Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Küçük, büyük her çeşmeyi iri gövdeli bir çınar yahut servi beklerdi. İşlenmiş mermerin üstüne aydınlığın nimeti onun fırınında pişmiş taze bir ekmek gibi düştüğü gün, mimarî kendisini bulmuş sanılır. Mimarın veya hayrat sahibinin diktiği ağacın büyüdüğünü görüp görmemesinin ehemmiyeti yoktu. Dikilmiş olduğunu bilmesi yeterdi. Bilirdi ki toprağa emanet edilmiş bir ağaç, mahalleye, semte, hattâ cemiyete ve bütün bir imana emanet edilmiş bir değerdir." Beş Şehir, 153-154
Fırından taze çıkmış ekmek kokusuyla dolu bir odaya girdiğinizde, bu hoş kokuyu hemen algılarsınız. Fakat odada birkaç dakika geçirdikten sonra kokuyu duymamaya başlarsınız. Zaman geçtikçe, tıpkı taze ekmek kokusunda olduğu gibi sahip olduklarımıza alışırız ve bu muhteşem değerler zihnimizden silinir gider.
Reklam
Taze
Ve inan taze ekmek kokusunu özler gibi özlerdim seni nasıl bilebilirdim böyle çabuk bayatlaycağını.
Kendi gereksinmemiz olmayan gereç, ülkemizde gemi yapım yerlerine veriliyor, böylece öteki denizaltıların işine yarıyordu. Kimi zaman yiyecek deposu da gözden geçiriliyordu. Kimi okurların aklına gelebileceği gibi, ilk aranan içki gibi şeyler değildi. (Çünkü denizcilikle ilişiği olmayan insanlardan çoğunun, denizcilerin bütün gün boyunca su gördükleri içim, boğazlarının kuruduğuna ilişkin ir söylemleri vardı.) Hayır, ilk aranan şey, taze ekmekti. Hiçbir zaman yeterince taze ekmeğimiz olmuyordu. Limandan aldığımız ekmek, en fazla 4-5 gün boyunca yeniyor, ondan sonra ise yağ kokusu vb yüzünden yenmez oluyordu. Genelde yediğimiz, lehimli büyük teneke kutularda aldığımız sert ekmek ya da peksimetti. Bu sert ekmeği bölmek için insan eline sağlam bir araç almalıydı. En iyisi bir balyoz! Ekmeğine kurt bulan şanslı kişi, o gün ekmeğinde biraz yağ olduğuna seviniyordu.
Sayfa 77 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yağmur var çok sevdiğim rüzgar da Bugün pazar daha uyanmadı komşular Damların üzerinde kuşlar daha rahatlar Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru Yağmur da var çok sevdiğim rüzgarda Daha uyanmadı komşular bugün pazar Ve ben seni çok özledim Dışarı çıkmak istiyor canım Tek başına haytalık
"Beyaz İngilizler" in bu ülkede yapmak istedikleri ilk vazife, halkın iman cephesini yıkmak ve maneviyatını öldürmekti. Bu işe ilk olarak; şüphe, gevşeme ve ümitsizlik tohumlarını taze/genç dimağlara ekmek suretiyle başladılar. "Biz adam olmayız", " Bizim onlara yetişmemize ve onların yaptıklarını yapmamıza imkan yoktur" gibi sloganlarla bu milletin moralini bozdular, maneviyatını kırdılar ve ümitsizlik bataklığına düşmesine sebep oldular. Bütün dünyada emperyalist güçlerin istedikleri ve yaptıkları budur.
Reklam
Sevi
Ben senin en çok sesini sevdim Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Taze fasülyeye ekmek banardık...
Ne kadar çabuk geçiyor, değil mi? Artık herkes bundan yakınıyor. Önceleri zaman bu kadar çabuk akmazdı. Okula gider gelirdiniz; sokakta oynardınız; eve çıkar, elinize yüzünüzü yıkar, üstünüzü değiştirirdiniz. Birşeyler yediniz. Akşama daha ne kadar çok zaman kalırdı.
