Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aaa e bu ben.
Yolda yürürken köpekler ve kedilerle selamlaşırlar. Birçok insan sûretine selam vermekten daha iyidir bu. Dağ tepe dolaşmayı severler Düşkündürler yağmurun sesine karın neşesine Bitkilerle konuşmak da delilikleri arasındadır.
- Ee, komşuya gittiğinde komşu hanım "Bu cuma gel, Kağıthane'ye gidelim" diyecek, kandıracak. Nihayet olmaz! Sen benim kız gibi öyle uslu, olgun bir kız, bir kadın tanırsan getir kızla görüşsün, konuşsun ki kız da ondan bir şeyler istifade etsin. O vakit ben sana ne diyebilirim? Yoksa başka türlü olmaz. Ben bu kızı on beş sene var ki böyle saklıyorum.Babası da benim, anası da ... Fena mı terbiye vermişim? Eğer verdiğim terbiye fenaysa bu usulü değiştireyim. Fakat zannederim ki değil. - Aaa, ben öyle mi dedim! Ben kız sıkılıyor diyorum. Yoksa ...
Sayfa 40 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri : Ömer Aslan, VI. Basım: Şubat 2020Kitabı okudu
Reklam
O, Namık ve ben bir akşam yemeğe gittik. Kulağıma eğilip, "Annemler haftaya Ankara'ya geliyorlar" dedi. "Aaa ne güzel, belki sen de gelirsin, işleri mi var Ankara'da?" dedim. "Senin için geliyorlar ve benim için." Anladığım kadarıyla bu evlenme teklifiydi. Soru olmadığı için "evet" cevabı da yoktu. Ona sarılıp ne kadar mutlu olduğumu da söyleyemedim. Namık'tan utandım… Ankara'daki evimizde nişan, Beyoğlu Evlendirme Dairesi'ndeki nikâhtan (30 Nisan 1975, saat 13:15) sonra ailemin bir tiyatro oyuncusu ile evlenmeme pek sıcak bakmamasına rağmen evlenmiştik. "Nikâh için kâğıtlarınız askıda kalacak." Bu bilgi bizi korkuttu. Ne kadar süre askıda kalacağı bilinmiyordu. Benim hemen evlenmem gerektiğine dair bir rapor olursa, yıldırım nikâhı yapılabilecekti. Böylece istediğimiz tarihte evlenebilecektik. Sonuçta bana "sağlık sorunları yüzünden acilen evlenmemin şart" olduğunu bildiren bir rapor aldık. Çok utanmıştım… Formalite icabı bile olsa sevmemiştim bu durumu… Nişan yüzüklerimizi takan Yüksel Eniştemiz benim şahidim, Ertem Eğilmez de O'nun şahidiydi. O'nun damatlık smokinini yapımcı Yılmaz Kuzgun hediye etmişti, gelinliğimi Şişli'de bir mağazadan kiralamıştık.
Sayfa 18 - Doğan KitapKitabı okudu
Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı. "Merhaba." "Selam," dedi Julia uykulu ve
Sayfa 55
Saf gelin hikayesi
“Saf Gelin'in kim olduğunu bilmemelerine rağmen, kasaba gençlerinin, bir araya geldiklerinde ondan söz etmemeleri görülmüş değildi. Birbirlerine, sabah akşam, içleri gıcıklanarak Saf Gelin hikâyesi anlatırlardı.” Saf Gelin on beş yaşına kadar, dünyanın bütün kötülüklerinden korunarak ve evde nadide bir çiçek gibi saklanarak, hiçbir şeyden
''Peki burçlarınız ne?" diye sordu Nisan, "Ne zaman doğdunuz?" "7 Ekim." diye mırıldandım, "Terazi burcuyum ben.'' "Gerçekten mi?" dedi bir anda heyecanla, "Ben de terazi burcuyum! 1 Ekim'de doğdum." "Aaa!" dedim yapmacık bir şaşkınlıkla, "İnanlmaz.'' Masada ufak bir gülüşme olduktan sonra Eren söze girdi. "İşin garip yanı ben de terazi burcuyum." dedi Eren, "21 Ekim'de doğdum." Eren'e şaşkınlıkla baktığım sırada elini kaldıran Bulut söze girdi, "19 Ekim." dedi şaşkınlıkla. "Uraz?" diyen Nisan dehşet içinde Uraz'dan gelecek cevabı bekliyordu. "11." dedi Uraz ve biz merakla beklerken ekledi, "Ekim. "Şaka filan mı bu?" dedi Nisan eli kalbinde. "Ne bu Terazi Burçlarını Toplama ve Yok Etme Kampı mı? Böyle bir örgütün eline mi düştük?"
