Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
(*) Doğa yasaları sarkacın bir o yanında, bir bu yanında rasgele değiştirilemez. Eğer evren birçok kez bir o yana bir bu yana gidip geldiyse ortaya çıkmış olabilecek birçok çekim gücü yasası uyarınca, çekim gücü öylesine zayıf kalmış olurdu ki, genişlemenin başlangıcını toparlayamazdı evren. Evren bir kez böylesi bir çekim yasasına mahkûm edilirse, artık bir daha sarkacın öteki ucundaki deneyimi geçiremez ve bir daha yeni bir doğa yasasına kavuşamaz. Bu nedenle evrenin var olmasından çıkarabileceğimiz sonuç, ya evrenin belirli bir ömrü olduğu ya da sarkacın hem o yanında, hem bu yanında uygulanan doğa yasalarının belirli ve sınırlı bulunduğudur. Eğer fizik yasaları bir o uçta, bir bu uçta rasgele değiştirilmiyorsa, hangilerinin değiştirilmesine, hangilerinin değiştirilmemesine olanak verilip verilmediğini belirleyen kurallar var demektir. Bu kurallar da var olan fizik yasaları üzerine yeni fizik yasalarını oturtacaktır. Bu noktada dil zenginliğimizin azaldığını fark ediyoruz. Böyle bir fizik yasasını ifade için elimizde hazır bir deyim yok. Bu konularla epey ilgisiz faaliyet gösterenler "metafizik" ve "parafizik" deyimlerini kullandılar. En iyisi "trans-fizik" demek olur herhalde.
Sayfa 277 - Onuncu Bölüm - Sonsuzluğun İpucuKitabı okudu
Zorbalık toplumsal kurguların işidir, onları temsil eden insanların değil. Onlar yalnızca, deyim yerindeyse kurguların bize zorbalık uygulamak için kullandığı araçlardır. Tıpkı bıçağın katilin kullanabileceği bir araç olması gibi. Ve siz elbette bıçakları ortadan kaldırarak katilleri yok edebileceğinize inanmıyorsunuz... Bakın; tüm dünyada sermaye sahibi büyük para babalarının hepsini ortadan kaldırın, ama sermayeyi yok etmeyin. Hemen ertesi gün sermaye, başka ellere geçerek, yeni mülk sahipleri kanalıyla zorbalığını uygulamaya devam edecektir.
Sayfa 50 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yeni Türk alfabesi, Türk fonetiğinin özellikleri iyice düşünülerek hazırlanmıştır ve bugünkü Türk alfabesi sayesinde Türkçe, imla sorunu en az olan dillerdendir. Lâtin harflerinin kabulünde rol oynayan bir neden de bölgesel ağız farklılıklarını kaldırmaktı. Arap alfabesi, yapısı gereği belirgin bir Türk ağzının tutunmasına imkan vermez, oysa dilimizin ses yapısını karşılayan bir alfabe hem bu farklılığı azaltır, hem de bölgelerarası deyim ve kelime alışverişini artırmaya yardım eder.
Sayfa 109Kitabı okudu
İstanbul üzerine !
"Özerklik vermek, kombinasyonlar üretmek, mi?" Peki, nasıl gerçekleştirilecek bu, kim, nasıl yapacak? Kim dinleyecek, kim sözünü dinletecek, söyler misiniz? Nihayet, kim Türkiye'yi yönetecek, hangi gruplar, hangi güçler? Diğer Türklerden eğitim düzeyi daha yüksek olan İstanbul'da bile, bu "özerklikten" gerçekten bir
Sayfa 493 - 494, 495 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Pupa hava düşünceleri
Fakat Aomame gökyüzündeki hem yeni hem de eski iki ayı gerçekten görüyordu. Bu iki ayın ışıklarının altında gerçekten yaşamıştı. O ürpertici çekim gücünü teninde hissedebilmişti. Lider denilen adamı, otelin karanlık odasında kendi elleriyle öldürmüştü. Ensesindeki o noktaya ince, sivri iğneyi batırdığında uğursuz bir his eline geçmiş, hâlâ da tüm
25 Mart 1974
Bireye ne oluyordu? Yahya Kemal kendisinc soru sorulmasından hoşlanmazdı. O, geleneği temsil ediyordu. Onunla tartışılamazdı. Kendisinc bir toplantıda genç bir adam soru sorunca yanındaki. ınc dönerek, 'Kim bu adam?” demişti. Osmanlı gosterişi sevmiyordu. Kuçuk saraylarda, ahşap evlerde oturuyordu. Tiyatroyu soytarılık, resmi küfür sayıyordu,
Reklam
Ama kuşkucu bir çağda, deyim yerindeyse düşüncenin azap verdiği bir çağda yaşıyoruz ve bazen, bu eğitimli, hatta aşırı eğitimli yeni kuşağın eski zamanların insanlık, konukseverlik ve güleryüzlülük gibi değerlerini yitireceğinden korkuyorum.
Sayfa 191 - İş bankası kültür yayınları
O günden sonra Mısır’ın lisanına, sadaka vermek anlamına gelen yeni bir deyim yerleşti: Züleyha’nın gülümsemesi.
Sayfa 67 - Timaş Yayınları, 77. BaskıKitabı okudu
Abcd..:))
Yeni baştan düşündüm. Hayır ben 'insan' gibi, 'X' gibi genel bir deyim olmaya katlanamam; 'matematik profesörü'nün yerine geçen bir 'X' olarak Reşit Beyle aynı fonksiyonlarda bulunmaya razı olamam.
Nefiiisss
TASSO: Elbette başlangıçta daha yoğun bir rahatsızlık duyuyordum; çünkü yavaş yavaş zihnim, —başka bir şey meşgul edip dikkatini dağıtmadığı için,— eskisinden çok daha sık ve çok daha rahat kendisiyle konuşmaya alıştı ve kendisiyle konuşmada, hatta çene çalmada öyle bir alışkanlık ve beceri edindi ki, çoğu zaman sanki kafamda birbiriyle tartışan
Torquato Tasso ile Koruyucu Ruhunun KonuşmasıKitabı okudu
499 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.