Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Murekkeq

724 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
Tutunamayanlar yüksek viskozite, düşük nem, karmaşık kimyasal tepkimeler içeren, postmodernizm laboratuvarında gerçekleşen bir deney çalışmasıdır. Uygun eldiven, gözlük, önlük ve yüksek psikolojik dayanıklılığınız yoksa lütfen içeriye girmeyiniz... Birçok kişi gerekli şartlara uymadığı için deneyi yarıda bırakmak durumunda kalmış, perperişan halde
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
Reklam
80 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tarihi-dini motifler ve alt metinler ışığında psikolojik dışavurumlarla bezenmiş karakter inşaları... Zweig'ın 23 yaşında kaleme aldığı bu novellada o aşina olduğumuz tadı net bir şekilde alıyoruz. Bazı yazarlar vardır ki kitaplarının kapaklarında isimlerinin yazılmasına gerek yoktur, okumaya başladığınız gibi anlarsınız yazarın kim olduğunu.
Hayatın Mucizeleri
Hayatın MucizeleriStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202214,2bin okunma
223 syf.
8/10 puan verdi
Platon o dönemki devlet anlayışlarını Sokrates'in ağzından eleştirmekte, olması gereken üzerine kafa yormaktadır. Ona göre idari düzen yiğitlik, şan şöhret üzerine kurulmamalıdır (Timokrasi) çünkü o zaman her zaman bir düşman tehdidi söz konusu olacaktır. Bu düzende sürekli savaşlar mevcut olur, insan ve toplum kendisini gerçekleştiremez.
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · İskele Yayıncılık · 200626,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
176 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Mütevazı anlatıcımız Alex'in ağzından anlatılan, bol argolu, bol cıvırlı, bol moruklu, bol kankalı, bol lavuklu, bol filan'lı... ve bol fikirli bir roman Otomatik Portakal. İlk bölümde mütevazı anlatıcımız, suç çetesi lideri 15 yaşındaki Alex'in işlediği sayısız suçu görüyoruz. Sadist bir çocuğun hislerini bir anti-kahraman yaratarak bize sunan
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,5bin okunma
288 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Şizofreni hastalığına karşı bilgilenmek isteyenleri ve hasta yakınlarını bilgilendirmek amacıyla yazılmış, tıbbi terimlerin fazla kullanılmadığı, şizofreniye bakış açısını değiştirmeyi hedefleyen eğitici bir kitap. Öncelikle damgalamanın bu tür hastalıkların ilerlemesinde çok büyük bir etkisi olduğunun üstünde durulmuş. Gerek çevre gerekse aile
Şizofreni Bin Parça Akıl
Şizofreni Bin Parça AkılAdnan Çoban · Timaş Yayınları · 200916 okunma
Reklam
64 syf.
7/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Sezai Karakoç'un Doğu dünyasının durumuna karşı hüznü hissediliyor şiirlerin genelinde. Batı'ya karşı serzenişi, İstanbul-Kudüs-Şam sevgisi çoğu şiirine hakim... En beğendiğim kısımlar ise "sabah yıldızı"nın bulunduğu şiirler oldu. Derin ve gizli anlamları kaçırmamak adına birkaç kez daha okumalı elbette...
Alınyazısı Saati - Şiirler IX
Alınyazısı Saati - Şiirler IXSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 1989851 okunma
264 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Günümüzün kaybolan değerleriyle ilgili bir çok denemeden oluşan eser... Benzer konularda olan denemeler arka arkaya gelecek şekilde bir düzen oluşturulmuş, böylece kitaptaki tekrarlar daha göze batar hale gelmiş zannımca. Sürekli bir tekrar söz konusu fakat yazıların gazeteden alındığı gerçeği ve yazarın kitabın başındaki özrü bunu hoş görmemizi sağlayabilir. Aslında kitabın genelinde Mustafa Kutlu'nun çocukluğuna özlemini hissediyoruz. Çiçeklere, kuşlara, dostluklara, mahallelere, köylere... Bize de bu özlemi hissettiriyor bir anlamda. Fakat diğer yandan baktığımızda teknolojiye, bilime, günümüz toplumuna sürekli bir eleştiri söz konusu. Yazar teknolojiyi reddediyor ve tarım toplumuna dönmemizi öneriyor. Bilimin ilerleyişini yok oluş olarak görüyor. Bu kısımlarda yazara katılmam biraz zor çünkü bilimin de edebiyat, müzik, sanat gibi bir değer olduğunu ve önünün kesilmemesi gerektiğini düşüyorum. Tarım toplumu olmayı da bilimden uzak bir şekilde düşünmek günümüz dünyası için biraz absürt geldi doğrusu. Birçok konuda aynı görüşte olmasam da Mustafa Kutlu'nun internete ve teknolojiye karşı bu sessiz(belki de sesli) başkaldırısını bir adamın çocukluğuna olan özleminin samimi bir yansıması olarak görüyorum. Bu yüzden muhalefet olmak yerine düşüncelerine saygı duyuyorum.
