Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ne çok gülmüşümdür, keskin pençeleri olmadığı için kendilerini iyi zanneden zayıflara.
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
Uyku her şeyi korkutup kaçırır. Herkesi ve her şeyi! O uyurken yüzeysellikten uzaklaşıyor, fiziksel dünyayla ilgilisi kalmıyor. Hayatın biçimlendiren ve kalıba sokan elle­ri, ezip büzen pençeleri, şeylerin ağırlığı, hayatın ta kendisi, uykuda ona dokunamaz. Evet, öyle. Uyku her şeyi korkutup kaçırır. Herkesi ve her şeyi."
Sayfa 42 - JaguarKitabı okudu
Reklam
Yapay zekânın geleceği muğlak. Armstrong, önümüzdeki yüzyılda %80 ihtimalle yapay genel zekânın, %50 ihtimalle de süper zekanın gerçekleşeceğini düşünüyor. Ancak kimse tam olarak bir şey bilmiyor. Bildiğimiz tek şey zekânın güçlü olduğu. Dişleri ve pençeleri olmadan insanlar besin zincirinin en tepesine çıktılar, dünyayı ele geçirdiler ve ötesine gittiler. Hepsi aklın gücü sayesinde oldu. Şimdi bu gücü makinelere bahsediyoruz. Makineler kendi başlarına öğrenmeye başladığında ne olur bilmiyoruz. Bu, bir öngörü değil, bugünkü yapay zekânın durumuna dayalı bir gözlem.
Sayfa 326Kitabı okudu
Medusa'nın arzusu ve ölümü
Poseidon'la bir gece birlikte olan Medusa, aşk yeri olarak Athena'nın tapınaklarından birini seçince Tanrıça onu fal taşına benzeyen gözleri, ağzından dışarı sarkan dili, kocaman dişleriyle pençeleri olan ve baktığında insanları taşa çeviren bir canavara dönüştürdü.
Say yayınlarıKitabı okuyor
Ey aydınlar susunuz! Hâkimin kadife patisi altında cellâdın pençeleri gizleniyor.
Sahiden, ne çok gülmüşümdür, keskin pençeleri olmadığı için kendilerini iyi zanneden zayıflara !
Reklam
“ İnsan dünyadaki en garip yaratık. “ diye mırıldandı. “ Kartallar gibi uçmak istiyor ama kanatları yok. Aslan gibi kuvvetli olmak istiyor ama pençeleri yok. Ne kadar kusurlu yaratmışsın bizi, Allah’ım. Birde yetmezmiş gibi bizlere kendi acizliğimizi idrak etme gücü vermişsin.”
Sayfa 428
Tutunamayan (disconnectus erectus): Beceriksiz ve korkak bir hayvandır. İnsan boyunda olanları bile vardır. İlk bakışta, dış görünüşüyle, insana benzer. Yalnız, pençeleri ve özellikle tırnakları çok zayıftır. Dik arazide, yokuş yukarı hiç tutunamaz. Yokuş aşağı, kayarak iner. (Bu arada sık sık düşer). Tüyleri yok denecek kadar azdır. Gözleri çok büyük olmakla birlikte, görme duygusu zayıftır. Bu nedenle tehlikeyi uzaktan göremez.
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Hayvan Çiftliği
İspanya'daki "ihanete uğramış devrim" tablosu Orwell'i derinden sarmıştır. En meşhur yapıtlarından olan Hayvan Çiftliği açıkça bir Stalin dönemi SSCB eleştirisidir. Bu, kitaptaki olayların Rusya'daki Ekim Devrimi ve sonrasının tarihi ile oldukça benzerlik göstermesinden anlaşılabilmektedir. Hayvan Çiftliği bir devrimin trajedisidir. Bu modern fabl, kesilmekten, kırkılmaktan, sağılmaktan, dövülmekten bıkarak zalim sahiplerine karşı ayaklanan Manor Çiftliği hayvanlarının hikâyesidir. Karakterler son derece sade ve güçlüdür: Alaycı eşek Benjamin, fedakâr at Boxer, akılsız kısrak Mollie, hatta serçeleri tüm hayvanların kardeş olduğunu söyleyerek pençeleri arasına çekmeyi deneyen kedi bile akıllarda kolayca yer edinen, çok canlı kişiliklerdir. Onlar birlik olarak kendilerine zulmeden insanlara karşı isyan edip savaşır ve sonunda çiftlikten kovarlar. Hayvanlar çiftliği geri almayı deneyen insanlara karşı yiğitçe çarpışır, gövdelerini mermilere siper eder; elleri olmadığı halde çiftliğin zor işlerinin üstesinden gelmeyi, hatta bir değirmen inşa etmeyi bile başarırlar. Ne yazık ki zaferleri yöneticiliğe soyunup gitgide 'insanlaşan' domuzların hırsları ve entrikaları tarafından gölgelenmeye mahkûmdur. Romanın alt başlığı 'Bir Peri Masalı'dır. Oysa bu bir peri masalı değildir fakat roman bir masal anlatımıyla yazılmıştır.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020245,6bin okunma
Sahiden, ne çok gülmüşümdür, keskin pençeleri olmadığı için kendilerini iyi zanneden zayıflara!
Sayfa 115
Reklam
"Sahiden, ne çok gülmüşümdür, keskin pençeleri olmadığı için kendilerini iyi zanneden zayıflara!" Nietzsche
Kadını altına aldı, kollarını başının üzerine sabitledi, en ilkel dürtüye yenik düşerek kalçasını salladı. İçine girmek istiyordu. Ona sahip olmaya ihtiyacı vardı; inlemesine ve kırpıştırdığı gözlerine bakılırsa, Kaderin'in de buna ihtiyacı vardı. "Bunun doğru olduğuna inanmamıştım," diye homurdandı Sebastian. Kadın başını salladığında, adam onun ipeksi sarı saçlarından gelen kokuyla doluyordu. "Katja." Hızlanınca Kaderin altında çılgınca kıvrandı. "Sen benimsin." "Evet, evet... Benim... gelmemi sağlıyorsun." Sırtını gerdi, çığlık atıyordu. Sebastian, kollarını vücuduna sımsıkı sardı ve şiddetle ona doğru hamle yaparken vücuduyla vücudunu kıskaca aldı. Boşalırken, boynu gerildi ve tavana doğru inledi. Her darbede haykırıyordu. Kadının pençeleri adamın sırtına gömülmüştü, hâlâ geliyordu.
Sayfa 37
Estâğfirullah!
İnsan dünyadaki en garip yaratık. Kartallar gibi uçmak istiyor ama kanatları yok. Aslan gibi kuvvetli olmak istiyor ama pençeleri yok. Ne kadar kusurlu yaratmışsın bizi, Allahım. Bir de yetmezmiş gibi bizlere kendi acizliğimizi idrak etme gücü vermişsin.
Kurt yavruları gibi kadınların da benzer bir erginlenmeye ihtiyaçları vardır - içsel ve dışsal dünyaların her zaman gamsız tasasız yerler olmadıklarını öğreten bir erginlenmeye. Birçok kadının, bir anne kurdun yok ediciler konusunda yavrularına verdiği eğitim kadar bile temel eğitimi yoktur. Anne kurt şöyle der: Tehditkarsa ve senden büyükse, kaç; daha zayıfsa, bak ne istiyor; hastaysa, yalnız bırak; dikenleri, zehri, sivri dişleri ya da keskin pençeleri varsa, geri dön ve ters yöne git; güzel kokuyor, ama metal çenelerle sarılıysa, onunla birlikte yürü.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.