyulmayan bir şey var olabilir mi? Hilâl yeniden ayağa fırlamıştı: - Olabilir efendim!.. Öğretmen, bu son derece çalışkan ve zeki talebesi karşısında zor duruma düşmekten çekiniyordu. Sert bir dille bağırarak: - Müsade almadan, parmak kaldırmadan konuşma
Sayfa 167Kitabı okudu
Beceriksizdim, diyemiyor insan, birinci tekil şahıs olarak, öğretmenim. (Belki biraz daha becerikli olsaydım, sonumuz başka türlü olurdu. Saçmalama Hikmet. Peki albayım.)
"Bunca aydır emek vermiş olduğu düzgün giyinme alışkanlığını nasıl kaybetmişti? Yeteri kadar prova yapmamış mıydı acaba? Evlilik bir oyun değil miydi öğretmenim? (Değildi. Peki neden S. bunu H.'ye söylemişti?)"
Sayfa 119 - İletişim Yayınları, 13.baskı - 2002Kitabı okudu
"Söz gümüş ise sükût altındır," demişti öğretmenim. Belki de en büyük sabır susmaktır. Zahiren sükûnet bir olgunluk biçimi imiş ve çok şey öğrendikçe daha çok susar imiş insan. Peki niçin susmalıdır insan? Sabır, bir hamalın sırtındaki tonluk küfe. Sabrın nihayetindeki selamet, eve giren sıcak lokmadaki helal koku. Acıyla öğreniyor insan. Acıyı tadarak kabulleniyor.
232 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.