Sizlere merhaba demiyorum ya da iyi akşamlar dilemiyorum. Çünkü bunu diyerek Melekler ve Şeytanlar'a 5 saniye de olsa geç kalmak istemiyorum. Eyvah, stresten bunu belirtip daha da vakit kaybettim galiba. Neyse...
Kitabı bitirdikten sonra kendimi 8 farklı yerden bıçaklamak istedim. Çünkü bu serinin ilk kitabını okumak yerine kuzenimle filmini
Mustafa Kemal, ülke çapında bir okuma yazma seferberliğine öncü oldu. Bir karatahtayla yollara düştüğü bu seferberlik sırasında, ömrünün en keyifli anlarını yaşadı herhalde. Çünkü bir öğretmenlik tutkusu vardı onda. Asıl uğraşının öğretmenlik olması gerektiğini söyler, yakınlarına "ben rate bir öğretmenim" dermiş. Mustafa Kemal'in seferberliği başarılı da oldu. 1930'da, memlekette ilk ve ne yazık ki son kez, okuma yazma oranı yüzde doksan beşe kadar yükseldi.
Organizasyon ve Lojistik Bir Örnek: 1715 Mora Seferi
✩ ✩ ✩
Osmanlı, idari yapısı ile geniş bir coğrafyada, hakimiyetini asırlarca sürdürdü. Farklı din, dil ve ırktan yüzlerce unsuru toplumsal düzeni muhafaza ederek yönetmesi, benzersizdir.
Tüm bu askeri örgütlenme, savaş becerisi ve fetih stratejisi başarılı bir örneği de
Balkanlarda Gayrinizami Bir Harp
𑁍︎ 𑁍︎ 𑁍︎
Savaşlarda tarafların birbirlerine karşı güçlü orduya karşı küçük grupların vur kaç taktiği kullanılan bir yöntem adı, Gayrinizami Harp'dır. Stratejik savaş düşüncesi gayrinizami harp konseptinin tarih boyunca varlığını haber verir. Şartlar zayıfın güçlüye karşı kullanılacak en
Eseri okuyunca Atatürk’ün ideolojilerinin diktesi niteliğinde olan bu kitabı neden önerdiğini çok iyi anladım ve Atamızın bir milletten ne beklediğini, devletin nasıl olması gerektiğini, halkın eğitimle nasıl kurtuluşa ereceğini daha iyi kavradım. Kitap yozlaşmış bir milletin (Finlandiya halkının) eğitim, inanç ve emeğin gücüyle nasıl kendini
Yazarın görüp, geçirdiği bir döneme yolculuk yapmış gibi hissettim bu kitabı okurken... Yazarın düşünce dünyasından bakmaya çalıştım olaylara. Tecrübe edindiği bir hayattan, çelişkisi olmayan müthiş tespitler mevcut kitapta.
Çoğumuzun hayatımızın belli bir döneminde günlük tutmuşluğu olmuştur diye düşünüyorum. :) Bu kitabı da İbrahim Tenekeci'nin
Türk düşün ve yazın hayatının seçkin isimlerinden olan Kemal Tahir, 15 Nisan tarihinde İstanbul Vezneciler semtinde, İsmail Kemalettin adıyla dünyaya geldi. Kimliğinde 13 Mart olarak görünen doğum tarihi, 1917 yılında yapılan takvim değişikliğinden kaynaklanan bir yanlışlığın sonucudur. Babası 2. Abdülhamit'in hünkar yaverlerinden ve baş
Mecliste «ben müslümanı müslümana kırdırmam!» diyen Ali Fethi Beyi düşürdüler, ismetsiz İsmet Paşayı hükûmetin başına geçirdiler ve –miskin teferruat esnaflığına ne lüzum var!– haydi büsbütün sıkılaştırılan, şimdiki adiyle sıkı yönetim, haydi kısmî seferberlik, haydi «Hiyanet-i Vataniye Kanunu»na ek, «dini alet ederek zihinleri karıştırma hareketine girişenlerin vatan haini sayılacaklarına» ait madde, haydi şu, haydi bu; ve peşinden meşhur «Takrir-i Sükûn Kanunu», huzur ve sükûnu sağlama ismi altında gık demeyi yasakayıcı hükümler ve onun da arkasından İstiklâl Mahkemeleri ve vicdan törpüsü nice zulüm fermanları...
Orta Çağ köylüsünü mü, 1950’lerin Türk köylüsü ve köy yaşantısını mı okudum emin değilim. İnsan şaşıp kalıyor, nasıl yani, nasıl bu kadar kötü şartlar olabilir diyor. Eh şehirli için pek anormal bir yorum değil elbet. Annemiz babamız, onların anne ve babaları zaten bu yokluğu bir şekilde görmüştür. Yokluk derken, gerçekten yokluk.
Köy
Öncelikle yazarın oldukça kapsamlı bir çalışma ortaya koyduğunu belirtmem gerekiyor. Aynı zamanda gerek fiziksel gerekse ruhsal olarak oldukça yorucu bir çalışma yapmış; birçok insanın adını bile anmaya çekindiği bir konuda büyük bir emek vererek bu önemli eseri ortaya çıkarmış. Kendisine teşekkür etmek gerekiyor.
Çalışma kapsamında, mağdurlar,
Yavrucuk bir seferberlik çocuğu olduğunu biliyormuş gibi, karnı açlıktan öldüğü halde ne ağlıyor, ne de mızırdanıyordu. Yalnız, apak yüzünün ortasında kocaman kocaman görünen gözlerinin duru bakışlarında insanı üzüntüye boğan bir şeyler okunuyordu.
Bu adam benim babam
Babaların en babası
İnsanların en hası
Yüreği düğün sofrası
Direnci sabır kayası
Ellerini bir görmeyin
Elleri ellerin en irisi
Elleri bal arısı
Seferberlik'ten gelir künyesi
Kurtuluş’tan çıkar dosyası
Ben beni bildim bileli
ben beni bilmezden de önce kavgası ekmek kavgası verin kadın gibi topraklan eline
beslesin dünyanın aç çocuklarını
2001 yılında Isparta Eğirdir Dağ Komando okulunda üç ay olan acemi birliği eğitimimi Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı'na çıkan dağıtımım yüzünden dört aya çıkardılar ve ben fazladan bir ay daha katlanılmaz eğitimleri alarak dördüncü ay sonunda "usta" Komando Er olarak adaya gittim. Bizim zamanımızda askerlik şubesinde ilk imza attığımız