Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatma

• Bahara karşı konulamaz ve çiçekler açar. • Bir sağ gözünden .Bir sol gözünden .İşte biri çenesine kadar ulaştı .Öbürü -yazık- yarı yolda kaldı.Ağlamak bu muydu? • Ah bu rüzgâr, bu üşüten yalnızlık. • İnsanlar ölür ve cenazeler kalkar. Söyleyecek sözü olanlar için bu da bir vesiledir.
Reklam
•Yorgunluk bir tül, ince bir sis gibi yavaş yavaş üzerine çöküyordu •Unutma ki, sevgili dostum, ölümlüdür görüntüler dünyası, ölümlü, son derece ölümlüdür... •Hiç kimse bir başkasının yürüdüğü yolda ne kadar ilerlemiş olduğunu göremez •Ne var ki, sözcüklerin renkleri yok, kenarları köşeleri yoktur, bir korkudan, bir tattan yoksunlar. Senin huzura kavuşmanı engelleyen de budur belki, o pek çok sözdür belki.
• “Bütün inançların temeli sevgidir. Her kim bir şey veya kimseyi severse ona inanmış, boyun eğmiş, kulluk etmiş olur. Kulluk, sevginin yedi derecesinden biridir ki ilk adımda dostluk başlatır. Bu dereceler ezeli ‘ilgi’den doğar, ilgiyi 'sevgi’ takip eder. Sonra ‘tutku’, ‘aşk’, ‘şevk’ ve ‘kulluk’ diye devam edip ebedi ‘dostluk’ta nihayet bulur. İyi veya kötü, yararlı veya zararlı her tür sevginin bir etkisi, sonucu, meyvesi ve hükmü vardır. Coşku, zevk, özlem, yakınlaşma, ayrılma, uzaklaşma, terk etme, sevinme, üzülme, ağlama gülme... • Doğan her şey gibi sevgi de belli bir ömrü yaşayıp tamamlıyor ve sonunda yok oluyordu. • “İnsanın hamurunun sevgiden yaratılmış olduğu”nu söylediği zaman ne demek istediğini artık biliyorum. İnsan sevgi ile yaşar, sevgisiz ölürdü. Sevgi bir cennet, sevgisizlik de cehennem sayılırdı. Sevgisiz yaşayanların ölülerden farkı kalmıyordu çünkü. Sevgiyle yaşamak da kıskanmakla devam ediyordu. • Kişinin gönülde kendisi olmak sevginin başlangıcı, sevgilide kendisi olmak ise sonu olmalıydı. Birincisi hamlık, İkincisi olgunluk ve pişmeydi ... • Sevilen, bir sevenin aynasına sahip olmadığı zaman kendi güzelliğinin mükemmelliğini göremiyor ve bundan rahatsız oluyordu. • İnsanlar birbirlerine gülüyorlarsa aralarında nefret, birbirleriyle gülüyorlarsa aralarında sevgi çoğalıyordu. • Ama gariptir, ben bu dünyada kimi seversem Allah benden uzaklaştırıyor. Onun için, Kamber Can, ben seni hiç sevmeyeceğim.” • Lâkin benim kaderim kef harfiyle yazılmış olmalı ki hep keder oldu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
☆ Okuduğu birçok kitap huzursuzluğun perçinledi. Kitapların her sayfası bilgi diyarına açılan bir delikti.Okudukça açlığı arttı. • Hayat denen çorak topraklarda bir damla mutluluğa hasrettiler. •Tam kaybettiğini sandığı sırada şartlar değişmiş ve kazanan Martın olmuştu. • “Sevgi dünyadaki en yüce şeydir,” • Hiç kuşkusuz bu insanların tümü de
•Şairlerin, alimlerin en önemli eserleri ümitsizlik ve öfke hallerinde yazdıklarıdır. •Nefret edilecek aşağılanacak vaziyetlerin aşkı öldürmemesi , biraz acı...
