Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne diyorsun sen! Kendine gel! Bırakmıyorlar ki kendime geleyim.
Sen bu ayrılıklar için mi yaratıldın söyle Bu zehir zemberek kederler için mi? Bak bütün orkestralar sustu Bütün ışıkları söndü dünyanın Korkma Haydi uzat ellerini Geçmiş yılları yeniden yaşayalım bir bir Bak dinle Bir seslenen var uzaklardan Bak dinle Kader kapıyı çalıyor Gelme diyorsun Gelme diyorsun Bu gel demektir
Reklam
Sen bu ayrılıklar için mi yaratıldın söyle Bu zehir zemberek kederler için mi Bak bütün orkestralar sustu Bütün ışıkları söndü dünyanın Korkma Haydi uzat ellerini Geçmiş yılları yeniden yaşayalım bir bir Bak dinle Bir seslenen var uzaklardan Bak dinle Kader kapıyı çalıyor Gelme diyorsun Gelme diyorsun Bu gel demektir
Elif mı noktadan,yoksa nokta mı eliften çıktı?
- Pekålå, "an" dediğin nedir? Sırf inkårdır, sırf yokluk. İkrarda zamansızlık demektir. İk. rarla inkârı ayırmak da mutlak zaman demektir. - Peki, Elif-ba ne demek? - Käinattaki realiteler...
Sayfa 199Kitabı okudu
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
– Bırak yorgunluğu, Beckmann. Gel. Yaşa! – Bu hayatı mı? Hayır, bu hayat bir hiçten ibaret. Ben artık yokum bu oyunda. Ne diyorsun sen
Reklam
“En baştan söyleyeyim, unutun Cevriye’yi. Yeni adımla sesleneceksiniz. Ama işte çok düşündüm, bulamadım. Beraber seçelim diye getirdim kitabı. Ne zormuş kız insanın kendine isim bulması. Birgül dedim ben ama nasıl olur bilmem?” diye mahcup bir edayla isim önerisinde bulunan teyzemin üstüne atladı annem. “Sen gülsün de biz diken mi Cevriye? Birgül öyle tek bir tanecik gül olursa olur. Senden önce biz varız” diye hırladı kardeşine. Ölüyordu annem fesatlıktan. Hadi gel beraber değiştirelim adlarımızı abla dese, anında atlayacak, birimiz Birgül, birimiz Nurgül olalım deyiverecekti ama teyzem bu konuda pek davetkâr değildi. “Zeyneplerin hepsi mutlu oluyor, fark ettiniz mi? Zeynep mi olsam acaba?” diye ikinci bir öneriyi bıraktı masaya teyzem. Bu sefer yengem karşı çıktı. “Hepsi değil be abla, benim bir arkadaşım vardı rahmetli, senelerce hastalık çekti” diye çizdi Zeynep’in üstünü. “Figen nasıl?” diye sordum teyzeme. Figen diye öğretmenim vardı benim, çok severdim. Teyzem sözlükten baktı. “Dalga mı geçiyorsun sen benimle Hande, Figen de ağlayan demekmiş. Ben ne diyorum sen ne diyorsun? Seninkine baktım, gülen demek. Kişneyip duruyorsun bütün gün, ondan demek ki” dedi teyzem. Ortamın gerginliğinden ben de aldım nasibimi. O da Hande koyacakmış kendi adını ama bir aileye bir Hande yeter diye koymamış.
KARABAĞ'A MEKTUP
Bahtına ağlayan Azeri kızı Sen Karabağ dersin, ben karayazı Boşlukta çırpınır Türk'ün avazı Sanma ki dertlerin azı bizdedir Sizdeki yaranın özü bizdedir. "Gel gardaş" diyorsun gelecek yol yok Şehiter kabrine koyacak gül yok Çilesiz saat yok, kavgasız yıl yok Kurşunlar sizdedir, sızı bizdedir Sizdeki yaranın özü
Sayfa 63 - Kadim Yayınları, 4.BaskıKitabı okudu
Çok akıllı Odysseus yan yan baktı, dedi ki: Ne biçim söz çıktı dişlerinin arasından Atreusoğlu, uğursuz adam, komutan olmalıydın sen aşağılık bir orduya, sen kral olacak adam değilsin bize. Zeus bize, kocayıncaya dek dayanmayı verdi zorlu savaşlarda ta ölünceye dek. Demek bırakıp gitmek niyetindesin Troyalıların büyük ilini? Bu kent ugruna çektiklerimiz yabana mı gidecek? Bu sözünü duymasın kimse, kapa ağzını, böyle bir söz çıkmamalıydı senden, sözü sazı yerinde, elinde değnek taşıyan bir kral, Argosluların hepsine kendini saydıran bir adam, böyle düşünmeden, uluorta konuşmamalıydı. Bu sefer aklını kaçardın derim sana, savaşın en çok kızıştığı şu sıra, sağlam gemilerimizi denize çekelim diyorsun ha, Troyalılar büsbütün üstün gelip böbürlensinler diye mi, yuvarlanalım diye mi tepetaklak ölüm uçurumuna? Bir daha dayanamaz savaşa Akhalar gemileri çekildikten sonra denize, gidecekler savaştan geriye baka baka. Senin öğüdün yok edecek onları. Kendine gel orduların başbuğu, hey."
Sayfa 302
Sen bu ayrılıklar için mi yaratıldın söyle Bu zehir zemberek kederler için mi? Bak bütün orkestralar sustu Bütün ışıkları söndü dünyanın Korkma Haydi uzat ellerini Geçmiş yılları yeniden yaşayalım bir bir Bak dinle Bir seslenen var uzaklardan Bak dinle Kader kapıyı çalıyor Gelme diyorsun Gelme diyorsun Bu gel demektir
Sayfa 20
Reklam
Sen bu ayrılıklar için mi yaratıldın söyle Bu zehir zemberek kederler için mi Bak bütün orkestralar sustu Bütün ışıkları söndü dünyanın Korkma Haydi uzat ellerini Geçmiş yılları yeniden yaşayalım bir bir Bak dinle Bir seslenen var uzaklardan Bak dinle Kader kapıyı çalıyor Gelme diyorsun Gelme diyorsun Bu gel demektir.
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Kader Kapıyı Çalıyor
... Sen bu ayrılıklar için mi yaratıldın söyle Bu zehir zemberek kederler için mi Bak bütün orkestralar sustu Bütün ışıkları söndü dünyanın Korkma Haydi uzat ellerini Geçmiş yılları yeniden yaşayalım bir bir Bak dinle Bir seslenen var uzaklardan Bak dinle Kader kapıyı çalıyor Gelme diyorsun Gelme diyorsun Bu gel demektir
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
559 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.