14,6bin okunma, 1.673 beğeni - Vedat Türkali kitapları, eserleri, Vedat Türkali kimdir, öz geçmişi, Vedat Türkali nereli gibi bilgiler, kitap incelemeleri ile yorumları, Vedat Türkali sözleri ve alıntıları detaylı profili ile 1000Kitap'ta.
Hakkında
Vedat Türkali (doğumu. 13 Mayıs 1919, Samsun) Abdülkadir Demirkan 'ın (1950'li yıllarda Abdülkadir Pirhasan olmuştur) yazılarında kullandığı ismidir. Senarist, şair ve romancı olan Türkali, liseyi Samsun Lisesi'nde okuduktan sonra 1942 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun olmuştur. Aynı yıl eşi Merih Pirhasan'la evlenmiştir.
Maltepe Askeri Lisesi ve Kuleli Askeri Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra 1951'de siyasi eylemleri sebebiyle tutuklanmış; 9 yıl ceza almış 7 yıl sonunda koşullu olarak serbest kalmıştır. Gar Yayınları'nı Rıfat Ilgaz ile kurduktan sonra, 1960'da Dolandırıcılar Şahı ile senaristliğe başlamıştır. Senaristliğine devam eden Türkali, 1965'de yönetmenliği denemiştir.
Bir Gün Tek Başına ve Mavi Karanlık gibi romanları Türk edebiyatının en büyük eserleri arasına girmiş; daha sonra da Yeşilçam Dedikleri Türkiye ve Tek Kişilik Ölüm romanlarını da yazmıştır.
Mihri Belli'nin yakın arkadaşı ve Atıf Yılmaz'ın arkadaşı ve akrabasıdır. TKP'nin eski üyelerindendir. 2002 seçimlerinde DEHAP'dan aday olarak aktif siyasete atılmıştır.
Vedat Türkali, oyuncu Deniz Türkali ve yönetmen Barış Pirhasan'ın babası, Deniz Türkali'nin kızı şarkıcı Zeynep Casalini'nin dedesidir.
"Bitmeyen ne var ki? Dünya da bitecek. Güneş bitecek. Yıldızlar bitecek. Kıpkırmızı umudumuz, sevgi yüklü tomurcuk, sen bitmedikçe hiçbir şey bitmeyecek! ..."
Sayfa 630 - Everest - 1. Baskı - Ekim 2004Kitabı okudu
Uzun bir aşamadan sonra (Geçmişini öğrenmek isteyenler #39501741 , #39692156 ve #39905161 iletilerine bakabilirler) Okurken Zorlanılan 100 Kitap listesini tamamladık, katkıda bulunan herkese çok teşekkürler. Liste sadece edebi eserleri kapsamakta. İlerleyen
Kitabın yazılma amacı elbette kendi çapında siyaset yapmak. Gülünç olan şu ki kendilerini bir hayli gülünç düşürmüş olmaları.
Burada herkes madem görüşünü savunuyor, ben de görüşümü savunayım. Bakın ben burada hepinize saygı duyuyorum. Dinime, dilime, ırkıma karşı olan insanlara bile öyle kolay kolay kavgaya tutuşmadım. Gerek dahi duymadım. Şimdi
Daha önce senaryo olarak yazılmış olan, Fatmagül'ün Suçu Ne? kitabının filmini de dizisini de izlemediğimi belirtmek isterim. Gelecekle ilgili hayalleri olan Fatmagül kasabalı gençler tarafından tecavüze uğrar ve yaşamı altüst olur. Fatmagül'ün bundan sonra yaşadığı dram aslında ülkemizde pek çok kadının yaşadığı açığa çıkmamış yaşanmışlıkların da bir öyküsüdür. Sığınacak yeri olmayan Fatmagül'ün: Kanun tarafından, tecavüzcülerin cezadan kurtarılması için, tecavüz edenlerden birisiyle evlendirilmesi, kadının aşağılanmışlığının zirve yaptığı noktadır. Mevcut iktidarın kadına bakış açısının problemli olması nedeniyle, kadın sorunlarının katlandığı ve her zaman gündemde olduğu günümüzde bu kitabın okunması gerektiği inancındayım.
Çocukluktan beri TV ekranlarında haberlerde polis-öğrenci çatışması izliyoruz. Polisi savunan bir siyasi parti (muhtemelen iktidar), öğrenciyi savunan başka bir siyasi parti (muhtemelen muhalefet) mutlaka bulunur. Siyasi partiler kendi aralarında hararetli şekilde tartışır; yüce mecliste küfürler edilir, sandalyeler havada uçuşur, yumruk yumruğa