Yaşar Kemal bir hafıza. Olaylar kronolojisinin hafızası değil; acının, var olan toplumsal ve kültürel alışverişinin hafızası. Varoluş çığlıkları atan insanların bilinçaltı.
Olaylara bakarız. Tarihsel olaylara;
Mübadele,
Sarıkamış,
Çanakkale savaşı,
Ezidi soykırımı,
Ermeni olayları,
...
Bunları ne savaşı başlatanı anlatarak ne de
askerler öyle şimşek gibi atlılar değil,
yorgun ve yoksuldular.
silahları kırık dökük
yalınayak çırılçıplak
toplanıp tarladan tapandan
doksan bin can
doksan bin ana kuzusu
yüz bine tamamlandı
"Karlarda yatarlar şerefli şanlı
Kimisi vurulmuş nur yüzü kanlı
Kimisi nevcivan, taze nişanlı
Boynu buruk, melül, gözü yoldadır..
Yollara düşenin gelmedi sesi,
Analar ah çeker atalar yası.
Yad değil bunlar hep ciğer paresi
Acep bilen var mı ne ahvaldedir."
Nitekim Sarıkamış faciasının yürüdüğü 1914 kasım ayı içinde, Suriye’de 56. Ordunun teşkiline karar verildi. Ordunun başına, Bahriye Nazırı Cemal Paşa getirildi.
15 aralıkta Hafız Hakkı da Sarıkamış önünde Enver Paşaya yaklaşır. Bir hafta kadar önce emrine verilen 40.000 mevcutlu X. Kolordudan elinde ancak 1800 kadar bitkin, perişan asker kalmıştır. Fakat Enver Paşanın emri gene şudur:
— Derhal taarruza geçiniz.
Bu kitabı tek kelimeyle özetle deseler mecalsizlik derdim. Kitapta hayvandan ota kadar her canlıya sinmiş olan öyle bir hal var ki “mecali kalmamış” diyerek anlatmak da yetersiz kalır aslında. İnsanların durumunu anlatmaksa çok daha zor. Ölmüşler de ağlayanları yok desem ya da ölseler daha iyi desem yine eksik kalacak çünkü o kadar bitik
Osmanlı askeri ise neredeyse yaz donanımıyla Ruslarla çarpışacaklardı; fakat tabiri caizse, General Kış'ın harekatı, Sarıkamış Cephesi'ndeki Rus ordusundan daha da hızlıydı.
Ali Fuat Başgil'in keşke 18 yaşında karşılaşsaydım dediği ruh terbiyesini anlatan bu kitabı benim yaptığım gibi İstanbul-Erzurum uçağında, Erzurum-Sarıkamış Doğu Ekspresi seferinde ya da derslerin okuma saatlerinde okuyup bitirmek yerine ders çalışır gibi sakin kafayla, günün belli zamanlarında kıraat edip içselleştirmeye çalışınca kanımca netice alınabilir. Ben mantığını kavradım fakat dediğim gibi pek de stratejik yoğunlaşmadım. Yolun başındaki genç arkadaşlar sindirirse bu kitap, bu dönüm noktaları yahut nirengi taşları olacaktır ki Cemil Meriç'in öyle olmuş.
İrade TerbiyesiJules Payot · Karbon Kitaplar Yayınları · 202028,7bin okunma
İsmail Bilgin'in okuduğum ikinci eseriydi.Daha önce Sarıkamış harekâtını anlattığı "Beyaz Hüzün" kitabını okumuştum.Elveda Balkanlar romanında ise Balkan savaşlarının yaşandığı yıllarda Balkanlardan göç etmek zorunda kalan Türklerin hazin hikâyesini kurtuluş olarak gördükleri Edirnenin Bulgarlar tarafından işgalini daha sonra Enver Bey'in desteği Yüzbaşı Cemal, Kuşçubaşı Eşref Bey ve beraberindeki Mekteb-i Sultani talebelerinin gayretiyle Edirne'nin geri alınışını anlatmaktadır.Kibar Ana,Halil,Belkıs ve evladı Hicran Bulgar zulmünden kaçmak için Batı trakya köylerinden yola koyulur Edirneye kadar gelirler Yüzbaşı Cemal Edirnede onlara yardım eder fakat ateşlenen Hicran vefat eder.Daha sonra İstanbul'a geldiklerinde Halil koleraya yakalanır ve vefat eder.Sadece Kibar Ana ve Belkıs hayatta kalır.Belkıs askerlerin yaralarını sarma hasta bakıcılığı yaparak acısını azaltır Yüzbaşı Cemal ise Edirne ve Batı Trakya'da savaşarak bölgelerin geri alınması mücadelesini verir.Yakın tarihimizi anlatan güzel bir eser yazar tarihimizi akıcı bir üslup ile anlatıyor.