Son ada; ıssız cennet gibi bir adada yaşayan insanlar,martılar ve diktatör bir Başkan ekseninde geçiyor. Başkan adaya gelmeden önce sevgi, saygı, dostluk mutluluk paylaşım bütün güzellikler vardı. Başkanın adaya ayak basmasıyla felaketler yağdı. Ağaçların kesilmesi ile başlayan bu diktatörlük hayvanların ölümü, insanların tehdit edilmesi en sonunda orman yangını ile noktalandı.
Okurken bir yurdu yok eden kişilerin küçük bir adayı da kolaylıkla yok etmesinin çok doğal olduğunu anlıyorsunuz. Diktatörlüğün olduğu yerde huzur sevgi özgürlük yaşam olmaz. Kötülük baş gösterirken ona karşı koymayan herkes suçludur. Hem doğa, hem hayvanlar, hemde insanlar mahvoldu cinayet açıkça diktatörlük biçiminde işlendi,demokrasi kandırmacasına saklanarak. Benzersiz çok yaratıcı, düşündürücü ve fazlasıyla düşünmeye çağıran bir roman süper her sayfada sinir kat sayım tavan yaptı içinde bulunduğumuz bazı durumları sorgularken acaba bizim sonumuz ne olacak diye düşündürdü.
Yüreğine emeğine sağlık büyük üstat. Son ada mutlaka okunması gereken; insan yapısının otoriteyle bir adayı ele geçirip bitirişinin öyküsü.. ölümü bile insana bela olan bir Başkan diktatör. Biz bunca gerçekleri göz göre göre nasıl yaşıyoruz sonumuz son ada ve son adadaki insanlar gibi olmaz inşallah. Şiddetle tavsiye ediyorum okuyun ve okutun.