Vatan Yahut İnternet
Vatan Yahut İnternetMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20141,287 okunma
216 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İnsan Yemenin Nesi Yanlış?
Düşündüren (bazen de beyin yakan) 33 muammadan oluşan, akıcı ve mizahi bir dile sahip güzel bir felsefi eser. Yazar size istediğiniz paradokstan başlama fırsatı veriyor ve konu bitiminde sizi başka paradokslara yönlendiriyor bu yüzden özgürce bir okuma etkinliği gerçekleştirebiliyorsunuz. Konular hepimizin hayatında en az bir kere düşünmüş olduğu, günlük yaşantıdaki çelişkilerden oluşuyor. Örneğin; Olacakları engelleyecek gücümüzün olmadığı doğru mudur? Devlete ve yasalara uymak zorunda mıyız? Tehlikedeki türleri neden kurtaracakmışız? Her istediğini elde etmenin yolu var mıdır? Nedir aşıkların arzuladığı? "Evet" ne zaman "hayır" demektir? Ağustos böceği olmak daha mı iyi? Basitleştirilmiş diline rağmen insanı zorlayan bir kitap. Beyninizi zorlamak istiyorsanız gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz.
İnsan Yemenin Nesi Yanlış?
İnsan Yemenin Nesi Yanlış?Peter Cave · Aylak Kitap · 201233 okunma
132 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Victor Hugo'nun modernleşmenin önündeki büyük engellerden biri olarak gördüğü "idam" konusunu, bir suçlunun son günlerinde hissettiklerini, düşündüklerini, yaşadıklarını anlatarak reddetmesi, karşı çıkması olarak özetlenebilecek bir kitap. Yazar, suçlunun suçunun derinliklerine inmeyerek onu kişileştirmek yerine idam mahkumlarının
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son GünüVictor Hugo · Can Yayınları · 2019119,9bin okunma
125 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Schopenhauer'un üniversitelerdeki felsefe eğitimi üzerine derin eleştirisi... Felsefenin herhangi birşeye bağımlı olarak yapılmasını mümkün görmeyen 19. yy filozofu Schopenhauer, üniversitelerdeki felsefe eğitiminin devletin bir bakanlığı tarafından denetlenmesini, felsefenin ilk kanununa (özgürlük) ters olarak değerlendiriyor ve bu eğitimin devletin isteklerine göre şekillendiğini, özgür olamadığını, tanrıbilime odaklandığını düşünüyor. Ve bu nedenle felsefe profesörlerinin asla birer filozof olmadıklarını aksine bu işi hakikat için değil para için yapan sofistlerin yeni versiyonu olduklarını savunuyor. Özellikle Hegel'e ve Hegelcilere karşı sert bir tavır takınıyor ve felsefenin değerini düşüren, ona engel olan, kendini bilmezler olduklarını her fırsatta söylemekten kaçınmıyor. Hegel'in felsefesinin anlaşılmaz, boş sözlerden ibaret olduğunu ve gerçek bir filozofun asıl amacının "anlaşılmak" olması gerektiğini bunun sonucunda Hegel'in kesinlikle bir filozof olmadığını, akıldan yoksun bir ayak takımı üyesi olduğunu savunuyor. Bu arada Schopenhauer'in baskın düşüncelerinden biri de "seçkinler" ve "ayak takımı" ayrımının doğa tarafından yapılıyor olması ve doğanın her zaman "seçkin" kesimi seçmesi üzerine... Schopenhauer, üniversitelerdeki eğitimin kesinlikle felsefe yapmak üzerine değil de, felsefe tarihi ve filozofların genel öğretileri üzerine olması gerektiğini savunuyor. Genel olarak bu düşünceler üzerine kurulu olan eser, okunması kolay, akıcı ve anlaşılır bir dile sahip. Çevirisinin de fena olmadığını düşünüyorum. Okumanızı öneririm.
