Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Lili
Bu kuklaların kukla olmadığı besbelli Ne söyledilerse tıpıtıpına gerçek besbelli Altın saçlarını yana atışı yok mu Lili'nin Lili'nin yağdan kıl çekercesine inanışı Lili'nin yağdan kıl çekercesine yaşayışı yok mu Kuklalar titremesin ne yapsın Adam konuşmasını bilmezse ne yapsın Kuklaların kukla olmadığı besbelli Lili'nin çekip
Sayfa 51 - Diriliş YayınlarıKitabı okuyor
Hüdâyî türbedârı Mustafâ Bey kârı bu ebrû, Kopartıp koklamak ister,gören her bir zen-i hûb-rû!
Reklam
“Ama İstanbul bu. İçine doğmuş büyümüş birinin yakasını kolayına bırakmaz. Ne kadar örselenmiş, yağmalanmış, yaralanmış olsa da; Kandilli‘de, Mihrabat Korusu’nda, Üsküdar çarşısında karşısına çıkar insanın, hemen o pembe tülünü yayar üzerine, martı çığlıkları, Kız Kulesi, Atikvaldesi, Sultantepesi, yaz yağmuru sabah sisi olarak sarıp sarmalar adamı.”
Sayfa 156 - DergâhKitabı okudu
Bir Üsküdar fotoğrafı bırakıyorum sizin hafızalarınıza
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor derken Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık; Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
Üsküdar'dan ilerisini görmeyen Şakir Paşa'nın oğlu şimdi Anadolu'ya adım adım girmektedir. Her dönemeçte değişen bir manzara ile karşılaşır. Dünyada nesli tükenmiş, yalnız buralarda kalmış ılgınlar, sandal ağacı, renk renk hayıtlar, ay ışığında yaprakları parlayan yabani sakız, karabaş, adaçayı, kekik, mersin ve daha niceleri...Jandarmaların silahına bile hiç aldırmadan uzun adımlarla ilerler. Burada Cevat Şakir, sadece Milas'tan Bodrum'a gitmekle kalmıyor, Halikarnas Balıkçısı'na doğru da hızlı adımlarla yol alıyordu.
.... Sabah oluyor ölümle yaşamın gerçekle düşün geçmişle geleceğin birbirine karıştığı Acının, keskin düşüşün, derin ölümün hazır olduğu saat Uzun bir hesaplaşmayı bitiriyorum sanırım Üsküdar gemisi dar boğazın en sıkışık en dolaşık ağlarından geçiyor Sırtımda dolu bir tabancanın horozu öttü ötecek Ve kupkuru dereden bir yıldırım gibi geçen şimdi'nin atı Artık düşle gerçeği iyice karıştırıyorum uyku ya da artık yüzünü bile unutmanın saati..
Sayfa 22 - YKY YayınlarıKitabı okudu
Reklam
____Halide Edip ___
"37 yaşındaydı. Üsküdar Amerikan Lisesin'den mezun olmuştu. Öğretmenlik, çevirmenlik yapıyordu. Gazetelerde makale yazıyordu Kadın hakları mücadelesi nedeniyle yobaz çevrelerin hedefi olmuş, 31 Mart dinci ayaklanması sırasında Mısır'a kaçmak zorunda kalmış, bir süre ingiltere'de yaşamıştı. İstiklal madalyası aldı."
Sayfa 109 - Sia kitap 1. Basım; Ekim 2020
Ayy hadi inşallah !! :))
Tanrı'nın yardımı ve şahımızın gayretiyle inşallah Kırım'ı alır ve Üsküdar'a kadar gideriz.
Yaz! Mango ağaçları meyveye durduğunda Yaz! Güzel dillere güzel şarkılar indiğinde Yaz! Küçücük de olsa bir cümle. De ki; kalbimiz bir primat tedirginliğinde. Yaz! Bir yere gidiyor dünya, sonra dönmüyor! Yaz! Ölmeden önce çekmemiz gereken binbir dert. Yaz! Kısacık bir cümle. De ki; can eriği gevşiyor. Yaz! Patlıcanda yangın kokusu var Yaz! Hayatımız natürmort tadında. Biz mi, yok artık, şarkı söylemek mi? De ki; bir bitki çoktur bize, bir siyanobakteri! Yaz! Atları almışlar, Üsküdar'ı geçmişler! Yaz! Kara kıtanın bağrında benim evim bir kıştı yavrum. Şairler bunu böyle açık yazmazlar Ama sen açık yaz! Nasılsa aldırmazlar. Yaz! Benim evim bir kıştı, yavrum Benim evim bir karıştı!
... Allah'ın rahmeti her yere iner;Fatih'e, Üsküdar'a da, Beyoğlu'na da... Hatta inen o rahmet, insanlar içinde dolaşır, gezer. Ticaret veya başka dünya işleriyle meşguliyetten dolayı kalbi Allah'tan gafil olan insanlar değil, kalbi sürekli Allah'ı zikreden, Allah ile meşgul olan insanlar o rahmeti üzerine çeker. Fatih'te Üsküdar'da Allah'ı hatırlamak kolaydır; iş Beyoğlunda bile Allah ile beraber olmaktır. Şimdi bir tepsi cevizli baklava düşünün; bu tepsiyi ona bölersek mi bize daha büyük pay düşer, yoksa yüze bölersek mi? Elbette ki ona bölersek değil mi? O halde inen rahmetten büyük pay almak için o rahmetin sayıca ortağı az olan yerden istifade etmek lazımdır. Bir gemi batmış insanlar çırpınıyor. Kıyıya vuran insanları kurtarmak kolaydır; iş denize düşenleri kurtarmaktır.
Reklam
Canım İstanbul
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği; Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği. Oynak sular yalının alt katına misafir; Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir. Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar, Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar... Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi? Cumbalı odalarda inletir ' Katibim'i
Senin aşkla alâkan yok kardeşim! Hakiki âşık ol kişidir ki, sevgiliden gelen bir haberle os'saat, değil Üsküdar'a, İskandinavya'ya gider icabında. Sen çaktın bu aşk dersinden. Sınıfta kaldın. Otur, sıfır.
Sayfa 124 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.