Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Başarıya erişemeyen... hiçbir zaman erişemeyecek olan kimseler. Hayatın ezip kırdığı, yaşlı, yorgun ve tükenmiş insanlar..." Sesi hafifledi. Derin, acı bir kederle sarsıldım. Sözleri ne kadar doğruydu. İşte biz buraya toplanmıştık. Alacakaranlıkta insan. Kül rengi saçlar, kül rengi kalpler ve kül rengi bir grup hayaller. Ben yorgun ve yalnızdım. Bu yanımdaki kadın, hayal kırıklığına uğramıştı, kalbi acı hislerle doluydu. Heyecanlı, hevesli Doktor Franklin engellenmiş, istediğine erişememişti. Karısı daima hastaydı. Ufak tefek, sessiz Norton topallayarak dolaşıyor ve kuşları seyrediyordu. Poirot bile, bir zamanların pırıl pırıl Poirot'u bile şimdi sakat ve bitkin bir ihtiyardı...”
Altın Kitaplar
Deleuze’den alıntılar. Lütfen Godot diye paylaşmayın :)
Demek ki mümkünü bitirip tüketmenin dört yolu vardır: —şeylerin tükenmiş dizilerini oluşturmak, —seslerin akışlarını kurutmak, —uzamın potansiyelliklerini bitkin düşürmek, —imgenin kudretini dağıtmak. Bitik, tükenmiş olandır, kurumuş olandır, bitkin olandır, dağılmış olandır. Son iki yol, imgelerin ve uzamların dili olan dil IH’te birleşir. Bu da, dile gelişle ilişkide kalır, ama deliklerinde, yarıklarında ya da sessizliklerinde yükselir veya yayılır. Kimi zaman sessizlikte kendi kendine işler, kimi zaman onu sunan, kaydedilmiş bir insan sesinden yararlanır, ve dahası, sözleri imge, hareket, şarkı, şiir oluşa zorlar. Kuşkusuz romanlardan ve hikâyelerden doğar, tiyatrodan geçer, ama kendine özgü işleyişini ilk ikisinden farklı olan televizyonda en tepe noktaya taşır. Quad sessizlikle ve gerektiğinde müzikle Uzam olacaktır. Hayalet Üçlüsü sunucunun sesiyle ve müzikle Uzam olacaktır. ... sadece bulutlar... insan sesiyle ve şiirle İmge olacaktır. Nacht und Träume sessizlikle, şarkıyla ve müzikle İmge olacaktır.
Sayfa 58 - BitikKitabı okudu
Reklam
Bütün Alıntılar
yazmak, bir anlamda buluşmakmış. Aynı sıkıntıları, aynı endişeleri, aynı umutları paylaşanların buluşması, zaman- ları farklı olsa dahi... 7 Fakat guguklu saat misali, sunulan her fırsatta konuşmaya kalk- mak, bu devrin müzmin hastalıklarından biridir. 15 "Dilinizin sınırları, dünyanızın sınırlarıdır ... " Ludwig
Yaylı kapıyı iterek geçti. Burnuna hafif küflü ve keskin bir kitap kokusu geldi. Kitapçı dükkânlarının özel bir kokusu vardır Olric: nevi şahsına münhasır derler eskiler, işte ondan. Kasada duran genç adam başını kaldırdı ve gülümsedi. Taşra usulü bıyık bırakmış kibar bir adam. Kitapçı olabilir: bu sıfata uygun bir adam. Kitapçıların ve
Sayfa 580581582 - İletişim Yayınları
BİR DESTAN GİBİ: İMALÂT-I HARBİYE
Osmanlı Anadolu'su, her türlü sanayi tesislerinde, teknik cihazlanmalardan, santrallardan ve bu arada sanayi ve teknik alanında yetişkin insan kadrosundan yoksun bir ülkeydi. Zaten Osmanlı Türkiye'si, bir açık pazar, bütün endüstriyel ihtiyaçlarını yabancı ülkelerden satın alan ilkel bir tarım ve hammadde üreticisiydi. Bir yarı
Sayfa 410 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Günü gün eden, süslenen, yaltakçı beyinler beğenmesin bu sözleri!
Daha ne kadar aldatabiliriz kendimizi? Bütün mühletler doldu, insan sayısı fırtınaların patlayacağı bir deniz gibi şişiyor, tükenmiş toprakta çabalarımız tükeniyor, her yer susuz kalacak, hava şimdiden seyrekleşti, besinlere artık daha az güveniyoruz, ökümen'i artıklar dolduruyor, her şeyi zehirliyorlar. Hakikat saati aynı zamanda can çekişme saati mi olacak? Ölümümüzün karşısına ne çıkartacağız? Devlet şeflerimizin buyruklarını mı yoksa tinselcilerimizin vaazlarını mı? Bu parazitler ve bu kargaşa tezgâhçıları bizim ne işimize yarıyorlar?
Sayfa 110
Reklam
-Halk orada yiyecek ekmek bulamıyorsa, kah­roluncaya kadar çalıştığı halde insanca bir hayat sü­remiyorsa, bunlar benim içime sinmez. Bağazımda dizili kalır. İnan ki mutlu değilim. -Ah bütün aydınlar böyle söyliyebilseler, de­di. Bir bilseniz doktor, halkımız nasıl yaşıyor, ne yiyor ne içiyor.. Korkunç vallahi. Bu kadar ilkel koşullar içinde
Yabancılar için kasabalar birbirine benzer. Kasabada yaşayanlarsa, sayılmayacak kadar değişik özellikler bulurlar kasabalarında. Bir kasabada günlerce kalırsınız. Belediye parkında oturmaktan, derenin kenarındaki gazinoda gazoz içmekten, hükümet meydanındaki çok katlı iki üç binayı görmekten içinize sıkıntı çöker. Tozlu yollardan geçen
Sayfa 574 - İletişimKitabı okudu
Evrime dair soru cevaplar
ve İslam inancı üzerine yaptığım konuşmalar, yazdığım ya- zılar re katıldığım televizyon programları sonrasında çoğu olumlu olmak üzere birçok tepki alıyorum. Geri dönüşlerin önemli bir kıs- mında bazı temel kafa karışıklıklarını yansıtan itirazlar var. Ge- nel bir cevap olsun diye onlardan önemli bulduklarımın bazılarını burada sizlerle
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.