Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her gün yeni bir oyun, her gün yeni bir iş. Her ân kendimden kaçıyorum. Anladın mı?
Sayfa 56 - Kabalcı Yayınevi
Anladın mı
Her zaman, başlangıçta, büyük bir hanedana boyun eğmek güç ge­lir, yeter ki buna zorla razı olmak durumunda kalınsın. Yeni iktidarda ülke nüfusunun yabancısı olduğu, henüz alışamadığı bir şey vardır. Ama, iktidar bir kez hüküm sürmekte olan ailenin üyeleri arasmda sım­sıkı yerleşti mi, birbirini izleyen kuşaklar ve hanedanlardan sonra tek erkli hükümdarlık kalıtımsal olunca, o zaman başlangıçta olanlar unu­tulur ve bu ailenin üyeleri görevlendirilip atanmış önderlerdir artık. Onlara hizmet etmek, onlara itaat etmek bir iman görevi haline gelir. İmanını savunuyormuşcasma döğüşülecektir onlar için. Hükümdarın, artık, konumunu korumak için aşiret birliği dayanışmasına gereksinimi olmayacaktır. îkidara saygı kimsenin değiştiremiyeceği, kimsenin karşı çıkamıyacağı vahyedilmiş bir kitap gibi olmuştur sanki. Onun içindir ki imamlık üzerine argümanlar sanki temel inanç maddeleriymişçesine din kitaplarının sonuna yerleştirilmiştir.
Reklam
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
“Küçük adımlar hala adımdır.”
En sevdiğim kitap serilerinden biri daha sona erdi ve- nasıl bir sondu öyle. Konuya gelecek olursak, rahatlayın, kötü bir karakter yok. Hayır, İKİ TANE var! Kiva Corentine, ne yazık ki ölümcül hapishane Zalindov'a geri döndü ve eskisinden çok daha fazla acı çekiyordu çünkü elinde avucunda ne varsa hepsini kaybetmişti. Ayrıca artık Hapishane
The Blood Traitor
The Blood TraitorLynette Noni · Hodderscape · 20232 okunma
Ophelia, biraz olsun anladın mı beni? Senin bile yetişkinlerin arasına katılıp bana öğüt vermen içler acısı. "Yalnızlığı öğrenmek istersen âşık olmalısın," diyen filozof haklıymış. Ah, ben aşka açım! Basit aşk sözcükleri istiyorum yalnızca. Bir kez olsun, "Hamlet, seni seviyorum!" diye haykırabilecek kimse yok mu?
Sayfa 157Kitabı okudu
KADINLARIN DİLİ Kadınlar ne istediklerini nasıl anlatırlar? Bir çok erkek bunu bilmediği için kadınlarıyla eşleriyle iletişimsizlik yaşamaktadır. Hatta bu nedenle mutsuz aileler ve yıkılan yuvalara şahit olmaktayız.. - Hocam! eşim beni hiç anlamıyor, sorunlarımla ilgilenmiyor, benim istediklerimi yerine getirmiyor - Hocam siz onun dediklerine
·
Puan vermedi
Trendeki Yabancılar PATRICIA HIGHSMITH Seviye 4 Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter Pearson Education Limited Edinburgh Gate, Harlow, Essex CM20 2JE, İngiltere ve dünya çapında Bağlı Şirketler. ISBN 0 582 41812 7 Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu uyarlama ilk olarak
The Stranger
The StrangerAlbert Camus · Bokp · 2012111,2bin okunma
Reklam
Ooo sen bir de bizim gelenekleri görsen..
ilk iş nişanlının evine gitmektir; durup dinlenme yoktur; hep yeni eldiven, yeni elbise giymek, hep neşeli görünmek zorundasın. Doğru dürüst yemek yiyemezsin. Karnını havayla, bir de çiçek buketleriyle doyurursun ve üç dört ay hep böyle gider. Anladın mı şimdi? Ben nasıl yapabilirim bu işi?
Sayfa 701 - Türkiye iş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Ben senin bir cuma arabası olup olmadığını nasıl bileceğim şimdi? Eh, bu yol gelip gitmecesine, ne mal olduğunu koyar ortaya elbet. Dönünce de boşarım. Def ederim başımdan seni. Zaten o yeni çıkacak pembelerde aklım vardı. Sıkarım dişimi. Üç yıl daha katlanırım. Ne olmuş? Sonunda şu otomobil mezarlıklarından birine düşecek bir araba değil benim bunca yıl peşinden koştuğum, anladın mı?
