İlk modern roman Don Quijote’yi Cervantes 1605 yılında yazmış. Sonrasında kitabın gördüğü ilgi üzerine ikinci cildi yazmaya karar vermiş ki bu da 1615’te basılmış. Hepimizin yel değirmeni macerasıyla bildiği Don Quijote, kendi halinde fakir bir asilzadenin, okuduğu şövalye romanlarının etkisinde kalıp, gerçeklik algısını yitirmesi ve bir gezgin şövalye olarak bir Rönesans miti olan Altın Çağ’ın değerleri eşitlik, adalet, cesaret ve sadakat değerleri uğruna maceralara atılmasını anlatıyor. Yer yer karektere üzülüyor yer yer elinizde olmadan gülüyorsunuz. Oldukça kolay okunan ve akıcı bir eser. İlk cildi daha çok sevdim, ikinci cilt birincinin gördüğü ilgiden dolayı romanın devam ettirildiğini hissettiriyordu ve özellikle ikinci yarısında zaman zaman sıkıldım. Ama elbette mutlaka okunması gereken bir başyapıt. Sonrasında Jale Parla ve Nabokov incelemelerini öneririm, hem esere hem de daha geniş çerçevede Edebi eserlere bakışınıza katkıda bulunacak kitaplar ikisi de. Önsözü kitabı bitirdikten sonra okumanız bence daha iyi olur-ki Jale Parla’nın kitabından bir bölüm önsöz de. İkinci cilde geçince eş zamanlı okuma yapar ya da iki cilt arasına bir iki kitap alırsanız daha kolay okuyacağınızı düşünüyorum, ben eş zamanlı okumalar yaptım. Son olarak, bu eseri tam metin halinde ve Roza Hakmen çevirisiyle okuyabilmenin büyük şans olduğunu düşünüyorum.