Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/CjVq5rjN0uV
Her gün etrafınızda gördüğünüz insanları aslında ne kadar görüyorsunuz hiç sorguladınız mı?
Kendiniz için yıllar sonrasına zaman kapsülü niteliğinde bir mektup bıraktınız mı? Bilinmeyen bir kadın ya da
2017 yılında Nobel edebiyat ödülü alan Kazuo Ishıguro’nun “Beni Asla Bırakma” adlı romanı, Ishiguro’dan okuduğum ilk romandı ve kitabı okuyup bitirdiğimde karışık duygular yaşadım. Kitabı okurken pek çok eserle bağlantı kurdum -bu bağlamda kitap zihin açıcıydı benim için- ancak diğer taraftan kitap bende sebebini bilmediğim bir eksiklik hissi
Yazacaklarım karnı tok bir insanın yazdıklarıdır. Bunları okuyacak olanlar da toktur. Kitabın verdiği gerçek açlık duygusunu hiçbirimizin gerçekten anlamasına imkân yok. Bu yüzden açlık hakkında beylik laflar etmeyeceğim. Ama birazcık empati bizi kurtarır.
Kitabın konusu kısaca şu şekildedir: “Açlık romanı, yazar olmak amacıyla Kristina’ya
Nermin Yıldırım 2019’un mart ayında Camino de Santiago’nun Portekiz ayağının kıyı rotasını bir arkadaşı (romanda da aynı ismi taşıyan Ogo karakteri) ile beraber yürümeye başlar.
i.hizliresim.com/lnzjz0h.jpg
Sırtında
Senin de kadınlar günün kutlu olsun GÜLLÜ...
İnceleme kitaptan alıntılar içermektedir.
Aziz Nesin'in uzun zamandır okumayı beklediğim ve tesadüfen kadınlar gününde okuduğum romanı ''Tatlı Betüş''. Nam-ı Diğer Lokum Betül, Madam Döviz, Prenses Faşefaş, Evlatlık Şükran, Güllü, Kopça Koparan Dansöz Gülcan Keklik, Miss Kamepa, Müzayede Hanım,
Kitabımızda Bayan C.’nin yıllar önce hayatındaki boşluğu dolduracak bir amaç ararken yaşayıp asla unutmadığı ve etkisinden hâla çıkamadığı kumarbazla geçirdiği 24 saati anlatılır.
Tutku ve bağımlılık en fazla bu kadar iyi anlatılabilirdi sanırım. Yine de kitapta betimlemeler içinde boğuldum. Kitabın ortalarında bırakmak istesem de hadi hadi az kaldı diyerek sonlara yaklaştım. İyi ki de devam etmişim çünkü yukarıda da belirttiğim gibi tutku ve bağımlılığı anlatan daha iyi bir kitap okuyamazdım. Utanç, merhamet, tutku, öfke ve aşk çemberi arasında dönen bu kitabı okuyun okutun ve ders çıkarın :)
SPOILER!!!! ( Gerçi otobiyografik bir eserde spoylır mı olur bilmem ama olsun)
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
-Cemal Süreya
Sizin hiç babanız gözünüzün önünde yüreğinden hançerlenerek öldürüldü mü? Üstelik kardeşiniz tarafından?
İşte ilgili
Kimi zaman susmak, kimi zaman konuşmak; kimi zaman dinlemek, kimi zaman anlamak; kimi zaman gülmek, kimi zaman ağlamak, kimi zaman ise nefes dahi almak zor gelir insana... Yaşamak için yaşar. İsmet Özel'in ifadesi ile" Bu silinmez yaşamak suçu üzerimde..." dediğimiz anlar olur. Böyle bir zaman diliminde oldu daha önce okumayı
MELÂNKOLİ
Sardıkça gönlü aşk, hayat ve arzu çemberi,
Duada boş kalır mahzun şairin elleri.
Mihnet altında takatsiz. yürek kanar, erir
Zalim kader şairlere hep ıstırap verir.
Fasit daire şeklinde bir bitmeyen çile.
Şair ömründen eksilmez çekmek kolay dile
Âlem mesut yaşar, bilmez elem keder nedir.
Şairin ruhu bir harap mabet viranedir.
Hülâsa şairin ömrü bir içli senfoni
Kalbinde bir misafirdir gitmez melânkoli.
R…G…O…
29 Aralık 1961
Geleneksel eserlere en yakın olan eseri...
1913 yılında tamamlanmış olan Dışa Yolculuk Virginia Woolf'un ilk eseridir. Kendisiyle özdeşleşen bilinç akışını kullanmadığı bu eseri, ilerde kaleme alacağı eserlerinin ve yaşayacağı hayatın adeta temeli niteliğindedir. Hayatını ve eserlerini incelediğimizde onların birçok işaretini bu eserinde