Kitabı okurken İstanbul'dan kalktım ve yıllar önce ayrıldığım köyüme, baba ocağına geri döndüm.. Tarlasını bahçesini gezdim dolaştım, ağaçlarından meyve topladım, mis gibi toprak kokusunu içime çektim.. Sonra balkona çıktım ve derin bir nefes daha çektim içime egzos, asfalt, zift, nem; İstanbul.. Ne demiş atalarımız: "Doğduğun değil, doyduğun yer." Uzun uzun yazmak istiyorum. Aklıma ne anılarım, ne yaşanmışlıklarım geldi.. Ama saate baktım da randevuma geç kalıyorum. Burası İstanbul... Zaman su gibi akar gider de farkına bile varamadan geç kalırsın hayata. Koşmak lazım :)