Okumada geç kalmış olduğum bir kitap. Armand Davul ile Marguerita Gautir’in tutkulu ve bir araya gelmelerinin nerdeyse imkansız olan aşklarını akıcı şekilde anlatan Kamelyalı Kadın eseri okuduğunuzda siz etkisi altında alabilecek güzel bir kitap.
Kitap şimdiye kadar okuduğum en güzel kitaplar arasında ilk 10’a girebilecek bir eser. Aşkın yanında
"Kim bilir ne gibi sebeplerle tesadüf bizi birleştirdi. Sen beni sevdiğini söyledin, ben buna inandım. Ben de seni seviyordum... Hem nasıl seviyordum... Hislerimde bugün de bir değişiklik yok. Fakat niçin seviyordum, işte bunu bulamadım ve beni düşündüren, seninle olan hayatımızın devamından şüphe ettiren bu oldu. Seni niçin sevdiğimi bir türlü bilmiyordum. Huylarını, yaptığın işleri, beğenmiyordum demeyeyim, fakat anlamıyordum. Sen de benim birçok şeylerimi anlamadığını inkâr edemezsin. Böyle olduğu halde nasıl garip bir kuvvet bizi birbirimize bu kadar sağlam bağlamıştı? İlk andan itibaren tamamıyla başka dünyaların insanları olduğumuzu anladığım halde beni burada tutan ve seni gördüğüm zaman içimi sevinçle dolduran neydi? Acaba şu senin her zaman bahsettiğin ve her hareketinin kabahatini kendisine yüklediğin şeytan mı? Son günlerde ben de bundan korkmaya başladım. Şimdiye kadar daima, düşünüp doğru bulduğum şeyleri yapmaya alışmıştım... Bu sefer hiçbir doğru ve akıllıca tarafını bulamadığım bu hayata beni bağlayan kuvvetin, içimde saklı bir şeytan olması sahiden mümkündü."
Sayfa 228 - Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık; 1, baskı: Istanbul, Şubat 1998Kitabı okudu
“Aptalın tekiyim.”
“Neden böyle söyledin?” diye sordum.
“Öyleyim. Sana âşık olduğumu çok geç fark ettim.”
Nefes almayı unuttum. Gözlerim şaşkınlıkla irileşti. Ne demekti bu? Yani o bana... Nasıl yani?
“Seni hep seviyordum Havin. Benim için en kıymetli şeydin ama aşk kabul etmediğim bir duyguydu. Sana âşığım. Her şeyine âşığım. Ve lütfen, nefes al.”
Nefes nasıl alınıyordu ki? Derin bir nefes alıp uzun süredir havasız kalan ciğerlerimi rahatlattım.
“Ama bilmem gerek Havin, benimle aynı şeyleri mi hissediyorsun?”
Elimi yanağına yerleştirip yeni çıkmaya başlayan sakallarında dolaştırdım başparmağımı. “Sana âşığım Efran.”
Gülümsedi. Gözlerinin içi gülüyordu sanki. “Aksi mümkün değildi Yaz Gecesi.”
sen çok güzeldin, özlemiştim, çok
seviniyordum içimde yayılan özlemine.
ben, dokunmayı seviyordum ya, şimdi
sen, büyüye dokunmak gibisin bende...
elbette hep, elbette her zaman!
bir tek şeyden çok korkarım: seni göz açıp
kapayıncaya dek görüp, ansızın yitirmekten...
seni bana çok özlet
ama sakın unutturma!
Anne Brontë ile birlikte 3 kız kardeş İngiliz edebiyatı için gerçekten önemli bir yerdedirler. Kitap basma dönemleri bu kardeşlerin çok sancılı olmuştur.
Psyche ile birlikte yabancı şairlerin dilimize çevrilen şiirleri ile ilgili bir liste oluşturmaktan bahsetmiştim. Tavsiyeleriyle bize yön veren herkese çok teşekkür ederiz.
Biraz uğraştıktan sonra tatmin olduğumuz bir liste oluşturduk. Daha önce böyle bir liste