Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Büyük kayıp
“Yakma eylemi benim vücudumda değil beynimde gerçekleşiyor. Yangın benim beynimde… Orada her dakika bin kuruntu cehennemi tutuşur. Kafa değil sürekli kaynayan bir işkence ateşgedesi… Böyle servet ve zenginlik, türlü türlü nimetler içinde aç oturan bir paşa olmaktansa, somununu, soğanını doymadan sindiren bir hamal olması bin kere iyidir. Bilmem yaratılış hangi tarafı yüceltmiş, hangi tarafı aşağılamış; gerçek mutluluk ve sefalet hangi tarafta kalıyor?”
Sayfa 18 - Hasan Ferruh EfendiKitabı okuyor
172 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Kitaptan ziyade yazar hakkında bir şeyler söyleyeceğim. :)
İlk okuduğum Hüseyin Rahmi kitabı Gulyabani’ydi. Daha sonra Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç ve Mürebbiye … Hüseyin Rahmi Gürpınar, Servet-i Fünün döneminin bağımsız yazarlarındandır. Eserlerini Servet-i Fünun dönemi anlayışıyla değil de tamamen kendine has bir anlayışla kaleme almıştır ama Tanzimat Dönemi anlayışına daha yakındır bana göre .
Mürebbiye
MürebbiyeHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20187,4bin okunma
Reklam
Benim ben olmam , başka biri olmamam , benim için önemli bir servet . Yürekte açılan yaralar , bir insanın bağımsızlığı karşılığında dünyaya ödemek zorunda olduğu çok doğal bir bedel ..
Avrupa Devletlerinin Osmanlı imparatorluğu topraklarını paylaşmak için yüzyıllardır yürüttükleri Doğu Sorunu’nun (Şark Meselesi, Question d’Orient) çözüme ulaşmasını Atatürk anı defterine şöyle kaydetmişti: “Doğu sorunu halledilmiştir. Doğudaki azınlıkları korumak gibi ahmakça bir vesile ile Doğudaki çoğunlukları esaret altına almaktan ibaret olan ‘Doğu Sorunu.’ Cihan uygarlığına sorarım, bu mu uygarlık? Vahşiyane hareketlerde bulunanların, uygarlık, kişilik adına söz söylemeye yetkileri olabilir mi? Azınlıkları servet ve zenginlik içindeydi; kardeş gibi geçiniyorlardı. Bunları cani yapan kimdir? Tarih, ingiltere hükümetinin böyle gülünç bir girişime umut bağlamasını hayretle yazacaktır. Maskara bir kavmi Türkiye’yi istila ettirerek cihangir yapmak! Siyasi ve askeri bir aymazlık örneği!
176 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Nick Carraway, Minnesota’lı genç bir adam, 1922 yazında tahvil işini öğrenmek amacıyla New York’a taşınır. Long Island’ın West Egg bölgesinde zengin, ancak modasız bir bölge olan, yeni zenginlerin yaşadığı bir yerde ev kiralar. Bu grup, servetlerini çok yakın zamanda kazanmış, sosyal bağlantıları henüz kuramamış ve gösterişli zenginlik
Muhteşem Gatsby
Muhteşem GatsbyF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202220,9bin okunma
550 syf.
·
Puan vermedi
·
109 günde okudu
"Borç " kitabının incelemesi " Spoiler içerir"
Merhaba Değerli Okurlar, Bir David Graeber Klasiği bitirmiş olmanın sevinci var içimde. Bu kitap okuduğum birçok kitaptan ayrı bir konumda artık benim için. Şaşırtıcı tarih bilgilendirmeleriyle kitap adete insanı içine çekiyor ve bu kadar bilgi dolu bir kitabın , insanı zihni olarak yormayan anlatımı ise yazarın ayrı bir yeteneği olarak
Borç
BorçDavid Graeber · Everest Yayınları · 201568 okunma
Reklam
168 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Selam olsun gerçeğin duvarının öte yanına, Selam olsun Dostoyevski’ye
Kitap okumaya ortaokulda Dostoyevski ile başladım. Daha sonra okuduğum diğer Rus Edebiyatı kitaplarında ve diğer tüm kitaplarda onun anlatım şeklini aradım. Bulamadığımda ise bana hep eksik geldi. “Ebedi Koca” kütüphanemde olduğu için okuduğum, bir “Suç ve Ceza”, “Ezilenler” kadar olmasa da etkileyici bir kitap. Baş kahramanı takip eden bir adam..
