Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Başarı
Her ne kadar büyük bir başarıymış gibi görünse de benim için başarı hiçbir zaman bir rokete binmek olmadı ve hâlâ da değil. Başarı, sonu fırlatma rampasına çıkabilecek ya da çıkmayabilecek olan o uzun ve belirsizliklerle dolu yolculuk boyunca yaptığınız işten memnun olmaktır. Eğitimi, sizi daha yüksek bir mevkiye çıkaracak bir sıçrama tahtası olarak göremezsiniz. Amacınızın eğitimin kendisi olması gerekir.
Sayfa 38 - TübitakKitabı okudu
Kierkegaard için kaygı neredeyse olumlu bir şeydir. Kişinin bir varoluşsal durumda bulunduğunu gösterir. Bu kişi daha yüksek bir aşamaya sıçrama yapıp yapmayacağına kendi karar verebilecektir.
Sayfa 433 - Pan YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Büyük sıçrama
Unutulmuş verimsiz bir ovada, zorluklar içinde ki bir sıska insansılar topluluğunda, bilinmeyen bir kaynaktan saçılan bir molekül asla unutulmayacak bir geni bozdu ve etobur bir primat doğdu. İyisiyle ve kötüsüyle, felakete ya da zafere gebe, nihai cennete ya da ebedi lanetlenmeye doğru, akıl, katille müttefik oldu ve Kabil, sopası, taşları ve hızlı koşan ayaklarıyla savanlarda ortaya çıktı. Ne müthiş bir fantezi!
Büyük sıçrama
Yükselişimizin en parlak anı, çöküşümüzün sebebi olabilecek tohumları da içinde barındırmaktadır.
Kendimiz için bir güçlüğü seçmek, o güçlüğe karşı kullanabileceğimiz tek savunmadır. Acı çekmeyi kabul etmek budur. Ona boyun eğmek yerine, onu bir sıçrama tahtası olarak kullanmak. Yediğimiz darbenin etkisini denetleyebilmek. Yaradılışları gereği eksiksiz olarak acı çekebilenlerin bir üstünlüğü vardır. Acı çekmeyi etkisiz hale getirmenin, onu kendi yarattığımız, kendi seçtiğimiz bir şey yapmanın yolu ona boyun eğmektir. İntihar etmek için bir gerekçe.
Teknoloji hiçbir milletin tek başına çözemeyeceği çapta varoluşsal tehditler yaratarak her şeyi değiştirdi. Ortak bir kimlik oluşturmak için en iyi katalizör ortak düşmandır ve artık insanlığın en az üç ortak düşmanı var: nükleer savaş, iklim değişikliği ve teknolojik sıçrama. İnsanlar bu ortak tehditlere karşın kendi vatanlarına bağlılıklarını her şeyin üstünde tutmayı tercih ederse, doğacak sonuçlar 1914 ve 1939'dakinden çok ama çok daha vahim olabilir.
Sayfa 124 - Kolektif KitapKitabı okudu
Reklam
Geçmiş sadece geleceğin sıçrama tahtasıdır.
"Hepimiz kırılgan varlıklarız. Hayat hakkında bir düş kuruyoruz, sevdiklerimizle sonsuza dek birlikte olacağımızı, bela ve musibetlerin bize erişmeyeceğini hayal ediyoruz. Oysa hayat yordanamıyor. Ani sıçrama ve kırılmalarla seyri birden değişebiliyor. Hayat ırmağımız, bazen karmaşalar, beklenmedik olaylar, tesadüflerle yatak değiştiriyor ve bizi hiç ummadığımız bir menzile ulaştırıyor."
Sayfa 122Kitabı okudu
İnsan bir ad , biz sözcük istiyor. Haykırmak istiyor: Çözümü bulduğunu , bunalımının kaynağına indiğini haykırmak istiyor. Bu abuk sabuk karmaşık laf yığınından kaçıp kurtulmak istiyor insan. Ama artık bir sıçrama taşı da yok, tutunacak bir dal da . Hayal gücünün dibini boylamaktan başka yol yok.
