Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
59 syf.
9/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Güzeldi, roman içinde roman ile meşgul oldum, anlatıcı ile racon keserek konuştuk, racon keserek konuştuk ama bu raconun içinde küfürleri bile yarım yamalak ettik. İstiklal’de, Karaköy’de filan gezindik. E-kitap olarak okuduğum için ekran defalarca “Abi yapma, yazık ediyorsun bu kitaba, basılı kitap olarak oku beni” dedi, cevap vermesem de kendisine ya da “Sen sus, var benim bir bildiğim” diye cevap versem de sonralardan hak verdim kendisine. Kitap konuştuğu sürece kapının kilidi kadar rahatsız edici konuşmadı ama içindeki tüm duyguları da hissettirdi; ama bu kitaptan sonra da kapı dillerine, kapı kilitlerine bakışımın değişeceği de, kendilerine bir saygım olacağı da bir gerçektir. Hele sen kapının dili, gelip de bana “bitse ne olur, bitmese ne” dedin ya verecek cevabım olmadı sana. Kitap yer yer tebessüm ettiriyor ve gülmeye doğru yol aldırıyor tebessümleri ama bu ifadeyi yüzünüzde uzun süre tutturmadan da tutkuyu vererek, yalnızlığı hissettirerek belki de çaresizliği vererek üzgünlüğe götürüyor. Bunları ise şarkı sözleri, türkü sözleri, film replikleri ile vermesi ise hem kitabın farklılığını hem de yazarın başarısını gösteren unsurlar. Aslında daha çok bir şeyler yazmak istiyorum, o aynayı filan konuşmak istiyorum ama bir şeyler “çıt” ediyor içimde, “hop sus bakalım sen” diyor, sanki bir şeyleri yanlış söyleyecekmişim gibi. Susayım o zaman, zaten yazsam ne olur, yazmasam ne ama güzeldi, sıcacık bir novella iyi geldi.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,1bin okunma
Mutfak
Değirmenci ailesinin mutfağı evde devam eden bir yaşam olduğuna dair tek kanıttı. Fevzi bey, her sabah olduğu gibi, elindeki gazeteye dalmış, okuduğu sayfayı resmi ilanlarına kadar hatmettikten sonra onun yaşındaki insanlara has çevik bir el hareketiyle arka sayfaya geçmiş ve kahvaltı sonrası yaktığı ilk sigarasını yine küllükte unutmuştu. Şükran
Reklam
78 syf.
9/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
Cahil Tragedyası...
Prologos (Öz Deyiş) Perde açılır, Okuyan’ın elinde sarıya çalan ince bir kitap ile sahnede yerini alır. Hafif sola dönük bir şekilde, kafasını kaldırır öne doğru ve Okur karşısında alır sözü. (Okuyan - Koro – Okur) OKUYAN Ey sen, site sahibinin bizi buluşturduğu okur, İyi dinle sana söyleyeceklerimi, Dert etme sakın, yazının bozuk, tuhaf
Zincire Vurulmuş Prometheus
Zincire Vurulmuş PrometheusAiskhylos · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197,3bin okunma
372 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
İnanın nasıl başlayacağımı bilemiyorum. O kadar hassas ve can alıcı bir konu ki kelimelerim kifayetsiz kalıyor, doğru kelimeyi bulup cümle kurmakta yemin ederim ki çok zorlanıyorum. Kitabı okuyalı bilmem kaç gün oldu inceleme yazsam mı yazmasam mı arasında çok git gel yaşadım. Kitabı ilk çıktığı hafta temin etmiştim ama asla cesaret edip
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini DoğurmakBüşra Sanay · Doğan Kitap · 20185,6bin okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
Sanatımız, sanatçılarımız ve Güngör Dilmen üzerine biraz konuşalım.
