Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sabah olunca ona içimdeki her şeyi söyleyeceğim diyorsunuz ama onun karşısına bile çıkamıyorsunuz.Aşk tam da böyle bir şey işte.Konuşturacakmış gibi yapan ama her seferinde korkutup susturan.Sustuğunuz her şey aynı şekilde devam edebilir ama konuştuğunuzda ya kazanırsınız ya da kaybedersiniz.İşte seven bir insan kaybetme riski milyonda bir de olsa,o riski göze alamıyor çünkü aşk her seferinde kalbin karşısına çıkmıyor. Belki de sırf bu yüzden birileri sürekli olarak içinden seviyor.Kimileri öyle alışıyor ki içinden sevmeye,dışını unutuyor.İçinden sevmek de güzel ama elini tutmak da ayrı bir güzel olabilir tabii...Sonumu merak ederek uyudum gecelerce ve yine aklımda onunla uyandım her seferinde...
Uyandım, çünkü topraklanmamış bütün uykular biter. Yine hatırladım, çünkü acı veren her şey hatırlanmayı seçer. Ve yine aynı dehşetli sancı yükseldi kalbimden. Belki de hiç uyumamalı insan. Her uyanışımda böyle acıyla hatırlıyorum.
Reklam
"Değiştim, Salih… artık o eski adam değilim."
21 Eylül 1938 günü Atatürk'e Dr. Mim Kemal Öke tarafından yapılan ikinci karın ponksiyonundan 5 gün sonra 26/27 Eylül 1938 gecesini rahatsız geçirir ve ilk hafif komayı atlatır. Ertesi günkü izahlarında "Demek ölüm böyle olacak" der. 27 Eylül 1938 Sabahı hizmetine bakan Rıdvan (Gürarı) Salih Bozok'a kendisini Atatürk'ün
Sayfa 223 - Güven KitabeviKitabı okudu
Yine uyandım, çünkü topraklanmamış bütün uykular biter. Yine hatırladım, çünkü acı veren her şey hatırlanmayı seçer. Her uyanışımda böyle acıyla hatırlıyorum. Her uyanışımda cennetten yeniden kovuluyorum.
Sayfa 179Kitabı okudu
Sevgili İrem, Bugün Akademi'deki altmış ikinci günüm ve ben sana bu satırları, diğer mektuplarımda da olduğu gibi odamdaki pencerenin kenarından yazıyorum. Soyhan'daki evimde odamın penceresinden dışarı baktığımda, uzaktan da olsa evinizin bahçesindeki ışıklandırmalarını görür ve ne yaptığını merak eder ama yine de seni aramaz ya da sana
Sayfa 495 - Epsilon yayınlarıKitabı okudu
“Uyandım, çünkü topraklanmamış bütün uykular biter. Yine hatırladım, çünkü acı veren her şey hatırlanmayı seçer. Ve yine aynı dehşetli sancı yükseldi kalbimden. Belki de hiç uyumamalı insan. Her uyanışımda böyle acıyla hatırlıyorum.”
Hep KitapKitabı okudu
Reklam
… yine uyandım, çünkü topraklanmamış bütün uykular biter. Yine hatırladım, çünkü acı veren her şey hatırlanmayı seçer. Ve yine aynı dehşetli sancı yükseldi kalbimden. Belki de hiç uyumamalı insan. Her uyanışımda böyle acıyla hatırlıyorum. Her uyanışımda cennetten yeniden kovuluyorum.
Sayfa 179Kitabı okudu
Böyle Söyledi Zerdüşt'ten son alıntım olsun.
... Vakit yaklaşıyor: ey insan kulak ver! Bu konuşma hassas kulaklar içindir, senin kulakların için- d e r i n g e c e y a r ı s ı n e s ö y l e r ? (s.326) siz daha yüce insanlar, kurtarın mezarları, uyandırın cesetleri!.. uğulduyor çan, horulduyor hâlâ yürek, kazıyor hala ağaç kurdu, yürek kurdu. A h ! a h ! d e r i n d i r
Geçtiğimiz altı ayda çok şey oldu bir taşla iki kuş vurdun biri benimdi biri de bendim sanki. Kurumuş söğüt ağaçlarına iki mütevazı yuva inşa ettim Kuzey ülkelerinden güney ülkelerine inerken kavmim Nasıl beklediğime kanıt olsun diye bi’ ben göç etmedim. Geçtiğimiz altı ayda çok şey oldu kalbin minyatür bir sapandı sanki bu daldan buraya, bir
Cephede vaziyet iyi değildi. Düşman ilerliyordu. Faysal kuvvetlerinin Mafrak İstasyonu’ndaki üç cephane vagonunu ateşleyeceklerini haber aldım. Haberi, derhal Dera’da bulunan Mersinli Cemal Paşa’ya bir raporla arz ettim. Bizimkiler de cephaneye yetiştiler. Son süratle raporu yetiştiren eski bölüğün eratından beş eri, ceplerindeki altınları vermek
Reklam
Ölü bir dünyada ilk kez uyandım. Bir başıma uyandım. Denizin yaktığı, yağmur sesinin arasından bile duyulan hüzünlü ağıt beni garibanlığım üzerine düşünmeye çağırıyordu. Ses, bir serzeniş gibi, alay edip küçümseme gibi, insanın ruhundaki vicdan azabı gibi geliyordu. Soluğum kesildi, boğazımdaki damarlar ve kaslar şişti, tıkandım. Kulaklarımı ellerimle kapadım, başımı yatağımdaki yaprakların arasına gömdüm, bu berbat iniltiyi duymamak için yerin dibine saklanmak istiyordum. Fakat başka bir görevim vardı; kahrolası sahile yeniden gittim, dört bir yanı boşuna arayıp taradım, seslenip durdum, yine yanıtsız kaldi haykırışlarım; bundan böyle, havayı, insan düşüncesini hecelemeye zorlayabilecek biricik insan sesini çıkaran haykırışlarım yanıtsız kaldı.
103 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.