Çok mutluydum.Ama bu, aklımın ölçerek anladığı bir mutluluk değil, tenimin yaşayarak tanıdığı ve daha sonra sıradan hayatın içinde, bir telefon açarken ensemde, acele acele merdivemleri çıkarken kuyruk sokumumda ya da dört hafta sonra nişanlanmayı kurduğum Sibel ile Taksim'de bir lokantada yemek seçerken göğsümün ucunda hissederek hatırladığım bir şeydi.