Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Âdem'in yaratılmasından bu zamana kadar bunca yıllar, asırlar geçmiş olduğu halde insan cinsi yaratılışından beklenen olgunluğa ermedi.
Sayfa 221 - 9. Cilt
GAYB MESELESİ
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir: Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
Sayfa 216 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Reklam
Hz Adem'in özelliklerinden özellikle dili konuşabilmesine atıf yapıldığını da hatırlayalım; dil konuşabilme özelliğiyle “sorumlu insan” dünyadaki yerini almıştır.
...Hâlâ üç kuruş maaşla hayatını o müzeye adamayı sürdürecek misin?" diye sordu. Sesimi çıkarmadım. ' Aklını başına topla Leyla,' diye uyardı. 'İstanbul'u Savunma Derneği filan, bunlarla bir şey olmaz. Solcu sevgilin uyuzunu kaşımak için böyle etkinliklere katılabilir.Ama sen mantıklı bir insansın. Benim gibi sen de
Sayfa 132 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Nitekim ulu Allah (c.c), kendini büyük görüp Allah'ın ululuğunu kabul etmediği için İblis'in tevbesini kabul etmemiştir. Buna karşılık Hz Adem'e Tevbe etmeyi ilham etmesi ve tevbesini kabul etmesi, kendi dili ile günahını itiraf etmesi, pişmanlık duyması ve kendini suçlamasından dolayıdır.
Sayfa 61
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Reklam
Cafer es-Sâdık Allah'ın şu anki Adem'den önce milyonla ifade edilebilecek sayıda Adem'i yarattığını söylemiş, buna benzer bir görüş İmam Muhammed Bakır ile meşhur mutasavvıf Muhyiddin İbn-i Arabi tarafından da dile getirilmiştir.
Sayfa 200 - Ankara Okulu
Kur'an'ın Arapça bir söz olarak vahyedilme sebebi ise, Arapçanın Adem'in cennete konulup bilahare kovulduğu zamandan bu yana diğer dillere kesbedegeldiği faikiyet değil, Allah'ın son elçisinin mensup olduğu kabilenin Arapça konuşup anlaşmalarıdır.
Sayfa 9 - Ankara Okulu
Şeyh Abdüsselam Barzani, Osmanlı Devleti sınırları içerisinde yaşayan Kürtlerin "adem-i merkeziyetçilik" ilkesi gereğince yönetilmesi için bölgedeki şeyh ve ileri gelenlerle çalışmaya başlamıştır. Bu meyanda Duhok'ta Şeyh Nur Muhammed Birifkani'nin evinde bir toplantı gerçekleştirmişler dir. Bu toplantıda şu kararlar alınmıştır. Beş Kürt bölgesinde resmi dil Kürtçe olmalıdır. Eğitim dili Kürtçe olmalıdır. Tayin edilen kaymakam, nahiye müdürleri ve diğer memurların Kürtçeyi iyi derecede bilenlerden olması gerekir. Devletin dini İslam olduğu müddetçe mahkemelerde verilen hükümlerin İslam şeriatına göre verilmesi gerekir. Yargı ve fetva makamında olanların Şafii mezhebinden olmaları gerekir. Mükelleflerden alınan vergilerin şeriata uygun olarak alınması gerekir. Şeriata uygun olmayan ve onun dışında kalan vergilerin alınmaması gerekir. Vergilerin (zorunlu hizmetlerin karşılığı olarak) eskiden olduğu şekliyle alınması ancak bunların Kürt bölgelerindeki yolların onarımı için kullanılması gerekir. Kararlaştırılan bu talepler katılımcıların imzalarıyla birlikte Meclisi Mebusan'a ve Seyyid Abdülkadir, Emin Ali Bedirhan ve Şerif Paşa gibi Kürt ileri gelenlerine gönderilmiştir. Şüphesiz İttihat ve Terakki, Şeyh Abdüsselam'ın bu taleplerinden çok rahatsız olmuş ve bunu devletin birliği ve bütünlüğü için tehlike olarak görmüştür.
Sayfa 194Kitabı okudu
lehçe
Unutulmuş bir lehçeyle severim seni Ey kadın, Adem'den olma Havva'dan doğma Benim bu deliliğim akşamdan kalma Yaram Hayat'ın göğsünde bir ur Elbet beni de bir gün seven bulunur Konuşurum güneşin eski bir aksanıyla Kimse anlamaz, belki umulur. Ey kadın, aksayan dili dünyanın Ah, keşke sabahın bir dili olsa Ötesi... Ölüm'den olma, Hayat'tan doğma...
Sayfa 475 - Kırmızı Kedi Yayınevi, İkinci Basım, Ekim 2017
Reklam
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
Adem'in cennetteki görevlerinden biri dili icat etmekti, her bir yaratığa ve nesneye adını vermekti. O masumiyet döneminde, dili doğruca dünyanın özüne gitmişti. Onun sözcükleri gördüğü nesnelere eklenmekle kalmamış, özlerini ortaya koymuş, sözcüğün tam anlamıyla onlara hayat vermiştir. Bir nesne ve adı birbiriyle yer değiştirebiliyordu. Cennetten kovuluştan sonra ise bu artık geçerli olmadı. Adlar nesnelerden koptu; sözcükler bir dizi keyfi işarete dönüştü, dil, Tanrı'dan koparılmıştı. Bu nedenle cennetin öyküsü yalnızca insanın kovuluşunu anlatmakla kalmaz, dilin kovuluşunu da nakleder.
Tatlı dilli olmak; kadının kocasına karşı güzel bir şekilde ve yumuşak ses tonuyla konuşmasına işaret eder. Ayrıca dili; iftira, küfür, lanetleme, başkalarına yapılan iyilikleri sürekli dile getirme, saygısızlık, yalancılık, gıybet, kötü konuşma gibi afetlerden korumayı da içerir. Kaç evlilik mutsuzluk ve boşanma ile neticelenmiştir dilin afetleri yüzünden? Dil, Allah'ın bize bir lütfu ve emanetidir. Öyleyse dili doğru kullanmaya azami gayret göstermek gerekir. Dil öylesine hassas bir organdır ki; birkaç saniye içinde kişiye hayatı boyunca unutamayacağı bir üzüntü yaşatabilir.
Sayfa 43 - Rihle Kitap
Kardeşini. Hastaları ziyaret et. Onlarda ne ibret alınacak şeyler var. Aczini, Allah'a karşı fakrini düşün. Allah'ın, lutfuyla sana bahşettiği sıhhatini ve o sıhhatle yapmış olduğun ibadetlerini, Allah'ın Ihsan'ı bil ve şükret. ' Allah, hasta kulunun yanındadır. Hastaya dikkatle bak. O daima Allah'a sığınır. Doktor da baksa, ilâçta alsa, şifayı Allah'dan bekler. Onun dili daima Allah'ladır. Kalbiyle Allah'ına iltica eder. Allah'dan gaflet etmez. Allah onunladır. Allah-ü Zül Celâl, kıyamet gününde Ey Adem oğlu, ben hasta oldum da beni ziyarete gelmedin,diyecek. Ya Rab, Sen Rabbülâleminsin nasıl seni ziyaret edebilirim, deyince; bilmiyor musun falan kulum hasta idi onu ziyaret etmedin. Eğer ziyaret etse idin, beni onun yanında bulurdun. Yâni, hastanın dili ve kalbi, Ya ŞAFI diye feryad ediyor.
185 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.