Reklam
• Siz sizi bu tan ile cehalet ve geriliğe bağlayan fikirlere yaslanmış ve onlara yapışmışsınız... Sizi aydınlatmaya çalışanların Taze, yeni ve güzel telkinlerini adeta cinayet sayıyorsunuz. • Duyduğunuz her yeni fikre kızmayınız. Onları iyi niyetle kabul edebilmek için idrak sahibi olmaya çalışınız. • Meğerse bir kız için dama çıkmak pek ayıpmış... Bu memlekette kızlar için ayıp olmayan ne var acaba?... • Niçin endişe etmeli ? Şu dünyada erilen başka ne var ? Hayat yalan... Ölüm hakikat...
•İnsanın yüreği taştan olmalı ki yakınlarına acımasın, değil mi ya efendim... • Ama biliyorsunuz ki yıldızlara bile dürbünle bakıyor insanlar. İddia ederim para koyarım ki siz bir yıldızsınız, hem de parlak bir yıldız, yıldızlar ülkesindeki en parlak yıldızsınız...
•İşin en korkunç yanı. Yemin ederim, ben deliyim. •Olgunlaşmamış insanın özelliği, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir •Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkese özlemeye başlıyorsunuz sonra.
İlim, oradan buradan toplanan, Bir şey üstüne bir şey koymaktır. Böyle devam eden bir insan Bir gün hikmete ulaşacaktır . Çünkü sel kocamandır, lakin, Damlalardan oluşmaktadır.
Reklam
Kimse kimseye acımasaydı, hiçbir insan acınacak halde bulunmazdı...
• Zavallı hafıza ! Günden güne yok olduğunu hissettiğimiz vücut denilen şu toprak yığıntısının üzerinde durmadan sonsuzluk için çalışır durur... Hüzünlü bir bakışı senelerce muhafaza eder... Bir sözü bir tebessümü yıllarca saklar... Etrafında baş döndürücü bir hızla geçen bütün hatıra ve tesirleri hemen tutmaya çalışır. Bu tahammülü aşan çaba ile bütün kuvvet ve takati kaybolunca bize ümit veren istikbal biter; hayatımıza eşlik eden mazi, unutmuşlar derryalısı için de yok olur. • Hiç! Ağlamak esaretin en büyük hakkıdır. Biz o hürriyete sahibiz! Diyordu.
• " Yeterinden fazla uzamış, zorlamalı ertelemelerle sündürülmüş bir oyunun son sahnesi... Bitiyor " Perde..." diyebiliriz artık. • Yaşamak... Yosun gibi, ot gibi... Ya da yediveren gülleri kıskandıracak verimlilikte. Her yönüyle, yanlızca beni ilgilendiren bir kavram . Onu sürdürmek ya da sonlandırmak bile bana kalmış.
•" Bir duygunun bağı çözülünce bütün duygular da değişir, şenlenir.Bir duygu hissedilmez şeyleri görürse, bütün hislere gayb zahir olur. " • Hayat kimisine erken başlatıyor sınavını. Ya biz? Bizler geçebilecek miyiz dünya sınavından? Hiç sanmıyorum! Dünyanın bir yerinde zulme uğrayan, açlıktan uyuyamayan, okul yerine işe giden bir çocuk varsa bizim ne uykumuz helal ne de lokmamız . • Zaman su gibi akıp gider ; sen yolcu,hayat han.
• Ah, biçare hırpalanmış, ezilmiş hayat ! Mai bir gece ile siyah bir gece arasında şu nasipsiz , talihsiz ömür ! • Demek hayat dedikleri şey böyle sonuna kadar müthiş darbeler toplamakla geçecek. • Çocuklukta hep böyle değil midir ? Hatıralar hava ve zaman etkisiyle yıpranmış, delip deşik olmuş bir sayfa şeklinde kalır. O zaman en çok etkileyen şeyler, hatıralar tablosunda en derine kazılır.
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.