Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Neslihan Akcapınar

"Üniversite yurdunun tuvaletinde, aynı anda hem bir hayat hem de bir ölüm doğurmuştum. İlk defa kendimi nesillerin içinden geçtiği bir kadınlar zincirinin parçası olarak hissettim."
Reklam
"Ne ekersek onu biçeriz. Ne pişirirseniz onu yersiniz. Gençlerin zihnini ve ruhunu bakımsız bir tarla gibi boş bırakırsanız orada sadece ısırgan otu, devedikeni ve benzer yabani otlar yetişir."
"Şimdi kilitli bir kütüphanede durmadan tozlanan hiç okunmamış bir kitap gibiyim. Uzun ve sıkıcıyım. İçinde ne olduğunu kimse bilmiyor. Merak da etmiyor işin kötüsü."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Konuşmalarda beş dakika sınırımız vardır. Bir insanın beş dakika içinde söyleyemediği şeyi hiç söylememesinin daha iyi olacağını düşünüyoruz."
"Lucas, şuna inanıyorum ki bütün insanlar dünyaya bir kitap yazabilmek için gelmiştir, başka bir şey için değil. İster sıradan ister çok özel olsun, önemi yok, yazmayan kişi yitik insandır, iz bırakamadan gelip geçer."
Reklam
"Onun sevgisinden emin oldu; karşılığında kalbi istendi, ki belki ikisi de bu kalbin ona ait olduğunu iyi biliyorlardı..."
"Ve beni yalnız bir kadın olarak düşünme yanlışına düşmeyin. Ben tek başımayım, buysa bambaşka bir mesele. Tek başına olmak bir kuvvettir; yalnız olmak bir zayıflıktır. Yalnızlığın tedavisi tek başınalıktır."
"Devlet sanatçısı unvanının verilmesi onu 'bahtiyar' etti. Meydan Larousse Ansiklopedisinin 9. cildinin 51. sayfasinda yer almaktan duyduğu hazzı tarif edemedi."
"Ve daha o anda, gecelerden bir gece, kızını paltosuna sarmış, onunla birlikte yeni serüvenlere atılmak üzere yola çıkmış olarak gözümün önüne getiriyordum onu."
"Bu at geldi, artık Ahmet gidecekti. Bir daha hiç Ahmedi göremeyecek, bütün bir ömrün mutluluğu bu kadar az süren bir sevgide kalacaktı. Bütün bir ömür dönüp dönüp bu gecenin tadını yaşayacaktı Gülbahar."
Reklam
"Belki de karaya vurmuş bir balığın başına ölmekten başka hiçbir şey gelmeyeceğini bildiği için tercih etmişti zarganaya dönüşmeyi. Belki de gerçekten bir zarganaya benzetiyordu kendisini. Neden insanım sorusunu yanıtlayamayanlar, neden bir zarganaya dönüşüldüğünün yanıtını da bekleyemezler tabii."
"Bu hikayede neredeyse tek karakter yok, tek bir dramatik karşılaşma yok çünkü hikayedeki insanların çoğu çok hasta ve devasa güçlerin huysuz oyuncakları olmuş durumdalar. Savașın temel etkilerinden biri şu, insanlarda karakter olacak cesaret kalmıyor."
"Konstantinopolis'in nasıl bir yer olduğunu bilirsiniz. İki veya üç milyon nüfusa sahip dev bir şehir. Belki de beş, kim bilir."
"Hayatıyla ilgili olabilecek her şey için, hatta Pablo Escobar için, Tanrı'ya ve Meryem Ana'ya dua ediyordu. "Belki de o senin yardımına daha fazla muhtaçtır," diye yazıyordu günlüğünde Tanrı'ya. "Daha fazla acıya yer vermemesi için ona doğru yolu gösterecek güçte olduğunu biliyorum ve bizim durumumuzu anlaması için sana onun adına yalvarıyorum."
"Ya gerçekten de yaşamam gerektiği gibi yaşamadıysam, bilinçli seçtiğim yaşamım yanlışsa?.."
"Yalnız bir adam gülümsemeyi unutmuştur, neşe içinde meleklere gülme alışkanlığını yitirmiştir, hem artık çevresinde melek de kalmamıştır."
Reklam
"-- benim bütün hayatımın mecazıdır bu. Ben de sanki başka odalarım varmış gibi yapıyorum; oysa yüreğimin derininde ben de biliyorum başka odam olmadığını, depom yok, depoda sakladığım mal falan yok."
"Mutluluğun altında, söke söke kazanılan refahın gerginliği."
"Natalia Ginzburg yeryüzünde kalan son kadındır. Öbür insanların tümü erkektir: Çevresinde dönüp dolaştıklarını gördüğü kadinlar da artık erkek dünyasına, karar veren, seçen ve yapanların dünyasına aittir. O - daha doğrusu özdeşleştiği gerçekçi kadın başkahramanları- bu dünyanın dışında olduğu için yalnızdır; kuşaklar boyunca yeryüzündeki kadınlar beklemekten ve katlanmaktan başka bir sey yapmamışlardır: Sevilmeyi, evlenmek için seçilmeyi, anne yapılmayı, aldatılmayı beklemişlerdir."
Geldikleri o ürkütücü, kuru kemiklerle dolu mekanda kafataslarına basarak yürüyordu; her yanı felaketle çevriliydi.
"Fazla nüfus nedir sen mi biliyorsun? Nerededir bu fazla nüfus? Kimin yaşayıp kimin öleceğine sen mi karar vereceksin? Yaprağın üstündeki böcek, toz toprağın içinde debelenen aç kardeşlerinden yakınıyor, Yüce Tanrım!"