Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cemal Süreya
"Benim edebiyatla ilgili olarak ikinci bir doğum tarihim var: 1944. Dostoveyski'yi okudum ve ondan sonra hiç huzur kalmadı bende." İki eserini bitirebildim. beynimi değil daha da derinleri kurcaladı kelimeleri. saklı olanları çıkarıp, iyileri esir almaya çalışan bir mekanizma kurmuş kitaplarında sanki. eylül ayına yakışıyor diye tatmak istedim cümlelerini. bir an da kara kışta buldum kendimi. naif bir iskence, ağır çekimde göremediklerimi keşfetmem... resmen huzur kaçıran bir yazar.
Benim yetiştiğim coğrafyada kendini iyi hissetmek sanki kötü bir şeydi...
Reklam
İnanan insanlar,etraflarını saran karanlığı gördüklerinde ,o an sanki hiç de karanlık değilmiş gibi davranarak "yalancı pozitiflik" numarası yapmazlar. Gecenin karanlığını kabul eder ama aynı zamanda güneşin yeniden doğacağından kuşku duymadan umutlarını korurlar. Ve bu umudun yöneldiği merci eninde sonunda Allah'tır."...Sen merhamet edenlerin en Merhametlisisin."
Sayfa 32
Sanki yalnız kalmaktan korkuyormuş gibi kendi ellerini tutuyordu.
Sayfa 104Kitabı okudu
400 syf.
·
Puan vermedi
Mor Gabriel
Ahmet ÜMİT sayesinde polisiye seven bir okuyucu oldum diyebilirim. Spoiler vermemek için kendimi engelliyorum. Bunun için sadece şunu şöylebilirim. Ben artık nevzat, ali ve zeynebin ekip arkadaşıyım. Kitap o kadar içine aldı ki beni sanki olay yerlerine onlarla beraber gittim. Sanki sahilde ettikleri kahvaltıda diğer sandalyede ben oturdum. Harkulade bir eser. Ahmet ÜMİT’e teşekkürler.
Kavim
KavimAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201916,3bin okunma
Sanki oturma odasında değil de ince bir buz tabakasının üzerinde yürüyormuş gibi adımlarını birbiri ardına dikkatle attı. Bu arada evde tek başına bulunmaktan mı , yoksa gerçekten karısıyla karşılaşmaktan mı daha fazla korktuğundan emin değildi.
Reklam
Büyü ve mitin altında ezilenler sömürünün ürünü olan çilelerini Tanrı'nın iradesi gibi görürler; sanki bu "örgütlü karışıklığın" yaratıcısı Tanrı'ymış gibi
anlamadığın dildeki fısıltı bir okşayış gibi, sanki özlediğin yerden bir koku gelecek günlerin şarabı beklerken bağlarda
Sayfa 33
Toprağın üstünde duracağıma altında bir yerlerde gömülüydüm sanki...
Çıplak kadın kolları ya da gö­ğüsleri, onlara alışkın olanlar için özel bir ilgi odağı değildir. Fakat bedenin bu kısımlarını görmek, kapanması gerektiği dü­şüncesiyle yetiştirilen birilerinin keyfini kaçırır. Her şeyin en ince ayrıntısı hesaba katıldığında, erkeklerden farklı olarak, kadınlar hakkında oluşan imaj, sanki onların kendi fiziksellik­lerine kademeli olarak indirgenmiş ve hepsinden önemlisi asıl olarak buna göre yargılanmış gibi görünmektedir.
Sayfa 111 - Destek Yayınları
Reklam
"Tesadüf diye bir şey yoktur. Her yol önceden belirlenmiştir. Her şey, olması gerektiği zaman olur. Doğru zamanda. Doğru yerde. Sanki dünya, sayısız iplikle dokunmuş bir halıymış gibi." (Dark)
İnsan, sevdiği birine duyduğu öfkeyi nefrete çevirmeye çalıştığında, altında edileceği bir yük alırdı sanki sırtına.
Aile Ölüyor (hikâye)
Sanki kendi trajedisi yokmuş gibi başkalarınınkine bakıp bakıp ağlar.
Arwen Undómiel
Gencecikti kadın, ama sanki değildi de. Kara saçlarının örgülerine kır değmemişti, beyaz kollarıyla berrak yüzü kusursuz ve düzgündü; yıldızların ışığı idi bulutsuz bir gece gibi gri parlak gözlerinde görülen; yine de bir kraliçe gibi duruyordu, yılların getirdiği nice şeyi tanımış gibi bakışlarında düşünce ve bilgi vardı.
Sayfa 226Kitabı okudu
“Aşık olmak, dedim. Aşka düşmek, hepimiz yapardık o zaman, şu ya da bu şekilde. Onu nasıl hafife alabilmişti böyle? Küçümsemişti hatta? Sanki bizim için önemsizmiş, bir gösteriş, bir kaprismiş gibi. Aksine zahmetliydi. Temeldeki şeydi, kendinizi anlamanızın yoluydu; eğer başınıza hiç gelmediyse, bir kez bile, mutasyona uğramışsınız demektir, dış dünyadan bir yaratık… Herkes bilirdi bunu.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.