Sayfa 224 - EverestKitabı okudu
Barba on yıldır her şeyi görerek, yok yok öyle değil, gördükten sonra düşündüğünü sezdi. On yıldır, çok gerekli kalkmalar dışında ­-içeriye, komşu bakkala, arasıra parkta oturmaya-­ hep çakılı durduğu şu hasır iskemleyi bile ancak gördükten sonra kavrıyordu. Yoksa yoktu. "Nerde şu benim iskemle Çolak?" demek aklına bile gelmezdi görmese. İyi ki Çolak kaldırmıyordu, kendisi de sık kalkmıyordu. İskemlesiz düşünemezdi kendini. Babasının marangozhanesinden bozma bu aşçı dükkânında, bu mahallede, bu dünyada bir iskemlesi kalmıştı yaşadığını (bir zamanlar) kanıtlayan; oturduğu günlerin izlerini (ekmek kırıntılarını, tütün tanelerini, sürtünmekten eskiyen pantalonların havlarını), babasının yonttuğu taze tahtanın kokusunu, sonraları karısının öğleüstü uğrayışlarını: "Hadi bre Barba, yemek hazır (Rumca), bütün o günleri o sesleri hasırında barındıran. Artık ne karısı ne leylâk salkımları. Ne de bunları -kadınları ve çiçekleri, ayva tüylerini ve taç yaprakları-­ hemen birleştirmeye teşne o aceleci, o bol akışlı deli­-kan.
Sayfa 28 - Çiçeklerle, Mayıs 1970Kitabı okudu
Gecekondu bile olsa sıcak bir ev, bir kap sıcak yemek ve fırından alınmış taze ekmek yetiyor ona. Hatta bunun için binlerce kez şükrediyor Allah’a. İnsanın elindekilerin değerini bilmesi, bundan memnunluk duyması ne muhteşem bir duygu.
Reklam
" NE " YOKSA "O"! Çocukken yediğim Taze teryağlı Sıcak ekmek gibi Özledim... Deli Filozof
Sabah kahvaltısından sonra açlık hissetmeden 4-5 saat geçiremiyor ya da 1-2 saat içinde acıkıp bir şeyler atıştırmadan duramıyorsanız, biliniz ki sabah kahvaltıda yedikleriniz sizin sağlığınıza zarar vermektedir! Özellikle ekmek, simit ve poğaçalar; bal, reçel ve tatlılar; hazır ya da taze sıkılmış meyve suları; çaya konulan şeker ve tatlandırıcılar bu zararlı yiyecekler arasında sayılabilir.
İnsan Bedeni İçin Gereken Maddeler
Kimyacılar insan bedeni için gereken maddeleri dört ana grupta toplamışlardır: 1- Albüminoidler: Yumurta akında olduğu gibi azot içerirler ve kaslar bu maddeden oluşur. Daha fazla azot içeren maddeler et, yumurta, peynir, tahıl, fasulye, nohut, mercimek, yağlı meyveler vs. 2- Yağ: Bazı hayvansal ve bitkisel maddelerde bulunur. Örneğin tereyağı, bitkisel yağlar, zeytin, susam, peynir, badem, ceviz, fındık vs. 3- Nişastalı maddeler ya da karbonhidratlar Bunlardaki doğal şeker kasların beslenmesi için gereklidir. Tahıl, ekmek, patates, kestane, nohut, mercimek, fasulye, taze meyve, süt, bal vs. 4- Madensel tuzlar: Kemik dokularını ve bedensel salgıları üretir. Genelde tuz şeklinde görülür. Klorürler, karbonatlar, fosfatlar, hububat kabuğunda, taze meyve ve sebzelerde bolca bulunur.
Bir çocuk yaşamalı içinde. Sesinde bahar taraveti, papatya gözlerinde merak, kelimelerinde fırından yeni çıkmış taze ekmek kokusu, yumuk ellerini gamzeli yüzüne dayayarak sürekli sormalı. Esen rüzgarın sesi ne söylüyor ? Hüznün rengi ne ? Sevincin kokusu nasıldır? Kim yazdı ümidin şiirini? Kim boyadı mevsimleri? Kim yapar yumurtadan kuşu? Tapraktan kirazı, yoncadan sütü?
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.