Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ah benim elleri kitap kokan sevgili dostum…
Sevgili dostum... Bugün yokluğunun yüzüncü günü. Geçen yüz gün boyunca seni aramadığım yer kalmadı. Sen kitapları çok severdin ve ben de bu yüzden ilk olarak seni kitaplarda aramaya başladım. Belki yemyeşil kırlardan koparılmış ve kitabın arasında kurutulmuş masum bir papatya gibi sen de bir kitabın sayfaları arasında kalmışsındır. Belki de çok
Sayfa 47
Ah bu şarkıların gözü kör olsun...
Şarkılar mesela, işimizi epey zorlaştırır. Sanat eserleri, yani iyi olanlar, genellikle bizden uzun yaşarlar. Unutmak istediğimiz bir mesele varsa ve onlarla bağlantılıysa, her karşılaştığımızda bize hatırlatırlar.
Sayfa 26 - Hep KitapKitabı okudu
Reklam
Kurbanlık Bu akşam görkeminin eşiğindeyim Gına gelmişim bu çabadan telaştan gına İthamın dürtüsüyle allak bullağım Ey şiir ey kan emen tanrıça Ne zamandır fısıldamıyorsun Kulaklarıma tanrısal şarkılar
Ah... Mecnun, Leyla'yı bekliyormuş. O sırada bir bülbül de, güle şarkılar söylemekteymiş. Mecnun hüzünlü gözlerle onları seyredip bülbülün acı şarkılarını dinlemiş. Leyla geldiği vakit, bülbül ondan korkarak uçup bir ağacın dalına konmuş. Bu durum Mecnun'un çok zoruna gitmiş ve bülbüle 'Be hey şaşkın sen kimi seviyor ve kimden kaçıyorsun?' demiş. 'Leyla'nın zülüflerinde olmasa gülün ne kıymeti kalır?' Bülbül cevap vermiş. 'Be hey şaşkın asıl sen kimi seviyor ve kimden kaçıyorsun? O gülün zülüflerinde olmasa Leyla'nın ne kıymeti kalır?'
Ah Niçe'm bi seni bi beni anlamıyorlar...
Tüm toplumsal zorlamalardan özgür olmanın tadını çıkarırlar orada, uzun süre toplum huzuru içine kapatılmışlığın, sıkışıp kalmışlığın yarattığı gerginliği atarlar üstlerinden yabanda, bir dizi rezil cinayet, yakıp yıkma, tecavüz ve işkenceden sonra, sanki bunlar yalnızca bir öğrenci muzipliğiymiş gibi, kibirle ve ruh sarsılmazlığıyla çekip giden, sevinçten içleri içlerine sığmayan canavarlar olarak yırtıcı hayvan insafsızlığının masumiyetine geri dönerler ve ikna olmuşlardır ki ozanlara şarkılar, övgüler düzecekleri bir şeyler çıkmıştır gene. Bütün bu asil ırkların temelinde o yırtıcı hayvanın, av ve zafer arzusuyla kol gezen o görkemli sarışıncanavarın yattığı açıktır; zaman zaman boşalmaya ihtiyaç duyar bu örtük temel, hayvanın tekrar dışarıya çıkması, tekrar yabana geri dönmesi gerekir - Roma, Arap, Germen, Japon asilzadeleri, Homeros'un kahramanları, İskandinavya Vikingleri - hepsi de birbirinin aynıdır bu gereksinim açısından.
Bana diyor
Ah, seni hiç görmeseydim Kalbimin güzel melikesi, Düşmezdim bu hale, Bugünkü gibi. Ne kalbini çelmek istedim Sevgi dilendim ne de; Ancak sessizce yaşamak Nefes aldığın yerlerde.
Reklam
Uyu yavrum'lar bitti çoktan, Mıymıylarınla, sütana, sen evde kal! Ben bugün düğünümü kutluyorum, Bak, göründü kibar, zarif konuklar. Hele hele, baylar bu ne şıklık! Ellerinizde kelleniz, şapka yerine! İp kaçkını sarsak titrek kuklalar, Rüzgâr da yok, bu ne gecikme böyle? Şu gelen süpürge sapına binmiş nine. Ah, kutla beni, oğlunum ya senin! Beyaz yüzde titriyor bir ağız, Diyor ki: “ Dâim olsun, âmin!”
Ah bu şarkılar...
Şarkıları kaç kişinin sevdiğini düşündüm. Kaç kişinin bu şarkılar yüzünden kötü zamanlar geçirdiğini. Kaç kişinin bu şarkılarla güzel zamanlar geçirdiğini. Bu şarkıların ne kadar çok anlam içerdiğini. Bu şarkılardan birini yazmak harika olurdu. Onlardan birini yazmış olsam çok gururlanırdım. Umarım bu şarkıları yazan insanlar mutludur. Umarım bunun yeterli olduğunu hissediyorlardır. Bunu dinle bunu tüm içtenliğimle istiyorum, çünkü beni mutlu ettiler ki ben yalnızca bir kişiyim.
"yalnızken ve dört bir yanımı sessizlik kapladığında... hep ağlamak isterim... ya da şarkı söylemek... fakat iyi şarkılar bilmem;ağlamaya da utanırım..."
Sayfa 235 - can yayınları, 5. basımKitabı okudu
Ah şarkılar!
Bazı şarkı sözleri, yaşarken hiç duymadığım bu sözler bana dünyanın en acı ama en can alıcı hakikatleri gibi geliyor, bazı an ve sözlerde kalbimin paramparça olduğunu, ölmek istediğimi duyuyordum.
İletişim Yayınları e kitap
Reklam
Geldi söz meydanına âşıklar Atışmak üzre; Ah, garip bir yarıştır bu, Pek tuhaf bir çekişme! Hayal, köpükler içinde azgın Atıdır âşığın; Sanat, kalkanı, Kelimeler kılıç elinde. Halılar serili balkondan Bakar kibar hanımlar neşeli, Elinde defne dalı taç Fakat asıl güzel yok hani. Başkaları, vuruşan çarpışan Şövalyeler sağlamdır da, Biz âşıklar çıkarız ortaya Önceden ağır yaralı. Ve orda, kalbinin derinlerinden En iyi, en kanlı şiirler sızan Kazanır yarışmayı, ve alır En üstün ödülü en güzel ağızdan.
Ah bu şarkılar meğer hep seni anlatıyormuş ben dinliyormuşum ama duymuyormuşum.
Ah bu şarkılar meğer hep seni anlatıyormuş ben dinliyormuşum ama duymuyormuşum.
Acılarımın güzel beşiği, Dinlendiğim güzel mezar, Güzel şehir, ayrılmak zorundayız Sesleniyorum: Hoşça kal! Sevgilimin gezindiği Kutsal eşik, esenlikler! Hoşça kal, onu ilk kez gördüğüm Kutsal yer! Ah, seni hiç görmeseydim Kalbimin güzel melikesi, Düşmezdim bu hale, Bugünkü gibi.
344 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.