Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Dağ ne kadar yüksek olursa olsun tırmanış aynıdır." "Teknik olarak bu doğru değil. İp lazım, kazma lazım..." "Matthias gibi konuşma." Nina dehşet içinde ağzını kapadı. "Bunu telafi etmek için iki katı pasta yiyeceğim." İnej bilgece başını salladı. "İyi fikir."
Sayfa 318 - Novella Dinamik
Everest'i Yenmek
"Arkadaşlar, beni mağlup ettiği için Everest büyük. Ama onun büyüklüğü hiç değişmiyor; benim inanç ve azmim ise her geçen gün büyüyor." (Everest'e ilk ayak basan Edmund Hillary, başarısız olduğu bir tırmanış sonrasındaki konuşmasından bir cümle)
Sayfa 108 - Tutku YayıneviKitabı okudu
Reklam
339 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap yetersiz olmaktan son yüz sayfada kurtuldu. Konusu şöyle, 1800'lü yıllarda daha bir noktadan başka noktaya hızlı iletişim sağlanamamışken bir malzeme var prototip adında, onu bulurlarsa iletişim sağlanacakmış, mış mış mış. Gerçekten mi, yani kitapta baya baya uçan okullar, iş yapan robotlar, robotik hayvanlar var ama bizim bugün ismini
Görgü ve Casusluk
Görgü ve CasuslukGail Carriger · Pegasus Yayınları · 201650 okunma
Brandy “Anlamıyor musun? Hayatı doğru düzgün yaşamak için eğitilmişiz biz. Hata yapmamak için,” diyor. Brandy “Ne kadar büyük bir hata yaparsam, o kadar kurtulma ve gerçek bir hayat yaşama şansımın olacağını fark ettim,” diyor. (…) “Gerçek keşiflerimizin hepsi kaostan çıkıyor,” diye bağırıyor Brandy, “yanlış, aptalca ve salakça görünen yere gitmekten çıkıyor.” (…) Dağa tırmanan bir kadını örnek gösteriyor; kadının o zorlu tırmanış için rasyonel bir sebebi yok ve bazı insanlara göre bu budalalık, bir felaket, bir hata. Dağa tırmanan kadın belki aç ve donuyor, susuyor ve günlerce acı çekerek en tepeye kadar tırmanıyor. Belki yolculuk sırasında değişiyor ama sonunda tek yapacağı şey hikayesini anlatmak olacak. (…)
Rustin’in irdeleyip araştırdığı bütün araştırma raporlarına göre, “ABD ve Britanya gibi ülkelerde yaşam standartlarında görülen ilerlemeler öznel mutlulukta ilerleme olduğunu göstermiyor.” Robert Lane, savaş sonrası yıllarda Amerika’da gelirlerin muazzam artışına rağmen, Amerikalıların mutluluklarının azaldığı sonucuna varmıştır.2 Richard Layard da ulusal verilerin karşılaştırılmasından yola çıkarak şuna hükmetmiştir: Yaşamdan duyulan tatminle ilgili göstergeler gayri safi milli hasıla düzeyine büyük ölçüde paralel olarak yükselmesine rağmen, söz konusu göstergeler yalnızca yokluk ve yoksulluğun temel, “yaşamsal” ihtiyaçların doyumuna imkân sağladığı noktaya kadar önemli ölçüde yükselir –ve zenginlikte daha sonraki artışlarla birlikte tırmanış durur ya da sert bir biçimde duraksamaya meyleder.3 Genellikle, yıllık kişi başına ortalama geliri 20.000 ile 35.000 dolar arasındaki ülkeleri, 10.000 dolar sınırının altındaki ülkelerden yalnızca birkaç yüzde oranı ayırır. Görünen o ki, insanları gelirlerini artırarak daha mutlu etme stratejisi işe yaramamaktadır. Öte yandan, şimdiye kadar zenginlik düzeyiyle harikulade uyumlu olarak artıyor gibi görünen, vaat edilen ve beklenen, bir toplumsal gösterge de, aslında öznel mutluluk kadar hızlı artan suç artış oranı (ev soyma ve araba hırsızlığı, uyuşturucu ticareti, ekonomik yolsuzluk ve rüşvet) olmuştur.
Sonradan görmeler maymun gibidirler, maymunların becerikliliği vardır onlarda: Yukarılarda görür insan onları, tırmanış sırasında çevikliklerine hayran kalır; ama, zirveye geldiler mi artık yalnız ayıp yerleri görülür. Ev sahibimin öbür yanı, hırsın kabarttığı küçüklüklerden oluşmuştu. Ayan üyeliğiyle o, birbirleriyle bir türlü birleşemeyen iki çizgi gibidir hâlâ. Bir şeye göz dikmek ve bunu söylemek, gücün küstahlığıdır; ama erişmek istediğimizi açıkça söylediğimiz durumun aşağılarında kalmak, küçük kafalara besi olan, sürekli bir gülünçlük doğurur. Mösyö de Chessel de güçlü insanın dümdüz ilerleyişini gösteremedi: İki kez milletvekili oldu, iki kez seçimlerde geri çevrildi; dün genel müdür, bugün hiçti, vali bile değildi, başarıları ve bozgunları kişiliğini bozdu, sakatlanmış hırslının sertliğini verdi ona. Mertliğine, nükteciliğine, büyük şeyler yapabilecek güçte bir insan olmasına karşın, başkasının başarısıyla buruşan bu yüzlerin, övmeye hiç yanaşmayan iğneli sözler söylemekte usta olan somurtkan dudakların, pek başarı kazanamadıkları yüksek toplum katlarında talihini, yerlileri bütün akıllarını her şeyi kıskanmakta kullanan Tours ilinde yaşama tutkusu durumuna gelen çekememezlik yerle bir etti belki de. Daha azını isteseydi, belki daha da çoğunu elde ederdi; ama ne yazık ki, hiç eğilmek istemeyecek ölçüde üstündü.
