Babam çok saygın biriydi. Ama tuvaletini yaparken fukaralara benzerdi. Odada, yatağın yanındaki lazımlığa yapmayı sevmez; çiftlik hayvanları gibi doğada, açık havada yapmayı severdi. Her gün karanlık çökerken, kurbağaların vıraklaması gibi geğirir, odadan dışarı çıkar, yavaşça köyün girişindeki helaya doğru yürüdü.