Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Acı bir gerçek, ama pek çok öğretmen bugün, eğitiminden sorumlu olduğu öğrencilerden daha geri durumdadır.
Sayfa 54 - Çizgi yayınlarıKitabı okuyor
Brüksel’deki Moda Moda isimli sado-mazo barın müdavimlerinden birini tanımıştım. Evli ve üç çocuklu bir adam. İçinde önlenemez bir istek vardı gerçek bir kaltağa dönüşebilmek için. Tek arzusu bir fahişe olabilmekti. Koridorlarında dolandığım hastaneye geldiği zaman gecenin ilerisinde, derin kesiklerini diktirmek için, iç çamaşırından hijyenik ped
Reklam
Bu beceriksiz ve ilkel insanlar gerçek doğayla iç içe yaşıyorlar ama doğaya hiç de iyi bakmıyorlar. Onların da sonu sanırım birkaç yüzyıl sonra bir fanusun içinde yaşamak olacak. Kendilerine bahşedilmiş nimetlerin değerini geç kalmış olarak anlayacaklar. Demek ki, hangi gezegende olursa olsun, insan acı bir ders almadan, kıymet bilmeyi öğrenemiyor!
Kötülüğün özü, acı duyabilen bir varlığa kasıtla uygulanan şiddettir. Bu ise çoğu kez bilinçaltının ve kültürel kötülüğün dışa vurumudur. Bu yüzdendir ki, "jenotip saldırganlık" teknolojiyle birlikte bütün kainatı kapsayacak bir boyut kazanmıştır. Mesela Musevi-Hristiyan gelenekleri, Allah'ın bütün varlıkları, dilediği gibi kullanmaları için insana teslim ettiğini söyler. Oysa İslam bunu reddeder. İslam'a göre insanın bunlardan ihtiyacı nispetinde istifade hakkı vardır ama asla tasarruf hakkı yoktur. Tahrif edilmiş dinlerin mensuplarının idarecisine bir de seküler dünyanın sömürgeciliğini eklediğimizde, içinde debelendiğimiz kötülük sarmalının gerçek nedeni anlaşılır.
Doğrusu buydu. Buydu ama, her doğru ama acı gerçek gibi,beğenmedi bunu.
Gerçek ama neden?
Ölümsüz ahengin sağlanması için acı çekmesi gereklidir insanın, doğru ama masum çocukların bununla ne ilgisi vardır?
Sayfa 35 - Timaş Yayınları,3.BaskıKitabı okuyor
Reklam
Varoluş sancıları herkeste varolmuş
XIX İLKGENÇLİK İlkgençlik yıllarımda sürekli düşünmekten, hayal etmekten hoşlandığım şeylerin neler olduğunu söylesem, sanırım kimse inanmaz bana. Çünkü bunlar ne yaşıma ne de toplumsal durumuma uygun şeylerdi. Ama kanımca insanın toplumsal konumuyla ahlaki konumu arasındaki birbirini tutmazlık, gerçekliğin en şaşmaz belirtisidir. Kendi içime
Ne kadar acı ama gerçek..
Bir çocuğun sefaleti bir anneyi, bir delikanlının sefaleti genç bir kızı ilgilendirir, bir ihtiyarın sefaletiyse kimseyi ilgilendirmez.
Sayfa 1167Kitabı okuyor
Bu arada Israil-Filistin meselesini çözmenin ya da Müslümanların taciz edildiği ve hor görüldüğü durumları gidermenin İslami terörü bir anda bitireceğini iddia ediyor falan değilim. Acı gerçek şu ki böyle bir şey için artık çok geç. Sermaye biriktirmenin de, terörizmin de momentumu vardır. Ama taciz ve horgörü olmasa terörün baş göstermeyeceğini söylemek makul bir yargıdır.
"İnsanlar değişiyor. Özlediğin kişi artık var olmayabiliyor. Kahretsin, hepimiz değişiyoruz işte. Bir şey yaşanıp bitti mi artık çok geç oluyor; o şeyi ilk kez yaşarkenki duyguyu asla geri getiremiyorsun. Acı ama gerçek bu.”
Sayfa 309Kitabı okudu
Reklam
Yaşar Kemal ile söyleyişi
-Romanda nereye ulaşmak istiyorsunuz diye sorsam? -İnsan gerçeğine biraz daha yakınlaşmak. Bir karanlıktan gelip bir karanlığa gidiyoruz. Homeros, İlyada'da, "İnsanoğlu en acı çeken yaratıktır." diyor. Çünkü ölümün bilincine varmış tek yaratık insandır. Şimdi, nedir bu dünyaya bağlılığımız? Dostoyevski, Budala'sında "Insanoğlunu sonsuz bir uçurum üstüne ayağını koyacak kadar orada yaşamaya mahkum edin; yağmur altında, karda kışta, o acı içinde, açlıkta yoklukta yaşar da ölmeye razı olmaz, yaşamını sürdürmekte direnir." diyor. Belki bu bir simge ama biliyoruz ki insanoğlu açlıklar, yokluklar, sefaletler, aşağılanmalar arasında yaşamaya devam ediyor. Nedir bu? Varmak istediğim gerçek, insanın içinde ki bu sevinç ne? Ben, sevincin türküsüyüm. Onu söylüyorum boyuna.
Geyiğin aslanla yan yana yattığını, öldürülen bir adamın dirilip katiliyle kucaklaştığını gözlerimle görmek isterim. Başkaları dünyada olanların nedenini öğrenirken bulunmak isterim. Yeryüzündeki dinlerin temeli bu isteğe dayanıyor; benim de yeteri kadar imanım var. Ama arada çocuk meselesi var, çocukları ne yapacağız? Bu meseleyi çözemiyorum. Yüzüncü defadır tekrarlıyorum: Elimde konu pek çok, ama ben yalnız çocukları ele aldım. Diyelim ki ölümsüz ahengi sağlamak için acı çekmemiz gerekiyor, kabul. Ama çocukların ne ilgisi var bununla, lütfen söyler misin bunu bana? Onların hayatta acı tatmak, ıstırap çekmek pahasına ahenk satın almalarına ne gerek var? Neden onlar da malzemeye girip, kim bilir kimin uğruna yarınki ahengin zeminini gübreliyorlar? İnsanlar arasındaki günah ve ceza konularındaki dayanışmayı anlıyorum, ama çocuklara uygulanamaz bu. Yok, eğer babalarının günahlarında bunların da payı varsa, bu, dünyamızın dışında bir gerçek olur, bu kadarını aklıma sığdıramam.
Sayfa 324 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"Ama aşkın modası geçti artık, şairler öldürdü aşkı. Aşk hakkında o kadar çok şey yazdılar ki, kimse onlara inanmaz oldu; bence çok normal. Gerçek aşk acı çeker ve susar .Hatırlıyorum da , ben bir zamanlar ...Ama artık önemi kalmadı. Sevda maziye karıştı. "
Sayfa 13
“Ama aşkın modası geçti artık, şairler öldürdü aşkı. Aşk hakkında o kadar çok şey yazdılar ki, kimse onlara inanmaz oldu; bence çok normal. Gerçek aşık acı çeker ve susar.”
Acı ama gerçek.
İnsanoğlunun yaşamında depremlere ve sellere, isyanlara ve devrimlere ihtiyacı vardır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.