Reklam
Dünyanın en yüksek dağına tırmanmak için yıllarca hazırlık yapan bir adam, tırmanış günü gelip çattığında bir fırtına koparsa kendini mağlup düşmüş hisseder mi? Adam dağa şöyle der: "Beni şimdi istemiyorsun; ama hava düzelecek ve bir gün zirveye tırmanmayı başaracağım. O gün gelinceye dek burada beni bekle."
Arap-İslam âlemi bir daha çıkamamazcasına tarihsel bir "kuyu"ya gömüldükçe gömülüyor; bütün dünyaya karşı, Batıklara, Ruslara, Çinlilere, Hintlere, Yahudilere vb. ayrıca her şeyden önce kendisine karşı öfke duyuyor. Afrika ülkeleri, ender istisnalar dışında, iç savaşlarla, salgın hastalıklarla, iğrenç kaçakçılıklarla, iyice yaygınlaşan
260 syf.
10/10 puan verdi
Cok cok okumak istedigim bir kitapti. Gercekten merak ettigime degdi ya. Tek kelime ile bayildim. Elsa bir tirmanis sirasinda gecrdigi kazadan dolayi komada. Ama herkesi duyabiliyor, tepki veremiyor. Thibault ise yani sanirim okudugum erkek karakterlerden en farklisi. Agliyor ya. O kadar hasin karakterlerden sonra cok degisk geliyor :) Elsa'nin oldugu hastaneye kardesi yuzunden geliyor. Kardesinin sebep oldugu kaza yuzunden onunla yuzlesemeyip kacis olarak Elsa'nin odasina tesadufen giriyor. Ve annesini hep getirdigi icin de her gelmesinde Elsa'nin odasina kaciyor. Bu duzenli bi hal almaya basliyor ve Artik onunla konusmaya, uyumaya basliyor. Bu Elsa'ya da iyi geliyor. Gercektn cok iyiydi. Istedigim sey umarim 2.kitabi olur ;)
Buradayım
BuradayımClélie Avit · GO Kitap · 2016156 okunma
“Birkaç adım daha çıktıktan sonra, tırmanış sona erdi. Ve, işte, bu ne sürpriz, bu ne şaşkınlık, ne afallama, kabil'in gözlerinin önündeki manzara bambaşkaydı, hiç görülmedik kadar yeşil, sık ağaçlar ve ekili tarlalarla, yansıyan sularla, ılık bir hava, gökte gezinen beyaz bulutlar. Kabil ardına baktı: önceki çoraklığın aynısı, aynı kuraklık; orada hiçbir şey değişmemişti Sanki arada bir”
Kırmızı KediKitabı okudu
Reklam
Bu şehir, bu ev, topyekün insanlar ona yabancı sanki koskoca dünyada yapayalnızdı. Ne zaman bu binanın merdivenlerini adımlasa, içindeki sıla hasreti körüklenir, gözleri buğulu bir hal alırdı. Nedense bu merdivenlerden tırmanış, ona babasını, Ferhat'ı hatta annesini hatırlatırdı.
Sayfa 43
O yıl ( 1950’ler ) tüccar sayısı oldukça çoğalmış. Özellikle tütün işi büyük bir tırmanış göstererek, ticaret yaşamında ilk sıraya yerleşmiş görünüyor. İkinci sırada tekstil ürünlerinin toptancıları göze çarpıyor. Zahireciler Saathane Meydanı’nı tutarken Subaşı, zanaatçıların elinde. Ünlü bakırcılar yokuşu, torna tezgâhları, ayakkabı yapımcıları, terziler, eczacılar, yorgancılar, doktor muayenehaneleri gene aynı yerde. Kereste piyasasına, batı Trakya ve Yugoslavya’dan gelen göçmenler hakim durumda. Saathane Meydanı’nın dik uzanan sokaklarında kuyumcular bulunuyor. Şehir o günlerde ilçe ve köylerin akımından uzaktır. Ekonomik gücün yarattığı sosyal yapıdaki ayrım oldukça belirgin. Şehir kulübü üye seçiminde oldukça titiz davranmakta, zanaatçı tek üye kabul etmemektedir.
Sayfa 200 - Can Yayınları
Plotinos, var olanın modeli olan yaratılışın bütünü iyi olduğu için, kötünün ancak var olmayanlar alemine ait olabileceğini söylemektedir. Bu var-olmayan kavramı, daha kesin bir tavırla bir eksiklik hali olarak belirlenmiştir ve en yüksek derecesini kötülük oluşturur: "Kötü herhangi bir eksiklikte değil, mutlak eksikliktedir." Plotinos'un sıraladığı aşamalar kesin bir dramaturji izleyerek olumsuz yönde bir tırmanış gerçekleştirmektedir.: "Yani eksiklik, iyi-olmayana sebep olur, buna karşılık mutlak eksiklik kötü-olmaya; giderek artan eksiklik ise kötülüğe sürüklenme ve sonunda kötü olma ihtimalini barındırır."
1.117 öğeden 1.096 ile 1.110 arasındakiler gösteriliyor.