"Güngör Dilmen" çoğu oyunu geçen sezonlarda sergilendi bu sene Devlet Tiyatrosu "Aşkımız Aksarayın En Büyük Yangını" oyunu ile onu yaşatıyor biz ise ne güzel gidip seyrediyoruz ama kitaplarının yarısının baskısı yok bilmiyoruz çünkü kimse almıyor. Hayatını sanata veren bu insanı da 70 alıntı birkaç paragrafı geçmeyen birkaç
Canlı Maymun Lokantası
Canlı Maymun LokantasıGüngör Dilmen · Mitos Boyut Yayınları · 2012271 okunma
Şeytanın Savunması (Zeka küpü namuzsuz. Nasılda kendini acındırıyor.) :)
2640 • Benim Âdem'e secde etmeyişime, hasedim sebep oldu diye yorumlanmaktadır. Halbuki o haset, Hakk'a karşı duyduğum aşktan, yani Allah'tan başka kimseye secde edilmez inancımdan ötürü idi. inattan, inkardan değildi. • Gerçekten de her haset; dostluktan, sevgiden doğar. 2645 • O takdir edilmiş oyunu ben oynadım. Âdem'e secde etmemekle
Reklam
176 syf.
·
Puan vermedi
Peygamber efendimiz'in, babanızın dostlarına hürmet edin dediği hadis vardı aklıma o geldi. Belki birçok hikâye anlatıldı hepsini dinledik kıssadan hissemizi aldık. Fakat yeri gelince hissemizi heba ederek onların gönüllerini kırdık. Ölümün olduğu bir dünyada niye bu kadar yoruyorsak gönlümüzü,kitap etimolojik kökü olan "dostluk"a, daha
Belki de Üzülmeliyiz
Belki de ÜzülmeliyizAhmet Murat · Profil Kitap · 20171,040 okunma
Düzenlere düştün, hilelere kapıldın hayli demdir bir kere de şu gaddar âlemden sıçra gitsin. Kafiyeler düzmeye çok sarıldın; sus da sözsüz bir sıçra bakalım. "Mevlâna"
Sayfa 209Kitabı okudu
olsun bakalım..
Ama bi kere de “Nasılsın?” diyen olmadı bana, sustum Olsun Ölünecek halime gülüyorum hala,sus Olsun..
“Üstelik ben senden büyüğüm,” dedi. “Hem de üç yaş.” “Sus bakalım, sen henüz bir çocuksun, ayrıca deneyim açısından ben senden kırk yaş büyüğüm,” diye cevap verdi Martin.
Reklam
Suna Aras-Kadın ne melektir, ne şeytan, sadece bir insandır.
Adı insan olmayan imgelerle anıldı. Kimi melek dedi, kimi şeytan. Kimi çiçek dedi, kimi kutsal. O anki ruh halleri neye müsaitse, o sıfatı yakıştırdılar kadına. İnsan olmanın dışında, her kılığa büründürüldü kadın. Tabi ki bu sıfatlara, onlarcasını daha ekleyebiliriz ama bu kadarı bize yeter. Melek… Şeytan… Çiçek… Kutsal… Şimdi kadına yüklenen bu
Bağımlı kişi ele alınmış, bakalım Bucay ne diyor,
Bağımlı kişi, bir diğerinden sarkan, sanki havada asılıymış gibi yaşayan, tabanı olmayan kişidir: sanki bir başkasının taktığı süs gibidir.
Sayfa 24
1062 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Öyle kitaplar vardır ki, elinize alıp daha ilk sayfasını bitirmeden ürperirsiniz. Olağanüstü hiçbir şey yoktur, ama duyduğunuz yepyeni bir sestir. Kendi kendinize, bu sesin, bu ürpertinin, kitabın sonuna değin sürüp sürmeyeceğini sorarsınız. Bellekten, bilgelikten, düş gücünden, zihinden, felsefeden değil, yaşamın içinden doğan bir romandır
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939bin okunma
Ölmeden önce kendime, “Son arzun nedir? Söyle bakalım!” diye sordum. İçimden bir ses, “Yaşamak!” dedi... Sus!.. Bu senin isteğin “Bir sınıfın diğer sınıflar üstünde tahakkümünü kurmak” demektir ve ceza yasalarında yazılı en ağır suçtur.
taş
Uzun ve yorucu bir intikal sonunda nefeslenme, dinlenmece.Hezil çayı baharın verdiği coşku ile delice, gürültülü bir şekilde akıyor. Büyük ve yalnız bir siyah taş seçiyorum, sırtımı yaslayıp sere serpe oturmak için. Hissizleşen beden yüklerinden kurtulduktan sonra rahatlıyor ve bütün organlar ben burdayım yoklaması yapıyor. Aldırmadan suyun
577 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.