Üniversiteler ve Felsefe
Üniversiteler ve FelsefeArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 2008304 okunma
Reklam
112 syf.
9/10 puan verdi
İnsan neyle yaşar? Hava, su, yemek? Hayır hayır, tabi ki para... Mı? Ne için yaşıyoruz, bizde var olan ne, peki ya bizde olmayan? Tolstoy bu kitapta kısa kısa hikayelerle hayatın ve insanın tahlilini yapmış ve öyle güzel yapmış ki insan olmanın anlamını kavramak isteyenler için bir iskelet oluşturmuş denebilir. Peki bu kitap neden klasik? İnsanlar değişmedi mi o zamandan bu zamana? Yoksa insan hala aynı şeyle mi yaşıyor? Evet! İnsanlar değişmedi ve değişmeyecek de... Hatta inanın ışınlanma bulunduğunda bile değişmeyecekler :') Özümüzde olan, bizde var olan şey orda olmaya devam ettikçe biz hep aynı şeyle yaşayacağız... Ha, tabi söylemedim daha değil mi? İnsan sevgiyle yaşar!.
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019190,6bin okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
Aslında ne istediğini bilen sadece çocuklardır... Kitabın öyle geniş bir hayal penceresi var ki ister istemez yıldızlarda Küçük Prens'in kahkahasını ararken buluyorsunuz kendinizi. Ya da koyunun çiçeği yiyip yemediğini merak ediyorsunuz... Sizi evcilleştiren çiçekleri ve sizin evcilleştirdiklerinizi hatırlıyorsunuz ve onların neden herkes gibi olmadığını anlıyorsunuz... Birkaç saatliğine çocuklar kadar mantıklı oluyorsunuz. Bence bu kitap çocuklardan ziyade yetişkinlerin başucu kitabı olmalı.
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015234,2bin okunma
164 syf.
8/10 puan verdi
Sabahattin Ali'nin kaleminden, toplumun görmezden geldiği bireylerin iç dünyalarındaki soyutlanmışlık hissine o bireylerden birinin bakış açısıyla şahit oluyoruz bu romanda. Raif Efendi'nin içinde bulunduğu boşluk hissi ve bu boşluğun onda yarattığı kimsesizlik onun kendisini toplumdan izole etmesine yol açıyor. Düşüncelerinde yaşayan bir insanın
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021313,7bin okunma
77 syf.
10/10 puan verdi
İnsanın kendini yenmesini mümkün müdür? Aynı anda hem siyah hem beyaz olması... Satrancın iki tarafına da oturabilmesi mesela... İki zıtlığı aynı anda yaşamak... İkiye bölünmek... Dr. B.nin yaşadığı durumun özeti bu. Hücresinde geçirdiği aylar boyunca muhtaç olduğu tek şey ne suydu ne de yemek. İnsandı... İkinci bir zihin.... Bir ses, bir yüz veya yeni bir düşünce. Bunlara ulaşamayınca bir süre sonra kendini bölmekte buldu çareyi. Zihninde kurduğu satranç tahtasının iki tarafına da oturdu, kendini yenme hevesiyle bir hastalığın içine sürüklendi. Yapay bir şizofreni... Diğer yandan yazarın "küçük bir Hitler" modeli olarak çizdiği Czentovic. Sabit görüşlü, zeka denen şeyden fazlasıyla yoksun(?) bir satranç ustası, sınırlı bir dünyanın tek vatandaşı. Hayatını tek yapabildiği şey olan satranca adayıp diğer herşeyi gözardı ederek yaşayan ve kendine has bir egoya sahip bu genç adamın dünyası ise bir duvar kadar yıkılmaz ve sert. Tek bir düşünce, tek bir maddeyle oluşmuş salt bir duvar. İki dünyayı savaştırmış bu kitapta sevgili Zweig. Bunlar arasında kazanan ya da kaybeden kim bilmem ama bu eseri okumayanın kaybedeceği kesin.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,5bin okunma
