Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Başka çare göremedi demek kendini anlatmak için. İnanmıyorlar ki. Elle tutulur deliller istiyorlar. Yok canım, o kadar değil, diyorlar her zaman. Ölmezsin, diyorlar. Bu da geçer... Olaylar haklı çıkarıyor onları çoğu zaman. Milyonda bir de olsa yanılma, ağır ve elim yanılma sessizce belirince... Milyonda bir için hayatı zehir etmeye değer mi? diyorlar onlar. Onlar, biz, hepimiz..."
Sayfa 113Kitabı okudu
"Sevgilim benim, canım! Ev filan istemem senden. Sonradan da olsa annemle babam beni anlasınlar da başka bir istediğim yok. Bilirim, küsecekler bana, bir daha konuşmayacaklar. Ama benim suçum ne bunda!"
Reklam
Bu dava adını lekelemiş. İşten çıkarılmış. Yasal olarak suçlu bulunmadığı halde adım tamamen temize çıkarana kadar tüccarın kendisine borçlu olduğu parayı da alamıyormuş. Ben ona inanıyordum ama mahkeme onun sözlerine kulak asmıyordu.Öyle karmaşık bir davaydı ki çözmek yüzyıllar alabilirdi. Bir düğümü çözdükleri anda tüccar, bir başka, derken bir başka düğüm çıkarıyordu. Gorshkov için gerçekten çok üzülüyorum hayatım, yaşadıklarını anlayabiliyorum.İşi yok, kötüye çıkan adından dolayı kimse onu işe almıyor. Biriktirdikleri bütün parayı da yemişler. Dava çok karışık ama bu arada yaşamaları da gerekiyor. Hiç niyetleri yokken zamansız bir anda bebekleri de olunca yeni bir masraf kapısı açılmış. Oğullan hastalanmış, yine masraf, ölmüş yine masraf. Karısı hastaymış, müzmin bir hastalığa yakalanmış. Kısacası çektikçe çekiyor adam. Birkaç gün içinde iş açısından iyi bir sonuç bekliyor, buna hiç kuşkusu yok. Onun için çok üzülüyorum.Çok üzülüyorum Varenka.Ona şefkat gösterdim. Zavallının biri kendisine bakacak birine ihtiyacı var. İşte bu yüzden ona şefkat gösterdim. Şimdilik hoşça kalın canım. Tanrı sizi korusun sevgilim! Sizi düşünmek yaralı kalbime merhem sürmek gibi bir şey. Sizin için acı çekiyorum ve bu acı bile kalbimi rahatlatıyor. Gerçek dostunuz if - Makar Devushkin
“Canım gideli haydi zamandır, cismindeki bir başka candır; bir özge candır. Sensin beni benden ayıran, uzaklaştıran. Ben yokum senin tecellin var. Vuslatının ağır yükünü kaldıramam ki. Önceleri sen vardın, şimdi ben yok oldum.”
"Kırlangıç, Kırlangıç, canım Kırlangıç" dedi Prens, "Şehrin diğer ucunda, tavan arasında bir delikanlı görüyorum. Kağıtlarla dolu bir masaya meyletmiş, yanındaki su bardağındaysa solmuş menekşeler durur. Saçları kumral,kıvırcık; dudakları nar gibi kırmızı; iri ve hülyalı gözleri. Tiyatro yönetmeni için bir oyunu bitirmek
Sayfa 24 - MUTLU PRENS VE TÜM ÖYKÜLERİ - insankitap / klasikler seçkisi 08 1.Baskı Nisan 2016Kitabı okudu
Bacaklarımın arasında dolaşıp miyavlayan sokak kedisine doğru eğildim okşayıp sevmek için..Kulağıma uzanıp,''Bacım,yavrumu sana versem sen bakar mısın?Yeni kocam onu istemiyor boğacak diye korkuyorum.Hadi beni paralıyor neyse de evladıma zarar vermese bari''dedi.''Benim hayatım düzensiz kedicik,kendime zor bakıyorum başka bir canın sorumluluğunu almam''dedim.Tam,böyle bir dünyaya çocuk getirilir mi diye kızacaktım onu insanlara söyleyebileceğimi fark ettim.Karga göz devirdi.Sormadım fikrini,söyleyecekleri vicdanımı kemirsin istemedim.Ama bir güvercin kafama ılık ılık hacetini yapıp ''Tüüh senin kalıbına'' diye bağırdı.''Alıverseydin el kadar kediyi yazıktır''dedi.''Hadi git piyango oyna da biz sıçınca onlar nasıl seviniyor diye arkandan gülelim''dedi.Ama ne ayıp canım,terbiyesizlik bu'' diye ben söylenirken güvercin üste çıktı, ''Biz miyiz terbiyesiz?Biz mi dedik kafanızda bokumuzla piyango bayiine gidin diye.Salaksınız siz insanlar,üstelik üstün ırk zannedip duruyorsunuz kendinizi.Milyarlarca salak iki bacaklısınız.'' ... Durduğum yolun duvar kenarından mırıl mırıl konuşan bir kirpinin geçtiğini fark ettim.Beni görünce yavaşladı ve yorgun halsiz seslendi; ''Hey insan,az yaklaş bir şey sorucam!'' Neredeyse yere yatar gibi eğildim iki küçük nokta gibi duran gözlerine... ''Uncuoğlu sokak numara yirmi beşi biliyor musun?'' ''Yoo...Ben burda oturmuyorum ki.'' "Hay ağzına tüküreyim.Deliricem be!" ''Ne oldu kirpi kardeş?'' ''Kardeş mi?İnsanla mı?Kalsın canım.Neyse,iki gündür yuvamı arıyorum,yok..Yuvamın karşısındaki marketi buldum ama yuva yok!" ...
Reklam
Çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım Bilmiyorsunuz. Darmadağın gövdemi Çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum. Karanlıkta oturuyorum. Işıkları yakmıyorum. Çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor Acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum. Bir bıçağın gereksiz yere parlaması bu. Yıllardır kendini bulutlarda saklayan illegal bir
Bardağını eline aldı. Pilav yerken sık sık su içerdi. Sağında oturan Semra, mühendisin on altı yaşlarındaki büyük kızı, ondan önce sürahiye uzanıp elindeki bardağı doldururdu. Her sefer böyle olurdu. Su içmek istedikçe bardağını hep Semra doldururdu. (Onun bu olayı kabaca, erkekçe, bilgisizce bir açıklaması vardı: "Kadının erkeğe hizmetten
Sayfa 131 - Can Yayınları / YAZKitabı okudu
18. VII. 1944 Ankara Sevgili Aliye, Mektubun oldukça geç geldi. Seni de, Filiz’i de çok merak ettim. Az kalsın kampa telefon edecektim. Orada telefon olmadığını söylediler. Sonra kampta yer olmadığını Rebia20 [Şeref] söylemişti. Giremediğinizi tahmin ediyordum. Ne ise, anneannenin yanında rahat iseniz ehemmiyeti yok, fakat hiç olmazsa on
Gece
Canım sıkıldı, dışarı çıktım Öylesine etrafıma baktım Vakit gecenin yarısındaydı Yıldızlar yine ayaktaydı Bir bulut bile yoktu havada Mahallede ara ki bulasın seda Fakat asıl anlatmak istediğim başka, içimde Ancak yapayalnız değilim de "Ben de buradayım," dedi biri Çok tanıdık geliverdi sesi Çevreyi süzdüm, kimsecikler yoktu,
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.