Okurken hissettiğiniz bir kadının aşkı ile başlayan “Tutsak”lığını ve özgürleşmesini anlatan devasa bir hikâye. Furuğ’un şiirleri incecik, nahif bir kadını anımsatıyor. İlk bölümü okurken yüreğini en derine kadar açacak cesareti buluyor insan kendinde. Sevmek istiyor, yeşermiş yaprakları arzuluyor ayazda ve ayazın ona karşılıksız tutkun olduğunu sanıyor. İkinci bölümde hem elleri havada teslim olmuş, hem de kelepçelenmiş buluyorsunuz kendinizi. Aniden yeşeren yaprakların bir kafes ve içinde çırpınan kuşun yüreğiniz olduğunu hissediyorsunuz. Aşk sorgusuz teslimiyettir ve bu teslimiyet sonsuza dek uçamaması demektir yüreğinizin. Oysa gök uçsuz bucaksız. Ve artık vazgeçişidir Furuğ’un kendinden, yeşeren yapraklardan hatta ayazdan. Farkındalık bir adım ileri götürürken onu, kabullenişi yazdırmıştır, ne yazdıysa.Umut dolu kitaplara, keyifli okumalar...