Reklam
Fıtık Amca, o dolaylardaki sinemalarda oynayan bütün filmleri seyredip “Hazret-i Ömer’in Adaleti” adlı yerli filmi uygun bulup karısına o filmi görebileceğini söylüyor. Necmiye... Genç kadının adı. Gidiyor sinemaya... Fıtık Amcanın içi pırpır... Ertesi akşam erkenden eve dönüyor. Oh, çok şükür Necmiye evde. — Necmiyaa? — Efendim. — Ne yaptın ben
Sayfa 18 - Du Bakali N’olecakKitabı okudu
Aaa ben :D
Keşfettiğim şeyi Ethan’ a söylemenin tam sırasıydı. Ona söylememem için hiçbir neden yoktu. Ama Ethan bu kasetleri dinlememi istemeyecekti. Beni ilgilendirmediklerini söyleyecekti — hep her şeye burnumu sokmamdan yakınırdı. Aslında hiç de öyle biri değildim, sadece doğuştan meraklıyım . Bunun nesi yanlıştı?
Sayfa 55
67. Taş, Kağıt, Makas (Aaa! baştaki şapşallığı ben de yapıyordum...)
İnsanların gerçekten rastgele seriler yaratmadaki beceriksizlikleri meşhurdur. Örneğin çok sık el işareti değiştirme, (gerçekten rastgele bir seride oldukça sık gerçekleşmesi gerekenin aksine) art arda iki ya da üç kez aynı el işaretini yapmaktan kaçınma eğilimindedirler. Gerçekten örüntüsüz seriler yaratmaya yönelik kendi gelişigüzel çabanızın başarısızlığa mahkum olduğunu bildiğinizden daha iyi bir strateji düşünmelisiniz: Kütüphaneden (ya da internetten) rastgele sayılardan oluşan bir dizi alın. Parmağınızı bu dizideki bir yere urastgelen koyun ve sonraki 100 haneyi not edin. Örneğin tüm O'ları atın, sonra da her bir 1, 2 ya da 3'ün yerine "T" (yani taş), her 4, 5 ve 6'nın yerine "K" (yani kağıt), her 7, 8 ve 9'un yerine de "M" (yani makas) koyun. Bu size yaklaşık 90 hamlelik bir dizi sağlayacaktır (zira yaklaşık on O'ı attınız), bu da bir maç için yeterli olacaktır. Artık oynamaya hazırsınız; temel kuralsa bariz: Listenizi saklı tutun. Eğer rakibiniz listeyi göz ucuyla bile görürse tümüyle onun insafına kaldınız demektir. Deyim yerindeyse sizi kaz gibi yolacaktır. Öte yandan listenize ulaşma ihtimali yoksa sizin ne yapacağınızı tahmin etmeye, düşünce hattınızı öngörmeye çalışmak zorunda kalacaktır. (Kısacası size, davranışını listenizden kolaylıkla okuyabileceği basit bir mekanizma gibi davranmak yerine istemsel perspektiften hareket edip akıl yürütme biçiminize dair akıl yürütecektir.)
Sayfa 344 - AlfaKitabı okudu
Aaa bu ben:))
Birazcıktan şu yukarıdaki darağacına sallandıracaklarını bilsem gene karnımı bir sıkı doyurmaktan caymazdım
Reklam
"Dur da önce bir nefes alayım." Remy viskisini yudumlarken kadehindeki buzlar şıngırdadı. "Neden bana aldığın kıyafetleri göstermiyorsun?" diye gülümsedi ona. Zandra sırıtarak, "Senin aldığın kıyafetleri mi demek istiyorsun?" diye hatırlattı çünkü Zandra kendi alışveri­ şini kendi yapmak için her türlü imkâna
Sayfa 311
ally aaa ally -a-a-
Ben beni sevmeni isterdim, kalkıp beni ezberleme!
Sayfa 55 - SEL YayınlarıKitabı okudu
Sahaflarda Gezinmenin Keyfi
Kolileri taramaya başlarım. Leş gibi olurum. Keşfetmek önemlidir. Bir kere onu orada ben bulacağım. Aaa, bu burada nasıl çıkar, diyeceğim.
Sayfa 160Kitabı okudu
Kitapları okuyanlarla değil kitapları yaşatanlarla tanışacağım ben
“Seni kitap okuyan insanlarla tanıştıracağım.Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer.” Buna benzer sözlere denk gelince inanmıştım sonra bu inancın hayal kırıklığına da yaşamıştım. Sonra buna inandığım için kendime kızmıştım. Lisede çoğu zaman klasik okuyan kuzenim (çocukluk arkadaşım) vardı. Klasikler hayatla iç içe
Aaa !Bu ben oluyorum
Canından bezmiş, dünyasından geçmiş bir hali vardı.
Sayfa 299 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
373 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.