Tam olarak düşüncelerimi nasıl aktaracağımı bilemiyorum çünkü Mücella gerçekten çok farklı bir kitaptı. Nar Ağacı'ndan sonra pasif kalıyor gibi geliyor ama bir düşününce zaten Mücella da öyle değil mi ? Daha konu itibariyle, Mücella'nın hayatıyla, geride kalışıyla, bastırdıklarıyla zaten durağan şeyleri okuyoruz. Bu nedenle "Çok sıkıcı, okumayın" tarzı yorumları ciddiye almadan önce bunu aklınızda bulundurun.
Mücella içimizden; çevremize baksak yüzlerce Mücella var belki de. Sadece yalnızlık olarak da düşünmemek lazım; insan kendinde arka plana ittiği şeyler ile de Mücella olabilir. Kitabı güzel yapan da bu, her şey o kadar gerçek ve somut ki, yaşayarak okumak kaçınılmaz.
Nazan Bekiroğlu'nun da dilinin en sade olduğu eseri bu. Süslü cümleler yok, zor anlatılar yok, akıyor gidiyor. Ona rağmen cümleleri büyüleyici...
Bilmem sadece bana mı oldu ama kitabın her bir cümlesini hüzünle karışık bir huzur içinde okudum, gözüm cümlelerde gezinirken yüzümdeki kırık tebessümü hissettim... Tavsiyemdir, okuyun :)