Ebedi Koca
Ebedi KocaFyodor Dostoyevski · Öteki Yayınevi · 20072,882 okunma
aşık diye yorumladım
"Evlenmeyi düşünmüyor musunuz? Bu konudaki görüşünüz?" "Tabii ki evlenmeyi düşünüyorum. Ama eğer ... " Sustu, bir an için geri çekilmek istedi ama sonra tüm cesaretiyle silahına sarıldı. "Tabii evlenmeme değecek kadar zengin birini bulursam. Biraz fazla açık oldu değil mi? Ama niyetim bu. Umarım bundan dolayı beni kınamazsınız." "Olaylara ticari bir zihniyetle yaklaşmaya her zaman saygı duyarım. Peki, kafanızda nasıl biri var?" "Tip mi, yani boy pos filan mı?" "Yoo, hayır. İş ... servet?" "Ah, henüz bu konuda bir karar vermiş değilim." "Bana ne dersiniz?" "Siz mi?" "Elbette." "Yoo, hayır, olamaz." "Neden?" "Size bunun olamayacağını söyledim." "Tekrar soruyorum, neden?" "Bu doğru olmaz." "Neden doğru olmasın ki?"
Osmanlı Imparatorluğu'nun klasik kurumsal yapısı, az çok birbirine yakın büyüklükte topraklan elinde tutan ve merkez­ den atanan memurlara oransal vergi ödeyen bağımsız bir köy­lü kitlesinin varlığını öngörüyordu. Bu memurlar, ya vergiyi merkeze aktarırlar ya da bunun karşılığında merkeze çoğu za­man askeri bazen de sivil nitelikte hizmetler verirlerdi Bu memurlann temel özelliği, statülerini miras yoluyla veya ma­halli nüfuzlanna dayanarak değil, merkezi otorite tarafından tayin edilmiş olmaları dolayısıyla elde etmeleriydi. Aynı şekil­ de, ayncalıkları kolayca geri alınarak reaya statüsüne indirile­ bilirlerdi. Teorik olarak, 15. yüzyıldan sonra sadece hanedan ailesi varlığını başkalanna borçlu olmayan bir statüye sahipti; bu statü padişaha güçlü kullanma servet bahşetme ve bu ser­vetleri yok etme gücünü veriyordu. Böylesine mutlak bir ikti­darın kullanılabilmesi için, çevrede güç odaklanrının henüz doğarken boğulmasını sağlayacak etkin bir mekanizmanın gerektği ortadadır. Müstakbel iktidar odakları ortadan kaldırılmak­sızın klasik modelin sürekliliği sağlanamazdı; saray açısın­dan, tebaaların, fermanla yükseltilmedikleri sürece, kontrol edilebilir bir durumda tutulmaları zorunluydu.
Reklam
"Servet, hırslar, muvaffakiyetler, bu da ne? Bir çanak çirkef için iki it hırlaşıyor; kazanan bir şey bulmıyacak. Bu mahrum, ümitsiz kalanlar, yalnız ihtiyarlıyanlar, sade duyularının hizasından aşağı inemiyerek hazlarının büyüsü içinde yaşayıp ölenler değil, bunlar en iyiler, en çok duyanlar, en çok bilenler, muzaffer hareket adamları, veya ateşli beyinler, incelmiş sanatkâr ruhlardır. Bunlar, içinde doğru bir tek çizginin bulunmadığı, hattâ aydınlığın bile kırıldığı bir dünyada yaşamaktan ıztırap çektiler."
Mutluluk tamamıyla gönül işidir. Ve içimizdedir. Onu kendi içimizden başka bir yerde sanıp aramak ve mutluluğu sırf servet, güç ve şöhrette görmek çölde serabı su zannetmektir.
Sayfa 23 - T.C. İstanbul ValiliğiKitabı okuyor
Keşke 40 yaşını görebilseydin üstat:(
Sen, gizli ve meçhul, âbideni yaparken ben de boş durmayacağım. Tiyatro tiyatro!... Sanat, şöhret, servet... Hep burada! Kırk yaşıma daha on sene ister. Bu on seneyi serserilikle, mevzu toplamakla, tahlil ve mütalâa ile geçireceğim. Fakat on birinci sene, bir piyes ki ezelî olsun...
Esaret altındayken Ali Canip Yöntem'e gönderdiği mektup
Tüccarlar emek vermeden servet kazanır, lüks yaşantıyı teşvik eder ve insanın zihinlerini zayıflatırlar.
Yılların geçtiğini, gençliğin yerini yaşlılığa bıraktığını, en sağlam servet ve tahtların yıkıldığını, şöhretin geçici olduğunu ne kadar bilsek de, Zaman’ın sürüklediği bu hareketli evreni tanıma şeklimiz, bir bakıma fotoğrafını çekmemiz, aksine bu evreni sabitleştirir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.