Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kağnı tekerleklerinin siyah izlerini taşıyan yollar, beyaz kar sahralarının ortasında, bir ölü elinin mor damarları gibi kıvrıntılar yaparak uzuyordu…
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Tabut, mihrabın üzerindeki kar beyazı çiçekler arasında aslında orada olmayan bir şeyin siyah gölgesi gibi yükseliyordu.
Sayfa 252Kitabı okudu
Reklam
Bizim hayaller siyah poşete Burçak
"Dileğim kar yağıp, yarın okulların tatil olması, iyi akşamlar."
Sayfa 25 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ve hâlâ kalkmadı, çocukluğumun üstüne yağan kar.
Diğerleri gibi çukura kar attım. Plof diye bir ses çıktı, tam anlamıyla plof, işte bu kadar. Sharon dipte, hiç çıkmayacak, asla on sekiz yaşına basmayacak, ne de yirmisine, hep olduğu gibi kalacak, parlak gülüşü, siyah saçları ile, kutuya tıkılmış durumda, kaskatı.
Sayfa 78 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Bir kar tabakasının saf beyazlığı üzerine düşmüş bir damla leke gibi...
Ah! O da böyle bir odaya, şöyle bir kütüphaneye, böyle kitaplara sahip olabilseydi! Hüseyin Nazmi'nin evinde bu his birinci defa olarak onun temiz aklına düştü. Bir kar tabakasının saf beyazlığı üzerine düşmüş bir damla leke gibi... Kendi kendisine utandı. Bugün ihtiyaçla, geçirn derdiyle ilk yarayı almış olan bu taze kalp şu gök rengi boyalı köşkün şu bahçeye bakan loş odasında var olması lazım gelen fikir sakinliğine, gönül rahatına, derin hayat zevkine karşı acı bir nasipsizlik hissi duydu.
Sayfa 38 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
Reklam
O kadar tanıdık ki...
Burada kar bir kere yağmaya başladı mı, nisana kadar bir daha kalkmazmış. Ne iyi şey, demek yaprakları bile siyah görünen bu karanlık ve can sıkıntısı memleketin asıl baharı kış aylarında başlıyor.
Sayfa 253Kitabı okudu
Kimse görmek istemiyordu güzelliğin, zamanın siyah kadifesinde erimeye mahkum bir kar tanesi olduğunu.
Sayfa 399Kitabı okudu
Necip Fazıl, şairliğinin bahanesini şöyle anlatıyor: "Şairliğim on iki yaşımda başladı. Bahanesi tuhaftır. Annem hastahanedeydi. Ziyaretine gitmiştim. Beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı, küçük ve eski bir defter... Bitişikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde... Haberi veren annem, bir ân gözlerimin içini tarayıp: 'Senin, dedi, şair olmanı ne kadar isterdim!' Annemin dileği bana, içimde besleyip de oniki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Varlık hikmetimin ta kendisi... Gözlerim, hastahane odasının penceresinde, savrulan kar ve uluyan rüzgâra karşı, içimden kararımı verdim: 'Şair olacağım! Ve oldum.'
Sayfa 37 - İz Yayıncılık 2002 BaskısıKitabı okuyor
Gölgelendirilmiş siyah bir kule etrafında dolaşılan sürekli, ne ki ayakları olanlar adımlarında konuşur onun etrafında, eriyen bir kar
Reklam
Son cümlenin ağırlığı sadece kitabı okuyanlar anlyabilir
Rahim Han'ın aradığı gece karanlıkta yattım, gözlerim panjurların arasından sızan ayışığının duvarlara çizdiği koşut, gümüş çizgilere diktim. Bir ara, galiba şafaktan hemen önce, uyuya kaldım. Ve rüyamda Hasan'ı gördüm; karda koşuyor, yeşil çapan'ının ucu yere sürtünüyordu; siyah, kauçuk botlarının ezdiği kar çıtırdıyordu. Omzunun üstünden geriye bağırdı: Senin için, bin tane olsa yakalarım!
Sayfa 176Kitabı okudu
Dağlarına kar olurum yâr ..
Bilmem ki şimdi nerdesin; uçtum gözümden, âh Sensiz çekildi ufkuna bir perde-i siyâh, Matem bıraktı fikrine fânî muhabbetin!..
Sayfa 149 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Böyle zamanlarda kışı nasıl da özlerdi! - Beyaz siyah düzenin Titiz yalınlığında Buz ve taş, her duygu sınır dahilinde Ve yüreğin donmuş disiplini Kar tanesi gibi tam.
Güneş Küller Ormanı'nın üzerinde yükselirken, altın rengi ışınları Karanlıklar Şatosu'nun kulelerinden aşağı süzülüyordu. Perdenin sisi kalkmışı. Uğursuz gece yerini kuşların ötüşüne ve durmadan eriyen kar damlalarına bırakma. Işıh huzmeleri genç prense saldıran tazıların üzerine iner inmez, simsiyah dumar bulutlarına dönüşmüş ve sabah
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.