❝ Aramızda ceylanımsı bir sıçrama Çalkalanır sonsuzca. Şöyle irice bir kelime bul ok atsın döş kemiğime ❝
Reklam
Gül ey saf çelişki, nice gözkapağının altında hiç kimsenin uykusu olmamanın sevinci? O bir sevinç midir acı mıdır insan onun ölümünden bu yana sorar durur. Gitarın başlamaması gerektiği yerde başlayan bir şarkı istemiyorum ben, sonra sevdiğimde de bitmesi zorunlu olursa bitmesini istemiyorum; yuvarlağın altında çok uçuşup kaçışan var çünkü. Yakalayamıyorum. ... Ne ki, utopia denen nesnenin ısının düşürülmesi olduğunu varsayarsak -yaşam ne utopia ne de gerçeklik ise- çok parçalı bir sıçrama ve geri tepme ve aynı... oluyor gibi. Ve ben şimdi huzurunuzda şeytancıkların elele verip hoş bir dans tutturmalarını dileyerek belirsiz gecemi kapıyorum kuşku götürmez bir güne. .
Dünya tarihi boyunca farklı dönemlerde farklı beceriler öne çıkmıştır elbette. Ama çocukların kendilerine ve dünyaya kattıkları tüm değerler ve işlevler her zaman kıymetlimizdir. Güncel mesleklere yatkın olmamak onların kusuru değil, sadece farklıdır ve bu farkın bugün farkına varmaktır asıl mesele. Çocuklar doğuştan sahip oldukları yeteneklere popüler olup olmadığına bakmaksızın yöneldiklerinde sıçrama yapabiliyorlar. Israrla potansiyelleri o yönde olmadığı halde o günlerde "trend" olan iş ve mesleklere yöneltildiklerinde ise başarısızlığa, doyumsuzluğa ve mutsuzluğa mahkum oluyorlar.
Mo-tu’nun sahne almasıyla Hunların sıçrama yaparak büyük bir yükselişe geçtikleri sırada Çin tarihinde de dikkate değer bir değişim yaşanıyordu. Bu değişim daha sonraki asırlarda Çin milletine ad verecek olan Han hanedanının ortaya çıkmasıdır. Yani Mo-tu’nun tahta geçişine paralel olarak, M.Ö. 206 yılında Çin'in ilk büyük hanedanı Han kurulmuştu. Onların yeni yükselen hanedanına karşı aynı esnada Mo-tu'nun gücü Orta Asya’da hızla yayılıyordu. Zirveye çıkan söz konusu bu güç, takip eden yaklaşık dört asır birbiri ile mücadele edecektir. Kısacası Han hanedanı Çin'de kendinden sonra gelenler için model haline dönüşürken, aynı modeli bozkırda Hunlar oluşturacak ve kendinden sonra gelenleri derinden etkileyecekti.
Ufukta umut görünmüyor kaptan.
İnsan bir ad, bir sözcük istiyor. Haykırmak istiyor: Çözümü bulduğunu, bunalımının kaynağına indiğini haykırmak istiyor. Bu abuk sabuk karmaşık laf yığınından sıçrayıp çıkmak, bu sözcük bataklığından kaçıp kurtulmak istiyor insan. Ama artık bir sıçrama taşı da yok, tutunacak bir dal da. Hayal gücünün dibini boylamaktan başka yol yok.
Sayfa 40 - Ayrıntı Yayınları, 2. baskıKitabı okudu
Kibarca "omurgasızlık"
En kısa zamanda en yükseğe sıçrama hırsı gözlerini öylesine kör etmiş ki bu kariyer pazarında başarı için satamayacakları değer yokmuş gibi görünüyor. Onlar buna profesyonellik diyorlar, ben omurgasızlık deyimini tercih ediyorum.
Sayfa 75 - Satılık Şarkılar
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.