Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hawking’in en büyük sıkıntılarından biri “hayali zaman” ı, “gerçek zaman” a bağlamaktır. *** Hawking’in hayali zaman tasarımı, ne felsefe, ne fizik, ne de sağduyu açısından geçerlidir. Hawking, uydurduğu bu kavramdan gerçek zamana nasıl geçildiğini hiçbir zaman gösterememiştir. *** Görülüyor ki Stephen Hawking bu sonucu görmüştür ve kendisinin de belirttiği gibi fiziksel kanunların kesilmemesini arzu etmektedir. Birileri Hawking’e arzu edilenle gerçek olanın farkını anlatmalı! Hawking bunun üzerine kendi pozitivizmini evrene yüklemek için “hayali zaman” kavramını tasarladı. Hawking’i pozitivizmin kelamcısı (pozitivist-dinin savunucusu) olarak görebiliriz, O kendi dinine inançlı Hristiyan arkadaşlarının çoğundan daha çok bağlıdır. O, evrendeki fizik kurallarının durduğu anı kabul etmeyi dinden çıkma (pozitivist-olmama) olarak görmekte ve “hayali zaman” ile direnmektedir. Fakat Hawking’in, fizikten felsefeye geçip felsefe yaptığı anlarda, başarılı olamadığı görülmektedir. Fiziki konuları iyi takip edemeyen birçok kişi, ne yazık ki O’nun, evrendeki gerçekliği tam açıklayan bilim yaptığını sanmakta ve kötü felsefesini fark edememektedirler. Ne yazık ki bilimsel konulardan uzak durmayı marifet sayan birçok felsefeci de Hawking’in “hayali zaman” konusundaki yanlışını ve bu yanlışı kurgulayış nedenini anlayamamışlardır. Görülüyor ki bu kavram hem felsefeye, hem fiziğe, hem de sağduyuya aykırıdır. Evrene ne bu kavramı, ne de Hawking’in pozitivizmini yüklemek mümkün değildir.
Lanet, efendiler, lanet! Hepimiz yalancıyız ve hepimiz bize yalan söylendiği vakit kızıyoruz. Efendiler, milletler bile tarihin önünde birbirlerine yalan söylüyorlar. Efendiler, yalanları ihanetler, ihanetleri harpler ve harpleri ihanetler, ihanetleri yalanlar takip ediyor.
Sayfa 282 - Sermet
Reklam
Bazı varlıklar, artık bir imana tesadüf edebilecekleri noktaya gelmişken, feleğin hangi cilvesiyle kendilerinden başka bir yere vardırmayan yani hiçbir yere vardırmayan bir yolu takip etmek için gerilerler? Acaba hidayete eriştikten sonra, en belirgin meziyetlerini kaybedecekleri korkusuyla mı? Her insan derinliklerinin zararına ilerler; her insan kendinden kaçan bir mistiktir: Yeryüzü, varılamayan hidayetler ve ayaklar altına alınmış sırlarla doludur.
Metis YayınlarıKitabı okuyor
Genel kural olarak, birine ne kadar yakınsak davranışla­rından bazılarını tekrarlama olasılığımız da o kadar artıyor. Çığır açan bir çalışmada on iki bin kişi otuz iki yıl boyunca takip edildi ve "insanın obez olma ihtimalinin, obez bir arkadaşı olması halinde yüzde 57 arttığı" saptandı. Bunun tam tersi de geçerli. Bir diğer çalışma, ilişkisi olan biri kilo verdiğinde, her üç vakadan birinde partnerin de zayıfladığını ortaya koydu. Arkadaşlarımız ve ailemiz bize, bizi kendi yönlerine çeken bir tür görünmez çevre baskısı uygularlar.
Sayfa 129 - Pegasus YayınlarıKitabı okuyor
Geçip gitmekte olanın içinden kalıcı olanı yakalamak mı? Hiçbir şey yakalayamıyoruz artık. Ne yakalayacağımızı da bilmiyoruz, yakalamanın ne olduğunu da. Yakalanan biziz. Her veçhede telaş ve hız, fiziksel ve algısal; zihnimizin arka planında ise ağır çekim bir felaket sahnelenmekte. Derin çelişki. Değersizlik akışında çakıldığımız kalıcı değer bu. Ölmek istemese de başka yol bilmediği için ve herkes benzer yollar kullandığından uçuruma giden patikayı takip etmek. İnsanlığın ve benliğimizin felaketi. Yanan bir evin ortasında klimanın teknik servisini arayıp yeterince soğutmadığını söylemek dışında yetisi kalmamış insanın felaketi.