Sayfa 156Kitabı okudu
2 ı. YÜZYIL BAŞLARINDA Güney Afrikalı psikiyatrist Derek Summer￾fıeld Kamboçya'ya, görmüş olabileceğiniz bütün Güney Asya klişe￾lerini yansıtan -ufukta huzur içinde pirinç tarlalarının dalgalandığı­ kırsal bir araziye iniş yapmıştı. Oradaki insanların çoğu geçimlik ta￾rım yapan, yüzyıllardır alışılageldiği gibi yaşayan çiftçilerdi, ama bir
Sayfa 196Kitabı okudu
"Yalnızım, yalnızız. Bak, bu infirat(topluluktan ayrı durma, tek ve yalnız bulunma) romantizmi, anladın mı? Geçen asrın şairlerini isyan ettiren bu infirat romantizmi, daha önceki asrın insan haklarına temel yaptığı bir infirat ideolojisine karşıdır. Bu, işte, yakıcı ve boğucu yalnızlık korkusu, bu müthiş fobi, ferdiyetler nizamı üstüne kurulmaya doğru her gün biraz daha fazla giden yeni nizamların Ben'ler arasındaki mesafeleri açarak ruhların birbirlerine intikallerini ve kaynaşmalarını mümkün kılan polipsişik bir havadan onları mahrum etmesidir. Yani, bak, büyük kalabalıkların ortasında, insan denilen sosyal mahluk kendi.. kendi iç dünyasının mahbusu halinde, şifasız bir yalnızlığa mahkûm. Anlatabiliyor muyum? Bu.. bu egosantrik(ben-merkezci, kendisini evrenin merkezi sanan) insan telakkisi, bütün aşkları anlaş mazlığa düşüren ve kine çeviren ters bir disiplin doğurmuştur. Yalnızım, evet, herkes yalnızdır, yalnızız. Bunun geçen asırdaki edebiyatı çok zengin. Hatta unutulmuş bir temdir, artık. Fakat unutulması halledildiğini göstermer. Bütün ihtilaflarımızda yalnızlıklarımız çarpışıyor. Hatta kendi kendimizle mücadelelerimizde bile kendilerimiz çünkü bak, "kendi" var içimizde birbirine karşı yalnızdır."
Sayfa 392 - SamimKitabı okudu
Reklam
469 syf.
·
Puan vermedi
“İnsanın kaderini sevebilmesinin şartı onu anlamasıdır. Anlayamadığımız şeyi sevemeyiz. Hayatının neden bu halde olduğunu bir kere anladın mı, kaçınılmaz olarak değişirsin. Sen değişince, kaderin de değişir. Değişim, anlamanın bir numaralı yan ürünüdür. Meseleye böyle bakınca da, kaderimizi anlamanın onu şekillendirmeye giden ilk ve en önemli adım olduğunu söylemek yanlış olmaz.” Bir rüyayla başladı her şey. İki nehrin arasındaki bereketli topraklarda yürüyordu Atiye, birden hoş manzara yerini karanlık, kan gölü ve çığlıklarla süslenmiş bir senfoniye bıraktı. Toprak ana yeni bir çağa, Atiye kendi uyanışına gebeydi. Karanlığın sahibi içindekini çekip çıkarmak için karnına yöneldi ve uyandı Atiye. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı, çünkü o da biliyordu ki geçmişin hikâyeleri sonsuza dek gömülü kalamazdı. Ve gerçeğin izlerini sürmek için yola çıktı, varacağı yerin sırrını bilmeden… Çünkü insanoğlunun hikâyesinin bittiği yerde onun hikâyesi başlıyordu. Şengül Boybaş ilk romanı Dünyanın Uyanışı ile okurunu insanlığa çağlar boyunca evsahipliği yapmış kadim topraklara, 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası listesinde yerini alan Göbeklitepe’nin gizemli hikâyesine davet ediyor.
Dünyanın Uyanışı
Dünyanın UyanışıŞengül Boybaş · Küsürat Yayınları · 20181,259 okunma
Samim.
Kelimenin üstüne bastın: Yalnızım, yalnızız… Bak, bu infirat romantizmi, anladın mı? Geçen asrın şairlerini isyan ettiren bu infirat romantizmi, daha önceki asrın insan haklarına temel yaptığı bir infirat ideolojisine karşıdır. Bu, işte, yakıcı ve boğucu yalnızlık korkusu, bu müthiş fobi, ferdiyetler nizamı üstüne kurulmağa doğru her gün biraz daha fazla giden yeni zamanların Ben’ler arasındaki mesafeler açarak ruhların birbirlerine intikallerini ve kaynaşmalarını mümkün kılan polipsişik bir havadan onları mahrum etmesidir. Yani, bak, büyük kalabalıkların ortasında, insan denilen sosyal mahlûk, kendi… Kendi iç dünyasının mahbusu halinde, şifasız bir yalnızlığa mahkûm. Anlatabiliyor muyum?
Sayfa 445 - MEB Yayınları 1971.Kitabı okudu
O ki yalnız ve yalnız saçlarımı okşardı yüzüme bile bakmıyorsun yıllar var başımı omuzuna değil soğuk camlara dayıyorum ellerim buz alev alev yüreğim aşkım anladın mı acaba sevmiyorum sevmiyorum seni daha ne duruyorsun bir odun daha at sobaya biraz daha acı yüreğe biraz daha hüzün yalnızlık
418 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.