688 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Çanakkale... İçinde binlerce güneşin solduğu, vatan güneşinin doğduğu aziz toprak. Binlerce destanın yazıldığı, şehit kokan toprak parçası... Bir devrin battığı yer! Çanakkale... Bir vatan kalbinin attığı yer! Öyle bir kitap ki... Bazı sayfalarında gözyaşı buldum, kelimelerin arasında. Bazısında kan ve toprak kokusu... Sesler duydum, "Allah, Allah" sesleri... Şarapnellere, toplara, tüfeklere dokundum, satır sonlarında. Üzerime toplar yağdı. Bir türlü bırakamadım kitabı... Çünkü o topların altında Mehmetçik kaçmamıştı. Ben de kaçamazdım. Süngümü taktım kalbime, koştum... Arıburnu'na, Conkbayırı'na, Seddülbahir'e, Kanlısırt'a... Her duyguyu hissettim kitapta. Çünkü herşeyiyle gerçekti. Kitabın hatırı sayılır bir bölümünün kaynakça olması da gerçekliğini gözler önüne seriyor doğrusu. Bu kitap bir iki yılda yazılmış bir kitap değil. Yılların birikiminin aktığı bir başyapıt. Direniş ve Diriliş'in kitabı... Kendi milletini yüceltirken düşmanı küçümseyen bir yazar değil Turgut Özakman. Kitabın her kısmında hakkı olana hakkını vermiş büyük bir yazar. O zamanın kadınlarının direnişini de es geçmemesi saygımı bin kat arttırdı. Ortada öyle büyük bir emek var ki karşılığı verilmeli. Bu kitap okunmalı, okutulmalı...
Diriliş
DirilişTurgut Özakman · Bilgi Yayınevi · 20145,2bin okunma
475 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Etkileyici ve çok akıcı bir kitaptı. Bilimsel açıklamaları biraz aşırı bulsam da genel olarak içerik kaliteliydi. Özellikle sonu... Kokunun, sesin, Nava'nın rüyasının ve Tverski'nin sonunun Julia'yla bağlantısını asla tahmin edemezdim :)) Okumanızı tavsiye ederim.
Olasılıksız
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 202385,6bin okunma
Reklam
552 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Mükemmel bir serinin inanılmaz son kitabı... Yazarın zekasına hayran kaldım. Sonlara doğru o kadar ters köşe yaptı ki "Yok artık, bu da olmaz!" dedim. Hatta bir yerde kitabı yırtasım geldi sinirden, sonra kütüphane kitabı olduğunu hatırladım :) Zaten ondan sonra da yazar kalbime bir kaç darbe indirerek beni normale döndürdü. Okunulması gereken bir distopya... Karakterler samimi ve insanı kendine bağlıyor. Tabi çok da bağlanmamak gerek :'( Böyle bir seriyi böyle tatmin edici bir sonla bitirmek kolay değildir. Bu yüzden yazarı çok çok tebrik ediyorum. Bundan sonraki kitaplarında buluşmak dileğiyle. LP
Sabah Yıldızı
Sabah YıldızıPierce Brown · Pegasus Yayınları · 20161,035 okunma
472 syf.
1/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Böyle bir kitabın beğenilmesi beni gerçekten çok şaşırttı. Sadece cinsellik üzerine kurulu, duygu ve hislerin gelişigüzel olduğu, olay denilebilecek sahnelerden uzak, yetersiz, gereksiz ve bomboş bir kitapti bana gore. Edebiyat kelimesinin edeb kısmına fazlasıyla ters düştüğü için bir edebi eser olarak görmüyorum. Literature olabilir tabi... Yırtıp atasım gelen nadir kitaplardan. Yazarın emeği en azından harcadığı zaman olmasa çöp diyeceğim. Biraz acımasız oldu yorumum fakat okurken böyle hissettim ve kesinlikle bunun yerine bir ilkokul çocuğunun yazdığı aşk mektubunu okumayı tercih ederdim. En azından daha samimi bir sevgi olurdu...
Hiçliğin Kıyısında
Hiçliğin KıyısındaJ. A. Redmerski · Ephesus Yayınları · 20141,182 okunma