Phoenix Yayınları
İş, aslında uzun süreli bir soruna, kısa süreli bir çözümdür. İş, aynen yük arabası çekerken sahibinin, burnunun önünde havuç tuttuğu bir eşek resmidir. Eşeğin sahibi belki istediği yere gidiyordur, oysa eşek bir yanılsamayı takip etmektedir. Yarın orada, eşek için yalnizca başka bir havuç olacaktır.
Reklam
Hayatta hemen hemen hiçbir şeyin hayal edildiği gibi olmadığını, evrenin kendi planını takip ettiğini öğrenmişti öğrenmesine ama hayatın peşini, bir kez daha denemeden bırakmayacaktı.
Sayfa 266Kitabı okudu
Haçlı ordularının hazırlanmasında hristiyan din adamları önemli görevler yaptılar. Papalık hangi savaştan geri duruyor? Onlar Hz. İsa'yı takip ettiklerini söylüyorlar ama Hz. İsa'nın “Bir yanağınıza vurdular mı diğerini de çeviriniz” dediğini de dillerinden düşürmüyorlar.
Sayfa 154 - ötükenKitabı okuyor
KAN KALESİ Elbet bir hinlik vardır seni sevişimde ey kanıma çakıllar karıştıran isyan saçlarıma bin küsur yalnızlığı takıp girdiğim şehre insan varlığımızdan tuhaf tohumlar bıraksam günü geçmiş bir gazete, toprak bir çanak bir daha gelmem belki diye bir not bakır maşrapanın yanında şeytanlar da yürür benimle herhal ıslık çaldığım için bir şahan tüylerini döker ardımsıra artık bırakılmaktan yapılma bir adam sayılırım böğrümde kambur çocuklardan bir payanda.
Sayfa 87 - Tam İstiklâl Yayıncılık OrtaklığıKitabı okuyor
Reklam
"Karanlığımı uzak tutan tek şey sensin, lisichka. Eğer bir gün, saçmalıklarımdan bıktığına karar verirsen sadece git ve asla arkana bakma. Ve çok iyi saklandığından emin ol." "Neden?" "Çünkü seni takip eder ve sürükleyerek geri getiririm. Eğer seni kovalamaya karar verirsem saklanabileceğin hiçbir yer yok, Angelina."
Sayfa 202 - Angelina & SergeiKitabı okudu
Makamlar, anıtlar, kararnamelerle buyuran ya da işlerle inşa eden hangi yetki varsa, birden yok olur, uzun süreli eskimenin yıkıma uğratıp değiştirmeyeceği hiçbir şey yoktur. Buna karşılık bilgeliğin kutsadığı şeylere zarar vermek mümkün değildir, hiçbir çağ onları yıkamayacak ve azaltamayacak, aksine sonraki, takip eden her çağ onlara gösterilen saygıyı her daim daha da ileriye taşıyacak, zira sadece yakından hasetle bakılırken, uzağımızdaki şeylere daha dürüstçe bir hayranlık duyarız.
Sayfa 68
İslam’dan uzaklaşıp, düşmanımıza benzeyip, Allah’ın yardımından mahrum bırakılarak zillete düşmemiz dolayısıyla zulümlere mâni olamayışımızın hesabını fert fert hepimize soracaklar! Ve biz o gün zalimlerden daha çetin bir suâl ve hesaba mâruz kalacağız! Düşmanın izini takip ederek acizleşmemizin, konfor ve makamlardan fedâkarlık edemeyişimizin, ümmetin ve insanlığın dertleriyle dertlenmeyişimizin, düşmanın silahıyla silahlanmayışımızın, her nev’i cihaddan geri duruşumuzun, boykot etmeyi bile beceremeyişimizin, çocuklarımızı gavur çocukları gibi yetiştirişimizin hesabı sorulduğunda ne diyeceğiz Cenâb-ı Hakk’a?
Sayfa 3 - kemal özerKitabı okuyor
Napolyon;
Subaylara sert, askerlere nazik davranma şiarını takip ederdi.
Zira bu genç zihin , iki gün evvelki mutlu bir günü böyle matemli bir geleceğin takip edeceğini anlamaktan âcizdi..
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.