YouTube kitap kanalımdaki yeni videoyu izleyerek insanların neden böyle kitaplar okuduğunu öğrenebilirsiniz: ytbe.one/mDnTL7oeTLA
Cüneyt Özdemir, Acemi Cadı dizisi, eski Kekstra reklamı, Pokemon'daki Roket Takımı... İşte bunların hepsi 4N1K kitabı arkadaşlar.
İncelemeye başlamadan önce yine şunu söylemem gerek. Bu incelemenin
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/CqGQ-kdoRUQ
Hangimizin içinde bizi bizden uzaklara sürükleyen bir şeytan yok ki?
Bu incelemenin altına yazılan her yoruma karşılık olarak her yaşa uygun harika kitaplar önerdim. Kitap önerisi alabilmek için yorumlar
John Steinbeck 1962’de Nobel kazanmış değerli bir yazar. Hayatını kazanmak için çabalamış, birçok işte çalışmış, kitaplarında da çok iyi bir şekilde yansıttığı hayatın acımasız gerçeklerini tecrübe etmiş. Ki zaten böyle bir birikime sahip olmayan birinin, insanı bu denli etkileyebilecek eserler yazabileceğini düşünmüyorum… Steinbeck, kendi
Kitabı en sonunda bitirdim. İlk bölüm inceleme, ikinci bölüm ise bir öyküdür. Keyifli okumalar dilerim.
İlk Bölüm:
Maksim Gorki’nin bir eseri daha biter ve böylelikle onun gönlümde yükselişi tüm hızıyla devam eder. Bilemiyorum… Okuyacağım sürüyle kitap, tanışacağım onca yazar olacaktır lakin mümkün müdür? Gorki’nin samimiyetini, çocuksu ruhunu,
Ateistin kutsal kitabı mı olur kardeş? Kitapsız değil mi bunlar yahu? Dur biraz başa saralım.
"Bütün çocuklar ateisttir, tanrı fikri onlarda yoktur."
// Baron D'Holbach
Kitapta geçen bu alıntı ile başlayalım. Okula başlar başlamaz aynı sene yaz tatilinde, çoğu çocuk gibi camiye Kuran kursuna gönderildim. Küçükken de Allah ismi hep
Dünya ve Fransız edebiyatının en büyük isimlerinden biri de Romantizm akımının en önemli temsilcisi olarak gösterilen
Victor Hugo’dur. Onun eserleriyle ilk kez lise yıllarında "
Sefiller (2 Cilt Takım)” romanıyla tanışmıştım. Kitabın özetini okumama rağmen etkisini uzun yıllar üzerimden atamamıştım. Nerede kimsesiz, çaresiz ve kalbi kırık bir çocuk görsem Cosette’i
Değil kardeşim, dal yeşil değil, gök mavi değil,
Bilsen! Ben hangi alemdeyim, sen hangi alemde!
Aklından geçer mi dersin aklımdan geçen şeyler?
Sanmam! Yıldız ve rüzgar payımız müsavi değil;
Sen kendi gecende gidersin, ben kendi gecemde;
Vazgeç kardeşim, ayrıdır bindiğimiz gemiler!
-Cahit Sıtkı Tarancı
Dikkat! Kitap içinde geçen alıntılar ve ufakta olsa konuya yaklaşım olduğundan, bazı kişiler tarafından inceleme içeriğinde spoiler varmış gibi algılanabilir. Lütfen, bunun bilinci ile okumanızda fayda var…
> Konusu itibariyle kitapla bağdaşacağı için, bu incelemeye şu söz ile giriş yapmak isterim; ❝İnsan yaşamı ne zaman başlar? Ana rahmine
Bazı dostlar beni yanlış anlıyorlar. Bakın benim bir beynim var ve içi dolu. Beynimi kimseye, hiçbir yazara, hiçbir partiye, hiçbir ideolojiye kiralatmam. Zaten Türkiye’de benim beynimi kiralayabilecek çapta bir insan yok. Olamaz da. Burası benim için hiç bir anlam ifade etmemektedir. Beni kim okumuş, hani kim yorum yapmış, kim arkamdan konuşmuş zerrece umrumda değil. Eskiden gurmeler bir yiyecekten diğerine geçerken dillerini resetlemek temizlemek için limon vb. alkalilerden faydalanırmış. İşte 1K benim için sadece bu. Kafamı hafif değiştirmek, önümdeki reel iş öncesi sanal aleme bir şeyler yazmak. O an aklımdan geçen her şeyi hiç eğip bükme ihtiyacı hissetmeden söylüyorum. Kimileri buna patavatsızlık diyor, kimileri ukalalık, kimileri özgüven, kimileri dürüstlük. Ben tengrigenslik diyorum. Her doğru veya yanlış, her yerde söylenmeli. Hayatım boyunca içten pazarlıklı biri olmadım, çok insan kazandım, çok insan kaybettim. Umrumda bile değil. Yaşamım boyunca bir su kadar berrak, bir ateş kadar sıcak olacağım.
Tanıştığım Budist biriyle birlikte artık Budizm'e merak saldım. Aslında arkadaşla konuşurken Budizm hakkında hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. Arkadaşa bir çok soru sordum ve aldığım yanıtlar ilginçti, dikkatimi çok çekti. Ben Müslümanım ve dinimi elbette tutuyorum, ancak başka dinlere de bakmayı; nasıl olduğu hakkında bilgiler edinmeyi
günümüzden 366 gün önce, 7 mart 2023 salı günü, 2000 doğumlu olan, 23 yaşındaki e.d.'yi pendikteki çalıştığı okula sabah dedesi getirmişti.
e.d'yi çalıştığı okula dedesi getirmişti, çünkü e.d. %50 zihinsel engelliydi. başına kötü bir şey gelmesini istemeyen dedesi beraber yaşadığı torununu sabah okula kendisi getiriyor, aynı şekilde